Papa ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri’nin konuşmaları dikkatimi çekti. Anadolu Ajansı’nın haberlerine göre Katoliklerin ruhani lideri Papa 16. Benediktus, Noel konuşmasında, Suriye’da akan kanın durmasını istedi. Aziz Pietro meydanında toplanan binlerce kişiye seslenen Papa, Suriye için barış dileklerini tekrarladı ve ve bu ülkenin çatışma sebebiyle ağır tahribata uğradığını belirtti.
Papa, “Bu çatışma ki, masum insanları bile esirgemeden öldürüyor. Dursun bu akan kan” dedi. Papa Joseph Ratzinger, Suriye’de çatışmanın sona ermesi için de diyalog ve siyasi çözüm yolunu tavsiye etti.
Kuzey Afrika’nın yeni bir gelecek arayışında olduğu için bir geçiş döneminde olduğunu kaydeden Papa, “Hazreti İsa’nın da sevdiği topraklar olan Mısır’da, insanların, her bir kişinin onuruna ve özgürlüğüne saygılı, adalet temelinde bir toplum inşa edilmektedir” dedi.
Papa, Suriye’ye yönelik bir Haçlı Seferi başlatıldığından, ülkedeki silahlı çatışmaları, ABD ve Türkiye dahil yabancı devletlerin körüklediğinden bahsetmedi tabii.. Papa, yine de diyalog ve siyasi çözüm istedi. Mısır veya Kuzey Afrika’daki sorunu ise, “yeni bir gelecek arayışı” olarak yorumladı. İyi de “Arap Baharı” kimin projesi? Kendiliğinden mi gelişti? Sonra Müslüman Kardeşler örgütünün adalet temelinde bir toplum inşa etmekte olduğuna Papa nasıl kefil olabiliyor? Yoksa onlar Hıristiyanlara hizmet eden kardeşler mi?
***
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ise Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el-Arabi ile yaptığı görüşme hakkında bilgi verirken Suriye rejiminin çıkmaz bir sokağa girdiğini ifade etti ve “Halkına karşı ağır silahlar, uçaklar, helikopterlerle saldıran diktatör ve despot rejimin meşruiyetini kaybettiğini ve yolun sonuna geldiğini” söyledi.
İhsanoğlu, Suriye halkının demokratik taleplerinin gerçekleştirileceği noktaya geleceklerini belirtti ve “Fas’ta yapılan Suriye Halkının Dostları toplantısında Suriyeli muhaliflerin birlik içerisinde olduğunu gördüm. Suriye’deki askeri ve siyasi faaliyetler arasında koordinasyon sağlanmış durumda. Bunun için artık görüşmelerin bir sonraki aşama olan yeni kurulacak rejim minvalinde olması gerektiğine inanıyorum” dedi.
Görüldüğü gibi İhsanoğlu, Suriye’de taraflardan biri adına konuşuyor ve yeni rejimin, halkın demokratik taleplerini gerçekleştireceğini iddia ediyor. Üstelik siyasi ve askeri koordinasyonun sağlanmasından söz ediyor. Sanki muhaliflerin başkomutanı mübarek!
Afganistan ve Irak’a Amerikan işgali ile demokrasi geldi. Libya’da bombalı ve linçli Amerikan demokrasisi kuruldu, Tunus ve Mısır, Arap Baharı ile demokrasiye geçti! Hatta, Mısır’da yüzde 30 katılımlı bir referandum bile yapıldı ama ülkenin Yüksek Seçim Kurulu, evet oyu çıktığını, hile itirazları sebebiyle açıklayamıyor.. Ve “İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri” sıfatını taşıyan bir kişi, Suriye’deki eli kanlı muhaliflerin ülkeye demokrasi getireceğini iddia edebiliyor.
“Ayıp” kelimesi bile durumu ifade
etmiyor!
***
Buna karşılık Beytüllahim’deki Beşik Kilisesi’nde toplanan binlerce Hristiyan, “yeryüzüne barış” duaları eşliğinde Hz. İsa’nın doğum yıldönümünü kutladı.
Ürdün ve Filistin Patriği Fuad Taval başkanlığında düzenlenen ayine, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da katıldı. Taval, bütün dünyada, Filistin’de ve Orta Doğu’da barışın hakim olması için dua etti ve “Bizler Hz. İsa’nın doğum gününü kutluyoruz ancak Suriye’de kardeşlerimiz öldürülüyor, Mısır’da özgürlük ve eşitlik için, Lübnan ve Irak’ta birlik ve Ürdün’de istikrar için mücadele ediyorlar” diye konuştu. Filistinlilerin sürgün hayatı yaşadığını belirten Taval, Filistin toprakları ile kaynaklarının işgal altında olduğunu, Gazze’nin halen yaralarını sarmaya çalıştığını ve hapishanelerdeki binlerce Filistinli esirin serbest bırakılmayı beklediğini söyledi.
Fuad Taval’ın açıklamaları, Papa gibi ikiyüzlü, İhsanoğlu gibi tarafgir değil..
Dinin, emperyalizmin hizmetine sokulması en büyük günah çünkü..
