Öcalan’ı da tanık yapın bari!
Beş yıl önce bile Türkiye’de TSK’nın 500’e yakın subayının sanık, PKK’lı teröristlerin ise tanık sandalyesinde oturacağını birisi söylese kimse inanmazdı. Fakat Ümraniye operasyonları kapsamında hazırlanan ikinci iddianamede yer alan ifadeleriyle gündeme oturan gizli tanık “Deniz”, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un da tutuklu bulunduğu davada ifade verirken Şemdin Sakık olduğunu açıkladı. Daha önce de birçok tanığın yüz kızartıcı suçlardan mahkumiyetleri bulunan kişiler olduğu anlaşılmıştı.
Genelkurmay eski Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, bu durumu, “Türk Ordusu ve onun eski komutanının yargılandığı ‘dava’da idam cezası almış PKK’nın 2 numarasının gizli tanık olmasından doğal ne var ki?” diye değerlendirdi.
***
Bu arada, PKK’nın talepleri de birbir yerine getiriliyor. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, başkanlık sistemiyle ilgili teklifi Meclis başkanlığına sunduklarını açıkladı. Başkanlık sistemi, eyalet sisteminin önünü açacağı gerekçesiyle PKK’nın da talepleri arasında yer alıyor. Demokratik Toplum Kongresi’nde de başkanlık sisteminin bölgenin eyaletlere bölünmesini getireceği ve her eyaletin de kendi kendini yöneteceği tespiti ön plana çıkarılmıştı.
Türkiye’nin 29 büyükşehire bölünmesini öngören Büyükşehir Yasa Tasarısı da PKK’nın talebini karşılıyor. Konuyla ilgili olarak, MHP Kayseri Milletvekili Yusuf Halaçoğlu, “Osmanlı’da bile olmayan sistem getiriliyor. Özel kanunlarla özerklik sağlanacak. Diyarbakır Belediye Başkanlığı’nın ne hale geleceğini düşünün. ABD, Almanya ya da diğer ülkelerde olduğu gibi federasyona gidilir” diyor.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise cezaevlerinde açlık grevi yapanlara güvence verdi. Arınç, “Bu grevi lütfen sona erdirin. 3 siyasi talebiniz var, 2’si zaten çözülmüş durumda. Diğeri ise zaman içinde değerlendirilebilecek bir konu. Hükümetimiz gereken çalışmaları yapar ve sonuçlarını da açıklar” dedi.
Böylece, Türkçe bilenler de yargılama sırasında isterlerse ana dillerini kullanabilecek. Oysa mevcut yasada, bu hak Türkçe bilmeyenler için zaten var..
Sonuç olarak her konuda PKK’nın dediği oluyor..
***
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Arasında doğrudan doğruya husumet ilişkisi olan, bir dönem terör örgütünün başında olmuş birisi nasıl tanıklık yapar? Gizli tanıklar, engizisyon mahkemelerinde vardı” derken CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, “Terörün kendisi olan bir tanık o teröristleri yakalayıp onlara karşı mücadele veren insanlar için tanık olarak dinleniyor” diye konuştu.
MHP Bursa Milletvekili Necati Özensoy ise “Tek kelime ile rezalet. Zaten davanın başlangıcında düğme yanlış iliklenmişti. Abdülkadir Aygan ve PKK ile bağlantısı olan isimlerin bilgilerine başvuruldu. Süreç böyle devam etti. Böyle giderse bölücü başının da şahitliğine başvuracaklar herhalde” diye tepki gösterdi.
***
Diğer taraftan, Meclis’de güya darbeler soruşturuluyor. Bütün darbeler ve muhtıraların arkasında Amerikan desteği vardır. Bu konuda tek bir soru soran yok.. Yine, sözde “devletin içindeki derin yapılanmalar” soruşturuluyor. Oysa bu yapı Gladio’nun ta kendisiydi. İşlettikleri cinayetlerin sebebi, ya darbe zemini hazırlamak, ya da ülkenin önemli aydınlarını öldürerek, milli politikalar uygulanmasına set çekmekti.
Sivas’taki Madımak katliamını da aynı güçler planladı.. Muammer Aksoy, Türkiye petrollerine sahip çıkıyordu, öldürüldü. “Petrol fırtınası” yazarı Raif Karadağ, bir otel odasında ölü bulundu. Uğur Mumcu, Türkiye ile İran’ı savaşa sürüklemek için öldürtüldü. Nitekim 8 defa katillerini açıkladılar. Ama hala cinayet aydınlatılamadı.. Cenazesini de İran aleyhinde kullanmaya çalıştılar. Oysa Uğur Mumcu’nun öldürülmesinde İran’ın hiçbir menfaati yoktu.. Necip Hablemitoğlu, Ahmet Taner Kışlalı.. Bu aydınları kim
öldürttü?
Şimdi bu olayların perde arkası soruşturulmuyor. Aksine Amerikan güdümlü yapılanmaya direnenler yargılanıyor. Bu yüzden tıpkı Amerikan yargı tarihinde olduğu gibi hukuk dışı her yöntem kullanılıyor..