“Ordunuza karşı ayaklanın” çağrısı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran halkından “ordularının rolü ve gücünün büyümesini reddetmelerini” istedi.
Amerikan ABC televizyonuna konuşan Clinton, Washington yönetiminin İran’ın askeri gücünün büyümesinden duyduğu kaygının arttığını vurguladı. İran’ın içinde de ordunun gücünün artmasından kaygılı olanların bulunduğunu ileri süren Clinton, İranlıların bunu engellemek için bir yol bulmalarını ümit ettiğini kaydetti.
Clinton, 9 Eylül’de yaptığı açıklamada da İran’daki muhalefete destek sağladıklarını, ancak bunu, muhalif hareketi tehlikeye sokmayacak veya baltalamayacak şekilde yaptıklarını söylemişti.
İran halkının, bu ülkede bulunan ’askeri diktatörlüğün’altındaki zeminin kaymasını sağlayacağına inandığını ifade eden Clinton, İran’daki muhalif hareketin yerli bir hareket olması gerektiğini dile getirmişti.

* * *

Haber böyle! Demek ki neymiş? Bir ülkeyi çökertmek için, o ülkenin temel dayanağı olan silahlı kuvvetlerini çökertmek gerekiyor. Ayrıca o ülkeden önce yerli bir muhalefet çıkarıp güçlendirmek, Türkiye’de olduğu gibi iktidara getirmek gerekiyor!
ABD, İran’ın içine ekonomik, siyasi ve kültürel yollardan nüfuz edemediği için, bu tür çağrılarla İran halkını kendi ordusu aleyhine kışkırtmaya çalışıyor!
Peki aynı ABD, Türkiye’de TSK ile ilgili olarak ne yapıyor?
ABD’nin TSK’ya yönelik operasyonunun ne anlama geldiğini, eski Deniz Harp Okulu Komutanı, emekli Tuğamiral Türker Ertürk açıkladı:
“TSK, Atatürk ile birlikte Cumhuriyet’i kurucu unsur, Kurtuluş Savaşı ve sonrasındaki Türk devrimlerinin arkasındaki güçtür. Bu nedenle kuruluş felsefesine sımsıkı bağlıdır. Çeşitli yöntemler kullanılmasına, bazı mevziler elde edilmesine rağmen antiemperyalist yapısı, Türkiye Cumhuriyeti ve felsefesine bağlılığı, kırmızı çizgilere sahibiyet konusundaki hassasiyeti, yer yer aşılmış olsa bile kırmızı çizgiler nedeniyle Türk siyaseti üzerindeki kısmen etkinliği, liyakâtı esas alan subay yapısı ve mecburi askerlik sistemiyle sahip olduğu Türk ulusuyla arasındaki organik bağ devam etmektedir. Bozulması için gayret gösterilen bu yapı, Türkiye Cumhuriyeti’ni içine alan Büyük Orta Doğu Projesi için de bu coğrafyada yapılması planlanan hedefler için de TSK bir engeldir, baş ağrısıdır.”

* * *

TSK’nın içinde yeterince algılanamayan saldırıların halen sürdüğünü belirten Ertürk, hedefin TSK’nın halkın gönlünde kurduğu inanılırlık, güvenilirlik ve itibarı yok etmek ya da kabul edilebilir şekilde aşağıya çekmek olduğunu söyledi.
Anlaşılıyor ki bu sözlerin sahibi bile TSK’nın itibarının hangi tutum ve davranışlarla aşağı çekildiğinin farkında değil!
Verilen mesaj doğrudur da verildiği yere bakınız?
Zonguldak’ın Ereğli ilçesi Rotary Kulübü!
Peki emekli de olsa ne işi var bir generalin Rotary Kulüpte?
Bu da bir tarikat sayılmaz mı?
İşte TSK’ya yönelik halk desteği bu tür ilişkiler yüzünden eriyor.
Rotary Kulüp, Alemdar Müze Gemisi’nin oluşturulmasına katkılarından dolayı Türker’e Site Kulüp’te düzenlenen törenle plaket veriyor.
Ya milletin plaketi?
Millet de plaketini bu doğru mesajlara rağmen “evet” diye veriyor.

* * *

TSK içindeki Alevi subaylar hedef alındıktan sonra referandumun Tayyip Erdoğan ve partisi tarafından bir Sünni-Alevi plebisitine, Abdullah Öcalan ve partisi tarafından Türk-Kürt plebisitine çevrilmesi de doğrudan bu konuyla ilgilidir.
TSK, halen saldırıyı doğru algılasa bile nasıl savuşturacağı konusunda çıkmaz sokaklardadır. Çünkü halkla ters düşen imajlara sahiptir.
Önce bu çıkmaz sokaklardan kurtulmak gerekiyor.
Yoksa Türkiye’de fiilen yapılan da orduya karşı ayaklanma çağrısıdır.

Yazarın Diğer Yazıları