Omurga eğriliği ve tedavisi üzerine...
Sağlık alanında, ilaç veya hastane reklamı yapılabiliyor ama bu durum pek doğru bir uygulama değil. Türkiye''de doktor ve veterinerlere, mali müşavirlere ve avukatlara reklam yasağı var. Yine de bazı doktorlar ve avukatlar medyada kendilerini öne çıkaracak yöntemler bulabiliyor. Eğitim alanında özel okulların reklam yapması da benzer bir adaletsizlik oluşturuyor.
***
Aslına bakarsanız hayatın her alanında reklam yapılıyor. Siyaset ve seçim propagandaları reklam değil midir? Halkı en iyi ikna edenler seçilmiyor mu?
Sadece son 20-30 yılda yaşananlara bakarak, partilerin ayrı ayrı savunduğu Milliyetçilik, Atatürkçülük, İslamcılık veya Sosyal Demokrasi gibi kavramların, oy almak için kullanıldığını ama yetkiyi ellerine geçirenlerin bu ilkelerin tam tersine kararlar aldığını görmüyor muyuz?
Medya da hayatın bütün alanlarındaki reklamların sergilendiği bir alan değil mi? Gazetecilik mesleği bile iktidarın veya muhalefetin reklamcılığına dönüşmüş değil mi?
Sağlık, hukuk; eğitim veya medya alanlarında mesleğinin hakkını verenlerin oranı nedir? Mesela bazı gazeteler, Dünya Sağlık Örgütü''nün veya Bill Gates''in sözcüsü gibi haber yapıyor. İkide bir "Bill Gates yine haklı çıktı" diye yayın yapmak gazetecilik midir? Bir insan veya bir topluluk belli bir konuda, ne olacağını her zaman önceden biliyorsa bu durum hiç şüphe yaratmaz mı?
***
Dünyayı yalanlara boğan propaganda merkezleri bu kadar örgütlüyken, toplumlar, eğriyi doğruyu nasıl ayırt edebilir? Bilimin yol göstericiliği her zaman karanlıkları aydınlatabilir ama son dönemlerde bilim diye ortaya konulan verilerin çoğu, sahte verilere dayanıyor! Akademik unvanlar bile iltimasla dağıtılıyor! Bu durumda nasıl bir bakış açısına sahip olmamız gerekir ki hayat boyu yanılmadan, yanıltmadan ve kendimize saygı duymayı kaybetmeden yaşayabilelim?
İşin sırrı, bir hastanenin "Omurga deformiteleri yaşamınızı kısıtlamasın" başlığıyla yayınlanan reklamında var? Gerçi yıllar önce eski İzmir milletvekili Metin Öney''in, "Geminin önce omurgası kızağa konulur. Geminin diğer elemanları omurga üzerine inşa edilir. Geminin yalpa yapmaması için de iki tarafına ''yalpa omurgası'' konulur. Dolayısıyla ittifak, omurgası sağlam, yalpa yapmayacak adaylar üzerinde olmalıdır..." şeklindeki konuşması, hayat felsefesi olarak da insan olana yeter ama hastane reklamında görüşüne yer verilen Prof. Dr. İsmet Teoman Benli''nin tespitleri insan omurgası üzerine:
"Doğuştan ya da sonrada gelişebilen omurga hastalıkları, yaşam kalitesini önemli oranda etkilerken, yaşam süresi üzerinde dahi negatif etki oluşturabiliyor. Her yaşta ortaya çıkabilen omurga rahatsızlıklarının çocuklardaki en tipik örnekleri genellikle skolyoz ve kifoz olmaktadır. İlerleyen yaş ile birlikte fıtıklar, tanımlanamayan bel ağrıları, kemik erimesine bağlı rahatsızlıklar kendini göstermeye başlayabilir."
Peki tedavisi nedir? Benli, bu konuda, "Omurga problemi olan birçok hasta ameliyatsız olarak tedavi edilebilmektedir. Kişinin şikâyetlerinin devam etmesi durumunda ise cerrahi yöntemler iyi bir seçenek haline gelir. Yapılan ameliyatlarda, omurganın eğrilik olan kısmı vidalar ve plaklar ile omurganın orta hattına alınıp sabitlenmektedir." diyor.
***
Peki insan topluluklarını bir arada tutan omurga nedir? Elbette ortak kimlik ve ortak hedefle birlikte sahip olunan adalet anlayışıdır. Bir toplumda millî kimlik ve adalet duygusu zayıflamışsa, hedef kaybolmuşsa, yönetenlerde de aynı tablo ortaya çıkar. Ta ki milletin aklı başına gelene kadar! Meselâ Türkiye''de Atatürk''e minnet duyanların oranının yükselmesi, siyasi partilerde de bir toparlanmaya işaret sayılabilir... Cerrahi müdahaleye gerek kalmayabilir...