PKK diyemeyen o dil tesadüf değildir!
Önceden sadece bir parti imzalamazdı ortak bildirileri… Şimdi o partilerin sayısı ikiye çıktı… PKK’nın siyasî uzantısından sonra CHP de aynı yönde tavır aldı… Artık yalnız değiller!..
Bu sürpriz midir? Asla!.. Uzun süredir ifade etmeye çalışıyoruz: CHP’nin sokulduğu bu yeni kulvardaki yürüyüş ‘planlı bir yürüyüş’tür…
*CHP’nin ortak bildiriye imza atmayıp, kendi hazırladığı ‘gecikmeli’ bildiride PKK’nın adını zikretmemesi tesadüf değildir…
*Son kurultayda CHP Genel Başkan adaylarını Selahattin Demirtaş’a selâm gönderme yarışına girmiş olması tesadüf değildir…
*İsimlerini verdiğimiz PKK/HDP sempatizanı, Aposever kişilerin ülkenin değişik illerinden milletvekili yapılarak CHP sıralarından Meclis’e sokulması ve parti içinde ‘nöbetçi HDP’ oluşturulması tesadüf değildir…
*Özgür Özel’in “Bu ülkede Türkler eşittir, Kürtler daha az eşittir” diyerek, PKK terörizmine yataklık eden belediyelere kayyum atanmasına karşı çıktığını açıklaması tesadüf değildir…
*Sezgin Tanrukulu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde seçimi kazanacaklarına dair müjdeler verirken, mekân olarak PKK’nın kurulduğu Fis köyünü seçmesi tesadüf değildir…
*Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘işgalcilik’le suçlamış operacının elini kameralar önünde öpmesi ve sorulduğunda “Gururumdur” diye cevap vermesi, semboliktir ve asla tesadüf değildir…
*TSK’yı kimyasal silah kullanmakla suçlayan Tabipler Odası Başkanı Fincancı’ya sahip çıkılması tesadüf değildir…
*Şeyh Sait’e ve Seyit Rıza’ya sözde empati gösterilmesi, Kemalizm’i ırkçılıkla yaftalayanların garanti yerlerden vekil yapılması tesadüf değildir…
*Özgür Özel’in kurultaydan önce Roboski diye tutturması, İsrail’le eş zamanlı biçimde “Tayyip Erdoğan bombalattı orayı. O köylüler onun emriyle öldürüldü” demesi tesadüf değildir…
*Yine Özgür Özel’in kendisine sorulan HEDEP sorusu üzerine “HEDEP’i şeytanlaştıracak değilim… Bunu da herkes böyle bilsin” diyerek adeta meydan okuması tesadüf değildir…
***
Altını defalarca çizdik: Cumhuriyeti ‘kuran’ parti, artık cumhuriyeti ‘vuran’ parti olma yolunda ilerliyor ve bu yürüyüş, Ortadoğu’yu da yeniden şekillendirmek isteyen küresel iraden elinde, millî devleti tahrip edecek planlı bir yürüyüştür!..
Bu siyaseti, önümüzdeki yerel seçimlere yönelik bir strateji olarak sınırlamak da doğru değildir… Son CHP kurultayı gibi, önümüzdeki yerel seçimler de 2028 seçimlerinin altyapısı niteliğinde gerçekleşecektir…
Bugün oluşturulan gizli/açık işbirlikleri, CHP ve PKK’nın sivil uzantısı olduğunu asla inkâr etmeyen partilerin, ülkeyi millî vasfında sıyırıp kullanışlı ‘Ortadoğu karması’na dönüştürmeyi amaçlamaktadır…
Dünün o lânetli çözüm sürecinde elde edilemeyen sonuç, yeni aktörlerle yeni bir safhaya doğru çekiştirilme aşamasındadır… Yüzlerce yıldır bu topraklarda tutunma kavgası veren Türk milleti yeni bir sınavla karşı karşıya gelecektir…
Öylesine kirli bir tuzak ki bu, sözde milliyetçi geçinenlere bile, “Belki de HDP derdini anlatmak istiyordur, meşrudur, PKK’ya silah bıraktıracaktır, Meclis’te olmalıdır” dedirtebiliyor, kanlı mazbata uğruna!..
Allah ferasetimizi, özellikle de Türk milliyetçilerinin ferasetini arttırsın… Çünkü çok işimiz var çok…