Piyasalar “stok affı”na odaklandı

Beklenti, naylon faturacıları heyecanlandırıyor. Af sayesinde hem köşe dönecekler, hem de cezaevine girmekten kurtulacaklar. “Stok” kelime anlamıyla “Bir satış yerinde, satışa hazır bulundurulan malların tümü” nü ifade eder. Piyasa dilinde ise stok affı, “naylon fatura affı”dır. Hükümet; faturasız alım-satımdan dolayı işletmelerin stoklarında bulunmasına rağmen kayıtlarında yer almayan ya da kayıtlarda görünmesine rağmen stoklarda olmayan mallar konusunda af getirerek, kaçakçı, naylon faturacı, hayali ihracatçıyı aklayacak.
İşletmede belgesiz mal bulundurulması ve bu malların ticari dolaşıma çıkarılması büyük bir risk oluşturur.
Bu nedenle de patronlar lobisi riski ortadan kaldırıp, kazançları legal hale getirmek için hükümetleri “ stok affı” konusunda ikna ederler!
İş veren temsilcilerinin, TÜSİAD’ın hükümetle aralarının son aylarda iyi olmasının en büyük etkenlerinden birisi de “ stok affı” dır.
Ülkenin en büyük kuruluşları dahi vergi müfettişlerinin “ naylon fatura” konusunda inceleme yapmasını göze alamazlar.
Böyle bir inceleme sonucu ödeyecekleri bedelin ağır olduğunu iyi bilirler. Bunun için de şeytana pabucunu ters giydirirler.
Nasıl mı.
Büyükşehirlerde on binlerce kişi el arabaları ile hurda demir demir toplar.
Durumu biraz iyi olanlar toplama işini kamyonetle yapar. Toplanan hurdalar önce küçük ölçekli, sonra da büyük ölçekli depolara taşınır.
Depolar hurdaları vasıflarına göre ayırıp, demir çelik fabrikalarına gönderir. Son durakta haddene ve fabrikalar hurdaları mamul üretmek için eritirler. Sanayide çarkların dönmesini sağlayan tablonun aksayan yanı, alım satım işlemlerinde evrakların naylon olmasıdır.
Ell arabalı hurdacı topladığı parçaları küçük depoya satıp parasını alır.
Alış verişte evrak yoktur.
Küçük depo, büyük depoya topladığı hurdaları satarak parasını alır.
Alış verişte evrak yoktur.
En büyük depo vasıflarına göre ayırdığı hurdaları fabrikalara satar.
Alış verişte evrak vardır.
Sorun da burada başlar.
Çünkü, büyük depo hurdaları belgesiz alıp, fabrikalara naylon fatura ile satar.
Bu durumda sadece naylon faturayı veren değil, alan firma da suçludur.
Patronlar suç işlemez!
Kılıf hazırlanır.
Büyük depo sahibi, değişik isimler üzerine 4-5 ayrı şirket kurar. İlk şirket, aile üyelerine değil, garibanlara kurdurulur. Fabrikalara 1000 ton hurda satan patron şirket, parasını almak için fatura kesmek zorundadır, ancak muhasebe kayıtlarında hurda girişi yoktur.
Çözüm basittir.
Yeni kurulan şirketler devreye girer.
A şirket, B şirketine 1000 ton hurda satmış gibi fatura keser.
B şirketi , C şirketine kendi şirketine giriş yapılan oranda, yani 1000 tonluk fatura gönderir.
C şirketi , patron şirkete, kendi şirketine giriş yapılan oranda, yani 1000 tonluk fatura keser.
Patron şirket, muhasebeleşen fatura ile rahatlar. Fatura operasyonunun en önemli ayağı KDV dir.
Şirketler birbirlerine fatura keserken KDV ve fatura bedeli bankaya yatırılır.
Vergi müfettişi, patron şirkette inceleme yaptığında, bir alt şirketten(C şirketi) alınan fatura bedeli ve KDV’sinin bankadan ödendiğini görür. Şirket evraklarının legal olduğunu tespit eder. Müfettiş ,incelemesini C şirketine fatura kesen B şirketi üzerinde sürdürür. Onun da fatura bedeli ve KDV’lerini bankadan ödediğini, şirket kuruluşunun legal, hurda girdisini gösteren belgelerin düzgün olduğunu görür.
Sistem saat gibi işler, para; patronun bir cebinden çıkar, diğer cebine girer.
Genel olarak incelemelerde üç alt şirkete kadar inildiğinden, suçun kaynağı A şirketi inceleme dışı kalır. Bilerek/ bilmeyerek naylon fatura alan fabrikalar ve bilerek naylon fatura veren patronlar onlarca , yüzlerce milyon doları paylaşırlar. Oysa, müfettiş, A şirketini incelemiş olsaydı, tüm işlemlerin para trafiğinin hayali, kesilen faturaların naylon olduğunu görecek, patron, haddene ve demir çelik fabrikalarının suç işlediklerini tespit edecekti. Büyük bir depo, haddene ve fabrikalara yılda 100 bin ton hurda demir satar.
Bu rakam 5 yılda 500 bin ton eder.
Naylon fatura sadece hurda demirde mi olur. Elbette ki hayır. Son yıllarda yabancı ülkelerden ülkemize kayıt dışı giren malların, özellikle de petrol ve petrol ürünlerinde, dolaşımı giderek artmıştır. Altın, pırlanta ve değerli madenlerde de kayıt dışılık oranı oldukça yüksektir.
Her yıl milyarlarca lira haksız kazanç az sayıda kişi arasında paylaşılır.
Stok affına giren mala geçmişe dönük sorgu olmaması ise kaymaklı kadayıftır.
Sözün özü; bu tasarı, naylon faturacılar için af, gerçek bir kurtuluş olacaktır..

Yazarın Diğer Yazıları