Orduyu çökertmek için kime söz verildi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup konuşmasında Tayyip Erdoğan’ı ağır bir dille eleştirdi. Bahçeli, konuşmasının bütünü içinde “vatana ihanet” vurgusunu sık sık tekrarlarken “En sonunda İmralı canisi de anayasa hazırlığına İmralı’dan müdahil olmuş ve tekliflerini TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na ulaştırmak üzere ulaklarına vermiştir. Görüldüğü kadarıyla AKP, PKK ile anayasa yapmak amacıyla kolları sıvamıştır. Acaba TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek bunlara ne diyecektir?” diye sordu ve “Başbakan Erdoğan unutmasın ki yaptıkları ve tercih ettiği politikaları vatana ihanet suçunu oluşturmaktadır” dedi.
Bahçeli, bunlar kadar ağır başka sorular da sordu:
“Başbakan Erdoğan kimin namına, kimlerin hesabına çalışmaktadır?
Görevli olarak milletimizin içine mi sızmış, manevi değerlerimizi istismar ederek, yüce dinimizin buyruklarını siyasi malzeme yaparak gözleri mi
boyamıştır?
AKP’nin Türk ordusuna düzenlediği operasyonlar PKK’ya ve İmralı canisine verilmiş bir sözün mü gereğidir?”


***


Görüldüğü gibi Bahçeli, Türk ordusuna yönelik Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını, PKK’ya verilmiş bir sözün gereği olarak görmektedir. Ergenekon davasında, terör örgütü kurmak ve yönetmek iddiasıyla tutuklu yargılanan eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ da avukatı İlkay Sezer aracılığı ile yaptığı yazılı açıklamada “Bu mahkemeler, Türk milletinin gözündeki meşruiyetini yitirmiştir” dedi.
Başbuğ, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan bir çizelgeye dayanarak, mahkemede 2 saat 18 dakika konuştuğu ve savunma yaptığı şeklinde bir haberin medyada yer aldığını belirterek “Sadece 27 Mart 2012 günü yapılan duruşmada konuştum. Konuşmamın amacının da neden mahkemede savunma yapmayacağımı açıklamaktı. Bu konuşma, duruşma tutanaklarında 1,5 sayfayı kapsamaktadır. Okunması da olsa, olsa en fazla 10 dakika sürmüş olabilir” hatırlatmasında bulundu.


***


Bu arada Kandil’e giden BDP heyetinde yer alan milletvekili Altan Tan, ntvmsnbc’ye yaptığı açıklamada, İmralı tutanaklarının sızdırılması konusunda kendisini suçlayanlara cevap verirken “Öncelikle şunu söyleyeyim. Beni tanıyan kime sorarsanız sorun. Keşke Sayın Başbakan’a sorsaydılar. Bunu Altan Tan yapar mı yapamaz mı? Senin tanıdığın Altan.. 25 yıl önceki tanıdığın Altan Tan.. Benim ömrümün 42 yılı bu cemaatlerde, örgütlerde yapılarda geçti. İslami siyasetin içindeyim, Kürt siyasetinin içindeyim” diye konuştu.
25 yıl önce, Altan Tan’ın Tayyip Erdoğan ile ne ilişkisi vardı?
Tan, bugün AKP milletvekili olan Mehmet Metiner ile birlikte Yeni Zemin dergisinin yazı kadrosundaydı. Tayyip Erdoğan’ın 1991 yılında Necmettin Erbakan’a sunduğu Kürt raporunu Mehmet Metiner yazmıştı. Mehmet Metiner bu metni yazarken Altan Tan’ın görüşlerinden de faydalanmıştı. Aynı Metiner, Tayyip Erdoğan’ın Türk milliyetçiliğini ayaklar altına almak söyleminin de asıl sahibidir. Zaten Erdoğan’dan birkaç gün önce kendisi de televizyonlarda “Kahrolsun Türk Milliyetçiliği, kahrolsun Kürt milliyetçiliği” diyerek Erdoğan’ın konuşmasına zemin hazırlamıştır..
Yani Erdoğan’ın 25 yıl önceki ilişkileri bugün de devam etmektedir.


***


Meselenin Oval Ofis boyutu da unutulmamalıdır. Fehmi Koru, Ergenekon ve Balyoz operasyonlarının 5 Kasım 2007 günü, Beyaz Saray’da Tayyip Erdoğan-George W.Bush görüşmesinde kararlaştırıldığını yazmıştır. Yani burada PKK’ya verilen bir sözün ötesinde, Türk yargısına, Tayyip Erdoğan üzerinden uluslararası bir müdahale olduğuna dair bir iddia vardır. WikiLeaks belgeleri de bu iddiayı doğrulamaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları