Özel jetleriyle kaçacak olanlar!
Lübnan’daki Sur şehrinin kraliçesi Elishar, Romalılardan kaçarak adamları ile birlikte Tunus’a sığınır. Dönemin Tunus kralından bir öküz postu kadar yer ister. Kral, bu teklifi kabul edince Elishar, öküz postunu mümkün olduğu kadar ince bir iplik haline getirerek, bu iplikle sınırlarını çizdiği bir araziyi işgal eder ve M.Ö. 814 yılında, Kartaca devletini kurar.
***
Peki ABD 2800 yıl sonra Tunus’ta nasıl örgütlendi?
Banu Avar’ın tespitlerine göre “1990’lardan beri Tunus’un kılcal damarlarına yerleşmiş Batılı örgütler, öncelikle eğitim sendikalarını denetleyip dönüştürmüşlerdi. İnsan hakları ‘aktivistleri’ Tunus’un her yanındaydı. Halkın sokağa dökülmesinde Batı denetimindeki sendikalar büyük rol oynadı. Halkın öfke ve isyanı belli kurumlarca denetlendi ve yönlendirildi.
Tunus, 2002’de Bush tarafından başlatılan ‘Orta Doğu İşbirliği Girişimi’nin bölgesel ofislerinden birine ev sahipliği yapıyor. Diğer ofisler Lübnan, Mısır ve Filistin’de bulunuyor. Yemen ve Bahreyn, Girişim’e katılıyor. ABD, 2002’den beri ’Girişim’ vasıtasıyla, ekonomi, eğitim, kadın hakları, politik özgürlükler ve özellikle politik İslam konularında çeşitli kurumları fonlamaktadır.”
***
ABD, daha önce de Yugoslavya, Gürcistan, Ukrayna, Beyaz Rusya, Kırgızistan, Kazakistan, Azerbaycan, Ukrayna gibi ülkelerde öküz postu kadar bir yer edindikten sonra, o postu örümcek ipliği kadar incelterek bu ülkelerin yarım aydınları ve markacı gençleri arasında birer ağ kurmuştu. Bazılarında başarılı oldu. Bu örümcek ağlarının nasıl kurulduğunu, Mustafa Yıldırım, Sivil Örümceğin Ağında adlı eserinde ayrıntılarıyla anlatır.
Örümcek ağlarının kuruluşunda, işbirlikçiler arasında, sadece siyasiler değil, generaller ve işadamları da vardır.
Fakat Mısır’daki isyanın altıncı gününde, bugüne kadar, gerçekte Amerikan istihbaratının kurduğu güdümlü toplum kuruluşlarına yardımcı olan ülkenin en varlıklı kişileri, 19 özel jetle, Kahire havaalanından kaçtı. Kaçanlar arasında Telekom patronu Necib Sawiri ve oteller kralı Hüseyin Salim de var. ABD, onları da sattı.
Yazar Tevfik Bir, üç ay önce, 2 Kasım 2010’da “Dünya, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek yönetiminin yıkılışına, Orta Doğu’nun arabulucu ülkesi Mısır Devleti’nin karıştığına ve orada El Kaide’nin kardeşi ‘Müslüman Kardeşler’ örgütünün iktidara çıkışına şahit olacaktır. ABD ve müttefikleri de ileriki yıllarda, Genişletilmiş BOP kapsamında, El Kaide’nin organik kardeşi Müslüman Kardeşler iktidarının yöneteceği, vaat edilmiş toprakların bir kısmını içinde barındıran Mısır’a, demokrasi ve insan hakları götürmekten şeref duyacaklardır! Irak’taki gibi” diye yazmıştı.
Şimdi “İsyanlarda ABD parmağı yok. Mübarek, ABD’nin adamıydı” diyenlere Saddam’ın da Amerika’nın adamı olduğunu hatırlatıyor!
Saddam, daha Kahire Hukuk Fakültesi’nde okurken, CIA ajanıydı!
****
Türkiye’ye yeni bir tarih tezi biçen TÜSİAD’a mensup bazı işadamları da resmen Soros’un veya Rockefeller Vakfı’nın kurduğu güdümlü toplum kuruluşlarına veya vakıflara destek vermektedir. Bu vakıflar, Türkiye’deki işbirlikçi devlet adamlarının da himayesinde alenen istihbarat çalışması yapmaktadır. Çünkü kısa vadeli çıkarları için BOP’a ve onun siyasi temsilcilerine teslim olmuşlardır.
İşte ABD’nin, Kenan Evren’e doğum kontrolünün hükümet programına girmesi için baskı yaptığını, dönemin Başbakanlık Müsteşarı Hasan Celal Güzel söyledi. Ya bu işin, siyasi partiler, medya ve TÜSİAD’daki uzantıları?
ABD, onları da harcayabilir bir gün! Yalnız Türkiye’de, özel jetiniz bile olsa hiçbir yere kaçamazsınız!