Paralı propagandalar
Sözde spor programı. Sözde Fenerbahçe'de başkanlık mücadelesi. Oysa tüm yayın boyunca ekran altından hep aynı kuşak geçiriliyor; "Emeklilere Müjde". Dön baba dönelim. Daha ele geçmeden delik kapatmaya ayrılan 1000 lirayı gözlere sokup, duruyorlar. SSK emeklisinin bir hafta öne alınan emekli maaşı da bitmez tükenmez tekrarlar arasında. Bu işi "iktidara hizmete" dönüştürenlere eski Doğan Grubu eklenince iyice fenalık geldi. Yeni ismiyle Demirören Medya işin suyunu çıkardı. "Kredi devletten" satın alma gerçekleşti. Niyet o kadar belli ki; tarihimizin en büyük devrinin niye yapıldığı kabak gibi ortada. Bu arada bir jest daha uyguladılar. Koç Holding'ten bünyelerine kattıkları Total'e "bayan istihdamı" kampanyası başlatıldı. Hem de ilgili bakanla birlikte!
Ya belediyeler
Bu aralar pıtrak gibi çoğalan tanıtımlar var. Enteresan olan aralarında pek çok ilçe mevcut. Aksu'dan Ünye'ye kadar.
Diğer konu, önemli günlerin değişik şekilde ekrana taşınması. İstanbul'u fethedenin zamanımızdan birine benzediğini fark ediyorsunuz. Toplamda 3 milyar lira -dolar bile değil-. ASELSAN'ın halka arzında bile aynı propagandayı görüyorsunuz.
Muharrem İnce, HaberTürk'te Türkiye'nin Nabzı'nı tutarken bazı CHP'li belediyelerin de tanıtımı fark ediliyordu. Madem paraları bu kadar çok, vatandaşa hizmet için kullansınlar. Ya da fakir fukaranın cebine aktarsınlar.
Bunlar da ikiye ayrılmakta. Bir kısmı kentin tanıtımına yönelik. Bir bölümü de belediye başkanının kocaman imzasını göstermeye. İnsana şeyi hatırlatıyor. Neyi mi? Adamın yirmi yıl sonra çocuğu oluyor. Hem de erkek. Anladınız işte. Galiba aklımıza sadece, "tutup, koparmak" geliyor.
***
İyiydi
Muharrem İnce, miting konuşmalarını ısıtsa dahi, HaberTürk'te mükemmeldi. CHP'nin başkan adayı çok dolu değil ama çok zeki. Kıvrak bir tarzı var. Kendisini sorgulamaya kalkanları iyi halletti. HaberTürk gazetesinin Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'i her sorusunda ringden aşağı attı.
İnce'nin en çok hoşuma giden tavrı Nagehan Alçı'ya idi. Hele arada "Sen bunları önce Erdoğan'a sor" deyişi mükemmeldi. Nagehan Hanım'a gelince "tuzak sorular"la İnce'yi tezgaha getirmeye uğraştı. Başarılı olamadı. Alçı'nın gece boyunca yaptıklarını iki kelimeyle özetleyebilirim nifak tanrıçası. Şu tek programda sergilediği çaba dahi; "başdanışmanlık için yeterliydi". O konuştukça, cevabını aldı. Sonunda da havluyu attı.
Araziye uyanlar
Gürkan Hacır kardeşime de bir-iki laf etmek istiyorum. CNNTÜRK'te -satıştan önce- Gece Görüşü'nün yıldızıydı. Şimdi bakıyorum, tehlikeli olabilecek konularda susuyor. "Biraz dik dursa", İsmail Saymaz'ın akıbetine uğrayacağının bal gibi farkında. Devir medyada da "emir kulları"nın devri.
Bu arada bir konuya daha değinmek istiyorum. Erdoğan-FETÖ buluşmalarını sonunda bir kitaba dayandırmaya başladılar. Bu yüzden TRT'nin eski Haber Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör ön plana çıkarıldı. Sonunda kabağın ona patlayacağını fark eden Güngör'ün telaşı bu yüzden.
Zayıf kaldılar
Liderler Fox'ta ilk kez bu kadar zayıf kaldı. Selahattin Demirtaş'ın yazılı soru-cevaplarla konuk yapılması bunun ana nedeniydi. HDP'li Sezai Temelli ile Pervin Buldan'ın vekaletleri yeterli olmadı. Ertesi sabah İsmail Küçükkaya'nın, programı "parlatma gayreti" de yeterli olmadı. Demek ki, aslını getiremiyorsan dublörleri denemeyeceksin.
***
Kim kazanır
En rahat seçim tartışması Fenerbahçe başkanlığı ile ilgili olanlar. Sansür yok. Onun da çoğu gitti azı kaldı. İki gün sonra merhum Demirel'in tabiriyle "perçem düşüp, kel görünecek".
Aziz Yıldırım, kamuoyu oluşturma çabalarına ara vermiyor. Bir bakıyorsun İhlas Haber Ajansı'nda. Peşinden bir başka yerde. Gece de CNNTÜRK'te. Kiminde sadece onu dinliyoruz. Kiminde de spor müdürlerinin sorularını.
Yıldırım'ı biraz tanıyorsam, sandıktan çıkacaktır. Nede olsa bu işlerde eski kurt. Oyunu kuralına göre oynar. Burası Türkiye. Seçimler bilimsel metotlarla kazanılmıyor. Ya trafoya kedi giriyor. Ya da önceden yerleştiriliyor! Bunca gezintisi arasında iki söz verdi. Aziz başkan son kez görev istedi. Yargıtay'dan karar çıkmasa da üç yılın sonunda görevi bırakacak. Onay süre içerisinde gelirse, önce TFF'yi sonra UEFA'yı mahkemeye verecek. İşte size kulüp bütçesindeki büyük deliği kapatmanın en kestirme yolu.