Postacının vebali

Devletin en önemli görevlerinden biri de vatandaşlarının çalışma ortamını sağlamak.
İşçilerin sağlıklı ve insani şartlarda çalışmasını denetlemek ve işçilerin hakkını korumak Çalışma Bakanlığı’na verilmiştir.
Çalışma Bakanlığı bugüne kadar hep işçinin değil, işverenin hakkını korumuştur.
Ne zaman bir iş kazası olur da birkaç işçi ölürse, Çalışma Bakanı ekrana çıkar ve başlar anlatmaya. İşin yoksa ve vaktin bolsa dinle... İşçi hakları genelde özel sektörde ihlal edilir. Peki bu ihlal ve haksızlıklar devlet tarafından yapılırsa ne olur?
Vatandaş derdini kime anlatacak?
İşte derdini anlatamayan binlerce mağdur işçi, PTT çatısı altında bulunuyor.
Her gün kapımızı fatura ve bir çok belge için çalan postacılar tam bir dram yaşıyor.
Sadece dram da değil.
Sefalet, acı ve sömürü.
Hepsi bir PTT yapımı film gibi.
Binlerce postacı, özelleştirme adı altında taşerona satıldı. Eti de senin, kemiği de der gibi. Karın tokluğuna çalıştırılan, dahası sömürülen binlerce çaresiz insan PTT logolu gömleği giyip her gün kapımızı çalıyor.
“Az eleman çok iş” felsefesi ile bir postacının sırtına en az 5 torba mektup ve paket yükleniyor. Ortalama 400-500 adrese teslim edilecek.
Postacıların büyük bir bölümü hamal gibi yük taşımaktan bel ve boyun fıtığı ile uğraşıyorlar. Korkularından doktora bile gidemiyorlar. Biliyorlar ki, “hastayım” dese taşeron kapıyı gösterecek. Çünkü hiç bir güvenceleri yok.
İşte o postacıları açlığa ve acıya mahkum edenler geçen hafta milyarlık bir protokole imza attılar.
Bank Asya’nın TFF 1. Lig sponsorluğundan çekilmesi üzerine, yıllık 13 milyon TL bedelle TFF 1. Lig sponsorluğunu, PTT Genel Müdürlüğü aldı.
Ne alaka değil mi?
172 yıllık tekel PTT, futbol ile neyin tanıtımını yapacak?
Herkes biliyor ki, bu kıyak PTT’nin eski patronu TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’e kıyaktan başka bir şey değil.
Fakir fukaranın elektriğinden kesilen paralarla koca TRT’yi bugünkü haline getiren İbrahim Şahin, en büyük desteği böylece PTT’den aldı. Üstelik tasarruf adı altında çalışanını taşeronun kucağına atan PTT, bu parayı İbrahim Şahin’in emrine verdi.
Şimdi buradan soruyorum:
Sayın PTT Genel Müdürü, bu imzayı atarken eliniz titremedi mi? Aklınıza karın tokluğuna köle gibi çalıştırılan postacılar gelmedi mi? O demode olmuş yazıcılarla ve bilgisayarlarla çalışanlarınıza azap çektirip yüz yıllık kurumu köhne bir hale getirmekten rahatsız olmadınız mı?
Kimin parasını kime veriyorsunuz? 13 milyonluk sponsorluk PTT’ye ne kazandıracak?
Bir sözüm de buradan PTT çalışanlarının haklarını korumak ve savunmakla görevli sendikaya: PTT’de tüm bunlar olurken ne yaptınız? PTT’nin en önemli kolu dağıtıcılar taşerona peşkeş çekilirken neredeydiniz?
Neden haksızlıklara isyan edip tepki göstermiyorsunuz? Sendikacılık duymadım-görmedim demek ise vicdanınız rahat olsun!

Yazarın Diğer Yazıları