Protesto kültürü ve cehalet
Türkiye tarihinde en etkili protesto Coca Cola’ya karşı yapılmıştır. 2000’li yılların başında şirket Türkiye’deki ürünlerine fahiş zam yapmış ve birçok dernek ve bireysel protestolar başlamıştı.
Öyle ki, bu şirketin satışları Türkiye’de yüzde 39 gibi ciddi bir düşüş kaydetmişti.
Şirket geri adım attı ve fiyatları aşağı çektiler.
Bu bilinçli tüketicinin gücüydü.
Geliyoruz günümüze…
11 bin masum insanı katleden ve çocuk, kadın fark etmeden öldüren İsrail’i protesto etmek amacıyla bazı kişilerin bireysel çabaları var.
Nedir bu çaba?
Marketten kola alıp dökmek ve Starbucks’a gidip orada oturan insanları sözlü taciz etmek. Masadan kahveyi alıp dökmek.
Başka? Başka yok!
Bunlar neden protesto ediliyor?
İsrail’e destek verdikleri için!
İyi de Mercedes açıkça para yardımı yaptı İsrail’e.
Onu neden protesto etmiyorsunuz?
Türkiye’den her gün yüzlerce gemiyle çelik ve petrol ürünleri İsrail’e gidiyor onu neden protesto etmiyorsunuz?
O kahveye gidip insanları taciz etmek, Türkiye’nin dünyadaki görüntüsünü bozmaktan başka bir şey değil.
Kola dökme olayına gelince, böyle saçma bir protesto olmaz. Emin olun diğer Amerikan firmaları da kendi markalarının aynen bu şekilde protesto edilmesi için dua ediyorlardır.
Bu protesto ile kolanın cirosunda patlama oldu.
Bazı vatandaşların kredi çekip kola aldığını ve protesto için döktüğünü duydum.
Önce inanmadım ama biraz araştırınca doğru olduğunu öğrendim.
Yaşlı bir hacı amca 11 bin lira krediyi, aylık yüzde 4 faizle çekip kola almış ve dökmüş.
Bu kadar saf ve güzel insanımız var.
Oysa bu hareketi ile hem tefeci faizi ile çektiği krediden dolayı yabancı bankayı mutlu ediyor, hem de protesto ettiğini düşündüğü kolanın satışlarını patlatıyor.
AKP’li yıllarda maalesef bu da oldu.
Ürünü almayıp kullanmayan bir protesto kültüründen, böyle cehaletin kol gezdiği ucube kültüre sahip olduk.