Örgütlü 100 kişi, milyonlarca insanı nasıl güder?

Bazı dostlar, bir sınıflandırma yapıyor ve oluşturdukları listeye göre Mısır’daki halk hareketlerini sadece Soros’a bağlayanlar listesine beni de ekliyor. Halbuki, bir iki yazımda Mısır’daki eylemlere, ABD’nin Yugoslavya’yı parçalamakta kullandığı ve bütün renkli “devrim”lere örnek olan Otpor modeli ile kurulan 6 Nisan Örgütü’nün öncülük ettiğini hatırlattım. Bu veriden hareket ederek sosyal olayları sadece bir sebebe bağladığımı nasıl düşünebiliyorlar?

***


Bu arada aynı dostlar, Cumhuriyet mitinglerine de Sorosçuların katıldığını iddia ederek, bu durumun mitingleri Soros’un düzenlediğini göstermediğini ifade ediyorlar. (Bende böyle bir bilgi yok.)
Cumhuriyet mitinglerini düzenleme komitelerinde yer alan bazı kişilerin mensup oldukları kurumların AB’den destek aldığını da hatırlatıyorlar.
Cumhuriyet mitinglerini düzenleyenler, hiç biraraya gelmemiş bir avuç insanla birlikte birkaç yıl çabalayarak oluşturduğumuz fikir dalgası üzerinde, devletin içinden bir yerlerden aldıkları destekle sörf yapıyordu ve ben bu durumu her vesileyle bu sütundan açıklıyordum. Halen de hiçbiri ile tanışmıyorum.. Zaten mitinglere de gitmedim.
Ama Türkiye’de nasıl birileri, bizim fikirlerimiz üzerinden hareket ederek halkı kendi amaçları doğrultusunda sokağa çıkardıysa bugün Mısır halkının masum talepleri üzerinde de ABD sörf yapıyor. Mesele budur.

***

İşte ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ömer Süleyman’ı arayarak, Mısır’da halkın arzularını ele alan demokratik bir hükümete geçiş için güvenilir ve kapsayıcı müzakerelerin derhal başlatılması çağrısı yaptı. Ve ABD Senatosu, Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’i iktidarı geçici bir hükümete devretmeye çağıran karar tasarısını onayladı. Bunlar resmî tutumlardır, tahmin veya değerlendirme değil!
Kararda, “Mısır’daki muhalefet liderleri,sivil toplum ve orduyla koordinasyon halinde, iktidarın kapsayıcı bir geçici hükümete devredilmesini” de içermesi gerektiği belirtildi!
New York Times gazetesi de ABD yönetiminin, Mısırlı yetkililerle Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in derhal istifa etmesi konusunu görüştüğünü yazdı.
İran’ın dinî lideri Ayetullah Ali Hamaney ise “Mısır’daki olaylar, ABD için telafisi mümkün olmayan bir yenilgidir” dedi ve Hüsnü Mübarek’i “ABD ve İsrail’in hizmetindeki bir hain” olarak nitelendirdi. Hamaney, Tunus’un devrik lideri bin Ali’nin de CIA ajanı olduğunu söyledi.
Mısır’daki olayların halk hareketi olduğunu söyleyen arkadaşlar da tıpkı böyle diyor. Bu benzerlik, onların İran’a hizmet ettiğini göstermez değil mi?
Biz ne diyorduk? Saddam da CIA ajanıydı ama sonu ABD’nin elinden oldu!

***


Kahire’deki Tahrir meydanında toplanan kitleye Cuma namazı kıldıran İmam Halid el
Marakbi ise hutbesinde, “Bizi temsil eden, taleplerimizi dile getiren bir partimiz yok.
Müzakere etmek isteyen, buraya gelir, konuşuruz” dedi!
Partiniz, örgütünüz yoksa, partisi örgütü olanlara tâbi olursunuz! Çünkü örgütlenmiş 100 kişi, 100 bin kişiyi, hatta milyonlarca insanı koyun gibi güder!
Mısır’da iki güçlü örgüt var: Amerikan eğitimli ordu ve Müslüman Kardeşler!
6 Nisan örgütü ise ordu tarafından desteklenmese, mitinglere öncülük edemezdi!
Müslüman Kardeşler’in lideri Muhammed Bedi ise Mübarek’in gitmesinden sonra Ömer Süleyman ile diyaloğa hazır olduklarını bildirdi.
Bu duruma göre Mübarek gidecek ama yerine en güvendiği adamı, istihbarat başkanı gelecek! Bunun adı da halk devrimi olacak öyle mi?

Yazarın Diğer Yazıları