Patron her istediğini yapma hakkına sahip mi?
Şu günlerde birçok şirket art arda halka açılıyor. SPK adeta geceli gündüzlü halka açılacak şirketlere izin vermek için çaba harcıyor.
Evet, halka açılmak bir şirket için çok faydalı çünkü sermayenin tabana yayılması anlamına geliyor. Şirketler bankalardan yüksek faizle kredi almaktansa sermayesinin bir bölümünü halka açarak hisse satması ya da sessiz ortak modeliyle kendisine ortak bulması, dünyada kabul gören en iyi yöntem. Biz buna halka açılma diyoruz.
Türkiye'de halka açılan şirketlerin nasıl açıldıklarını, geçmişte bir mafya liderinin anlatımıyla duyduk, öğrendik.
Artık bunların olmayacağını varsayarak neler yapılması gerektiğini, niçin dikkat edilmesi gerektiğini artık yetkili denetleyici ve düzenleyici kurum olan SPK'nın bilmesi gerekiyor.
Halka arzlarda sorun sadece hissenin satışı ya da halka açılma yöntemiyle değil, aynı zamanda halka açıldıktan sonra da. Bu şirketlerin başına buyruk eylemleri büyük sorun oluşturuyor.
Bir süre önce Doğuş Otomobil'in, yine grup şirketlerinden Doğuş Gayrimenkul hisselerini satın almasını yazmıştım.
Yani şirket patronu bir şirketinin hissesini diğer şirketine satıyor ve SPK bunu doğal olarak kabul ediyor. Çünkü ortada bir yönetim kurulu kararı var. Yönetim kurulunda kimler var? Tabii ki patronun kendi adamları.
Bu konuda Doğuş Otomobil yatırımcıları adeta ayağa kalktı ancak herhangi bir sonuç alınamadı. Bazı yatırımcılar Genel Kurul'a giderek orada muhalefet şerhi koydu.
Öyle ki adamlar bu şerhi Borsa bülteninde bile yayınlama gereği duymadılar. Ancak yatırımcıların itirazı ve SPK'ya müracaatlarıyla birlikte lütfedip koydular.
Doğuş Otomobil'den aylar sonra yine bir hisse devir faciası, Ülker Grubu'nda oldu. Yıldız Holding yine kendi bir şirketine yani Kerevitaş'ın hisse devrini yaptı.
Yatırımcı yine ayağa kalktı. Ama bu ayağa kalkması para etmedi.
Halka açık şirketlerde bana göre bu çok ciddi bir problem. Yani patronun kafasına göre bir şirketin hissesini diğer şirketine satması...
Bunun için mutlaka genel kurula gidilmesi lazım. Genel kuruldan onay alınması lazım.
Dahası, küçük yatırımcıların da bu konuda onay vermesi lazım. Evet, küçük yatırımcı burada sessiz ortak modelinde. Ancak bazı şirketler var ki sessiz ortağı aptal ortak konumuna koyuyor.
Peki burada küçük yatırımcının hakkını yani sessiz ortağın hakkını kim koruyacak? Elbette Sermaye Piyasası Kurulu koruyacak. Sermaye Piyasası Kurulu bu konuda acil bir düzenleme yapmalı. Yani şirket patronları elindeki a hissesini, b hissesine istediği fiyattan, istediği şekilde devredememeli.
Borsaya artık bir disiplin gelmek zorunda. Son 10 yıldır Borsa'da halka açılan şirketler, gerçekten çok sancılı bir süreç yaşadı. İşte bir mafya liderinin açıklamalarından bazı şirketlerin nasıl halka açıldığını, nasıl bedelli sermaye artırımı yaptığını duyduk.
Bunlar utanç verici. Ama artık SPK'da yeni bir dönem başlamak zorunda. Bu yeni döneminde en önemli sorun hisse devirleri olmalı. Bu hisse devirleri konusunda sessiz ortağın hakkını mutlak suretle korumak gerekiyor. Yani bir otomobil firması, gayrimenkul şirketinin hissesini istediği fiyattan almamalı. En azından bunu küçük ortaklarına sunmalı ya da SPK burada hayatın olağan akışına aykırı olup olmadığını araştırmak zorunda.
Bu hisse devri konusunu işlemeye devam edeceğim.