Paris sapkınlık olimpiyatları!

TRT’nin birkaç kanalında Paris Olimpiyatları açılış törenleri canlı olarak yayınlanırken Türk sporcuların geçişini takip etmek istedim, edemedim... Daha ilk anda törenlere LGBT damgası vurulacağı anlaşıldı...

Konu ile ilgili Türkiye’de en kapsamlı değerlendirmeyi yazar Nihat Genç yaptı. Genç, “Paris Olimpiyatları’nda Sodom Gomore kültürünün manşete çekilmesi bir medeniyet olarak Batı uygarlığının çok derin çağlarüstü bir kriz yaşadığını gösteriyor! Kardeşlerim bu bir LGBT terörü! Bir azınlık kültür, tarihin en köklü kurumu aileye saldırıyor, çocuklar üç beş yaşında cinsiyetlerine kendileri karar verecekmiş hatta okullarda öğretmenler nezaretinde bağımsızca karar vereceklermiş! Derdimiz açlık yokluk eşitsizlik ve sömürü ama sermaye sınıfı yolları tıkamış bizi konuşturmuyor, konuşmasına müsaade ettiği tek şey: LGBT!” diye yazdı ve neoliberalizmin çöktüğünü belirtti.

Sosyal medyada tepkiler çığ gibi ama Yılmaz Özdil, “Dokuz defa aday olup, olimpiyat alamama rekoruna sahip ülke, olimpiyat açılış törenini beğenmedi” şeklinde garip bir mesaj yayınladı! Neresini beğeneceklerdi acaba?

Türkiye’de siyaset kurumundan, bu satırların yazıldığı saate kadar tek tepki, AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta’dan geldi. Usta, Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları'nın açılış töreni için "Ahlaksızlıkların dünyaya aşılanmaya çalışıldığı bir sirk görüntüsü" yorumunu yaptı.

Diğer siyasilerden çıt yok.

***

Dünya liderlerinden ise sadece Macaristan Başbakanı Victor Orban, “Batı’da ahlak kalmadı. Bunu Paris Olimpiyatları’nın açılışında da gördük. Bu tören, Batı'nın zayıflığı ve çöküşünü gösterdi. Yavaş yavaş yaratıcı ve aile ile olan manevi ve entelektüel bağlarını koparıyorlar, bu da toplumdaki genel ahlaki değerlerin bozulmasına yol açtı." dedi.

Aslında Batı’nın nereye doğru gittiğini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 30 Eylül 2022’de yaptığı konuşmada bütün açıklığı ile ortaya koymuştu.

Putin, "Mevcut neo-koloni modelinin nihayetinde başarısızlığa mahkûm olduğu aşikârdır. Onların dünyaya soygun ve şantaj dışında önerecek hiçbir şeyleri yok. Fiiliyatta insanlığın büyük bölümünün doğal hakkı olan özgürlük ve adalet hakkına, kendi geleceklerini bizzat belirleme hakkına tükürüyorlar. Şimdi onlar (Batı), ahlaki değerleri, dini gelenekleri ve aile değerlerini radikal bir biçimde reddetmeye başladılar." dedikten sonra şöyle konuşmuştu:

"Gelin, çok basit sorulara kendi kendimize cevap verelim. Rusya’da anne ve babanın yerine ‘bir numaralı ebeveyn’, ‘iki numaralı ebeveyn’ ve 'üç numaralı ebeveyn' mi olsun istiyoruz gerçekten, yoksa tamamen akıllarını mı yitirdiler? Okullarımızda birinci sınıftan başlayarak çocuklarımıza, yozlaşmaya ve yok oluşa götürecek sapkınlıkların dayatılmasını mı istiyoruz gerçekten? Onlara kadın ve erkekten başka bir cinsiyet daha olduğunu aşılamalarını ve cinsiyet değiştirme ameliyatı olabileceklerinin öğretilmesini istiyor muyuz? Ülkemiz ve çocuklarımız için tüm bunları istiyor muyuz gerçekten? Bizim için bunlar kabul edilemez, bizim farklı, kendi geleceğimiz var.

Batılı elitlerin diktatörlüğü, Batı ülkelerinin halkları da dâhil tüm toplumlara yöneliktir. Bu herkese karşı bir meydan okumadır. İnsanın böylesine topyekûn inkârı, inancın ve geleneksel değerlerin yıkılması, özgürlüğün bastırılması, dinin aksine düpedüz satanizmin özelliklerini yansıtıyor."

***

Paris Olimpiyatları, Putin’i doğruladı. Türkiye’de siyasilerin sessizliği ise neoliberallere teslimiyetin göstergesidir. Elon Musk’ın oğlunu bile ilkokuldayken cinsiyet değiştirmeye zorlayan bir dayatma söz konusu...

Daha iki gün önce Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye'de doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileyemeyecek kritik seviyeye düştüğünü belirterek bu gidişatla 25 senelik bir süreçten sonra askere gidecek genç bulunamayacağını söyledi.

Doğurganlık oranının düşmesinin ana sebeplerinden biri, gençlerin ekonomik sebeplerle aile kurmaya cesaret edememesi ise bir diğeri de gençler arasında uyuşturucu ve sapkınlığın yaygınlaşmasıdır. Bunu sağlayan da pop müzik üzerinden kültürün yozlaştırılmasıdır...

Tayyip Erdoğan’ın “2024 yılı emekliler yılı olacak” sözleri üzerine “Emekliye 10 bin lira maaş vermek, fiilen yaşlı nüfusun erken ölmesini sağlamak, yani enflasyon ile nüfus planlaması yapmak anlamına gelmez mi?” diye sormuştum ya, LGBT dayatması da dolaylı bir nüfus planlamasıdır. ‘Büyük Sıfırlama’ için dünya nüfusunu 500 milyona indireceklerini açıkça söylemediler mi?

Yazarın Diğer Yazıları