Okların hedefi, Türk milleti ve milli devletimiz (1)
Bazıları hâlâ, “PKK açılımının içi boş” dese de, uygulama çoktan başladı bile. AB ve PKK talepleri olarak da çok iyi bildiğimiz bu düzenlemelerden ve kavramlardan bazı örnekler sunalım.
1-Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu kurulması.
2-Taş atan çocukların terör suçlusu sayılmaması.
3-Partilerin ana dillerde propaganda yapması
4-TCK 216. maddenin değiştirilmesi.
5-Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi Projesi.
6-Bazı kavramlar ve anlamları.
1. Hükümet, “Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu” kanun tasarısını TBMM’ye sevk etti. Komisyon niçin kuruluyor? Anayasamız ve kanunlarımız her türlü ayrımcılığı yasakladığına, Devletin güvenlik teşkilatı, savcıları ve mahkemeleri bu işleri takip ettiğine göre böyle bir Komisyon’a ihtiyaç mı var? Yok. Ancak asıl misyonunu gizleyecek şekilde “ustalıkla” adlandırılan bu Komisyon’un görevi çok farklı.
Anlatalım. Bu Komisyon, ne kadar farkındayız bilemiyorum, AB ve PKK iddialarına göre çalışacaktır. Bunlar; Atatürk ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, “Bir ırka, Türk ırkına” göre kurmakla, diğer etnik gruplar “inkar” edilmiş ve “ayrımcılık” yapılmıştır. Bu ayrım giderilmeli, eşitlik sağlanmalıdır.
Başbakan Erdoğan her Allah’ın günü, “Türk’ü, Kürdü, Arap’ı, Laz’ı, Çerkez’i...” söylemiyle, “Türk” ün de diğer gruplardan biri olduğunu vurguluyor. Kendisini mahkûm eden, 1997 Siirt konuşmasında da aynen, “Türk-Kürt, Laz-Çerkez, Arap-Beyaz, ayırımı olabilir mi?” şeklindedir.
Görüldüğü gibi ısrarla anlatılmak istenen “Türk” , eşit vatandaşlar olarak hepimizi kapsayan bir milletin değil, ülkedeki etnik gruplardan birinin adıdır. Siz bunlara isterseniz milletler deyin fark etmiyor. Yani, vatandaşların değil, ırkların eşitliği esas alınmaktadır. PKK da bu iddiadan hareketle terör yapmıyor mu?
Ünlü tarihçi Halil İnalcık hocamızın bu konudaki tespiti şöyle: Türkiye Cumhuriyeti, milli bir devlet olarak kurulmuştur. Osmanlı içinde, birden çok millet ve din vardı. Türkiye İmparatorluk olmadığı için, o döneme özenmek gerçekçi değil... Türk Milleti’nin parçası değiliz diyen PKK-DTP çizgisinin, etnik ve kültürel tanımı aşan ’ayrı millet’ tezi ve talebi vardır. İstenen, Türkiye Cumhuriyeti’nin iki milletli bir devlet olarak yeniden düzenlenmesidir.
İşte Komisyon bu amaçla çalışacak, “ortaklık devleti” kurulmasına hizmet edecektir. Açıkçası okların hedefi, Milli devletimiz, Türk Milleti’nin birliği ve egemenliğidir.
2. Taş atan çocukların terör suçlusu sayılmaması için 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun değiştirilmesi de çok önemlidir. Daha önce AB istediği için, “Çocuk Hakları Sözleşmesi” gereğince çocuk yaşı 18’e çıkarılmıştı. Sözleşmenin 1’inci maddesi 18 yaştan bahsediyor ama, çocukların ergenlik yaşı her ülkeye göre değiştiğinden, yaşın belirlenmesini hükümetlere bırakıyor. Sonra yine Sözleşme, “Çocukların istismarının önlenmesi” için hükümetlere görevler veriyor. Ama bizimkiler bunları görmezden geliyor.
Çocuk yaşı 18 yapılınca, 4-5 senede neler yaşandı? İstanbul’dan Hakkari’ye kadar her yerde 10-18 yaş grubundaki çocuklar PKK tarafından örgütlenip terör eylemlerine sürüldü. Bunlar, güvenlik güçleriyle çatışma, İstanbul’da belediye otobüslerinin güpe gündüz yakılması, kameraların görüntülediği halde, polisin haberinin olmadığı, faillerin ortadan kaybolduğu ve herkesin bildiği terör eylemleridir. Özellikle Güneydoğu’da şehirlerimiz, PKK flamaları ve APO posterleriyle yapılan eylemlerde yangın yerine çevrilmekte, Molotof kokteyli ve taş yağmuruna tutulan polislerimiz yaralanmakta, panzerlerimiz yakılmakta ve çevreye ağır zararlar verilmekte, kamu düzeni ve kanunlarımız çiğnenmektedir. Ama aldıran yoktur.
Kanun değişince terör eylemlerinin daha da artması beklenmelidir. Çünkü cezalar, bu fiiller terör suçu kapsamından çıkarıldığından bir, bir de ayrıca indirime tabi tutulduğundan iyice azaltılmaktadır. Bu durumda örtülü bir af çıkmış gibi cezaevleri boşalacaktır.
PKK’nın örgütleyeceği eylemcilere bunlar da katılacak, caydırıcılık zayıflayacağından terör eylemcileri takviye edilmiş olacaktır.
Terör eylemlerinin güçlendirilmesiyle; okların hedefi, Milli devletimiz, Türk Milleti’nin birliği ve egemenliği olmaktadır.
(Devamı var.)