Piyasa durgun... Enflasyon var...
Eylül ayında yıllık enflasyon TÜFE (Tüketici fiyatları endeksi) yüzde 8.86, Yİ-ÜFE (Yurt İçi Üretici Fiyatları Endeksi) de yüzde 9.84 arttı.
Aylık bazda ise, Eylül ayında bir önceki ay Ağustos ayına göre hafif bir düşme var.
*Aylık TÜFE oranı yüzde 0.14 oldu. Bu oran 2005’ten beri görülen en düşük orandır. Düşmesinin en önemli nedeni, piyasanın durgun, toplam talebin bu sene daha düşük olmasıdır.
*Aylık Yİ-ÜFE oranı da yüzde 0.85 oldu. Eylül ayı ÜFE oranları önceki yıllarda, döviz fiyatlarına bağlı olarak çok farklı değerlerde oldu. Bu sene Eylül ayında dolar kuru yüzde 5.2 oranında arttı. Muhakkak olan bu artış Ekim ayında üretim maliyetlerine yansıyacaktır.
Yİ-ÜFE’yi, ithal mallar da etkiliyor. Dolar kurunda Eylül ayında yüzde 5.2 artış oldu. Bu demektir ki sanayide kullanılan ithal ara malı ve ham madde gibi girdi fiyatları da aynı oranda artmıştır. İthal ara malı ve ham madde fiyatlarının TL cinsinden artması, üretim maliyetlerinin artmasına neden oluyor. Artan maliyetler perakende fiyatlara yansıyor. Fiyatlar genel düzeyi artıyor. TÜFE artıyor. Bu maliyet artışlarının genel fiyat düzeyine etkisi 2-3 ay devam ediyor. Bu demektir ki sanayide maliyet artışları Ekim-Kasım ve Aralık aylarında TÜFE’yi artıracaktır.
Ekim ayında TÜFE oranları yüksek çıkıyor. Son 9 yıldır yüzde 1.4’ten aşağı olmadı. 2012’de yüzde 3.27 olmuştu. Geçen sene de 1.80 olmuştu. Bu sene Ekim ayı TÜFE oranının, Eylül ayındaki kur artışının da etkisiyle yüzde 1.5’ten düşük olmayacağını tahmin edebiliriz. Kasım - Aralık aylarında yüzde 1’in altında olur ve TÜFE olarak 2014 enflasyon oranı yüzde 9.1 ile 9.6 arasında gerçekleşir.
Eylül ayında gıda ve alkolsüz içeceklerde yıllık enflasyon TÜFE’nin üstünde, yüzde 13.95 oldu. Gıdada fiyat artışlarının yüksek olması, hem mutfak enflasyonunun daha yüksek olduğunu, hem de TÜFE’de gıda fiyatlarının etkisinin olduğunu gösteriyor. Elbette enflasyonu yalnızca gıdaya veya kur artışına bağlamakla sorunu çözemeyiz. Gıda fiyatları neden artıyor? Piyasada oligopol yapılar ve monopolleşme mi var? Stokçular spekülasyon mu yapıyor? Tarımda verimlilik sorunu mu var? Bunları çözmek siyasi iktidarın işidir .
Merkez Bankası da gıda fiyatlarını gerekçe göstererek enflasyondaki başarısızlığını örtemez. Zira Merkez Bankası 2006’dan beri enflasyon hedeflemesi uyguluyor. Eğer gıda fiyatları karşısında elindeki para ve faiz araçları yetmiyorsa, o zaman enflasyon hedeflemesi yapmasın. Kaldı ki, aynı Merkez Bankası yıllarca enflasyonu düşürmek için döviz kurlarını düşük tuttu. Geçmiş yıllarda kurlar artınca müdahale etti... Düşünce etmedi. Sıcak parayı teşvik ederek kur baskısına göz yumdu.
Aslında “çekirdek enflasyon” daha da yüksek çıkıyor. Enflasyonun yönünü gösteren “Çekirdek Enflasyon”, fiyatlarda ortaya çıkan geçici etkilerin kaldırılması ile fiyatların genel düzeyinde ortaya çıkan artış anlamına geliyor.
“Çekirdek enflasyon” , enflasyonun trendini, enflasyonun nereye gideceğini tahmin etmede etkilidir. Bu açıdan bakarsak özel kapsamlı TÜFE göstergelerine göre, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ve tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE oranı yüzde 9.25 oldu.
Sonuç olarak, anlaşılıyor ki, gerek hükümetin ve gerekse Merkez Bankası’nın enflasyon nedenlerini doğru teşhis etmeye niyetleri yoktur. Kronik enflasyon yapısaldır. Günü birlik ve popülist politikalarla bu sorun çözülmez. Yapısal sorunları çözmenin ise siyasi maliyetleri vardır. AKP iktidarı bu maliyetlere girmez. Ancak korkunun da ecele faydası yoktur. Çünkü kronik enflasyon da sürdürülemez.