Obama niye sopa gösterdi?
Danışman Ahmet Sever’in “Abdullah Gül yeniden aday olabilir” diye bir açıklama yapması AKP içinde mevzilenmelere yol açtı. Erdoğancılar, Ahmet Sever’i eleştirdi. Ve Tayyip Erdoğan da kendi danışmanının verdiği cevapla yetinmeyip “Bizim Sayın Cumhurbaşkanıyla aramızdaki mesafeyi kimsenin açmaya ne hakkı ne yetkisi ne de cüreti olamaz. Böyle bir şeye Sayın Cumhurbaşkanı’nın danışmanının girmesi ne hakkına ne haddinedir. Bir memurdur, böyle bir şeye giremez. Biz Sayın Cumhurbaşkanı ile aramızdaki şeyi kendimiz hallederiz zaten” dedi.
Peki bu kadar tepkinin sebebi ne? Tayyip Erdoğan, niçin bir memurun sözleri üzerine açıklama yapıyor? Çünkü çok iyi biliyor ki Ahmet Sever, harfiyen Abdullah Gül’ün görüşlerini açıklamıştır...
***
Meselenin uluslararası boyutu var. Önümüzdeki dönemde ABD, İngiltere ve İsrail’in Türkiye’nin başında Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak görmek istemediklerine, Abdullah Gül’ü tercih ettiklerine dair yorumlar da yapılıyordu. Tayyip Erdoğan da tercihin kendisinden yana olmadığını öğrenmişti ve bu duruma bir çözüm arıyordu.
Ve Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesi esnasında Putin’e “Zaman zaman bize takılıyorsun. AB’de ne işin var diyorsun. O zaman ben de şimdi size takılayım. Hadi gelin bizi Şanghay Beşlisi’ne dahil edin, biz de AB’yi gözden çıkartalım” dediğini açıkladı. İşte ne olduysa ondan sonra oldu.
***
Şanghay Beşlisi’ne Türkiye’nin girmesi, ABD’nin Avrasya Satrancını bozmak, Büyük Ortadoğu Projesi’ni ve Arap Baharı’nı başarısız kılmak demektir.
Erdoğan, Türkiye’nin başkanı olmak hayalini gerçekleştirebilmek için, yani şahsi ikbali için Türkiye’nin stratejik yönelimini değiştirebilir mi, Türkiye’nin yönünü Atlantik’ten Avrasya’ya döndürebilir mi?
Bana sorarsanız döndürebilir. Çünkü şu ana kadar yaptıkları da Türkiye’nin geleceği için değil, şahsi ikbali içindi. Nasıl Başbakan olmak için ABD’yi de yöneten çevrelere, yerel yönetimlere otonomi vermeyi taahhüt ettiyse, nasıl Başbakan kalabilmek için Büyük Orta Doğu Projesi Eş Başkanı veya Arap Baharı’nın uygulamacısı olduysa, nasıl ABD ve Avrupa baskısıyla Türk kimliğini Anayasa’dan çıkarmaya soyunduysa, Cumhurbaşkanı olabilmek için Amerika’ya da sırtını dönebilir. Denilebilir ki, “Tayyip Erdoğan bu sözleri şaka yollu söylediğini açıklamadı mı? Bir şaka üzerinden gidilerek bu kadar ciddi yorumlarda bulunmak doğru mudur?”
Uluslararası ilişkiler, çocuk oyuncağı değildir. Hani Yalçın Küçük’ün televizyon programlarında söylediği gibi “Burada beştaş oynamıyoruz..”
Tayyip Erdoğan, Amerikan yönetimine bir mesaj vermiştir. Üstelik bu mesajı Putin’e ne dediğini açıklamak suretiyle bizzat kendisi vermiştir. Amerikan yönetimi de mesajı algılamış, bir taraftan PKK’nın düğmesine basarak Suriye’den sonra Şemdinli’de de bir alan hakimiyeti oluşturup “Büyük Kürdistan” ı inşa etmeyi hızlandırırken diğer taraftan da bizzat Obama’nın eliyle beyzbol sopasını göstermiştir. Türkiye ise tam bu sırada, terörle ve Amerikan projeleriyle savaşan generallerini ordudan tasfiye etmiştir!
***
Obama’yı beyzbol sopası ile gösteren fotoğraf, Beyaz Saray’ın resmi İnternet sitesinde, “Türkiye Başbakanı ile telefonla görüşürken çekilmiştir” notuyla yayınlanmıştır. Yani “Bu sopayı, Erdoğan’a gösteriyoruz” diye neredeyse bağırmışlardır.
Türkiye’de basının çeşitli yorumları üzerine Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcü Yardımcısı Caitlin Hayden, bir açıklama yaptı ve “Fotoğrafı sadece bir amaçla yayınladık. O da Başkan’ın Başbakan Erdoğan ile devam eden yakın ilişkisini vurgulamak ve onların Suriye’de kötüye giden durum hakkındaki önemli görüşmelerine dikkati çekmek. Başkan, ABD’nin Türkiye ile işbirliği yaptığı bir dizi önemli konuda, Başbakan Erdoğan ile yakın ortaklık ve arkadaşlığına değer veriyor” dedi.
Obama-Erdoğan ilişkisinin tarihte benzeri yoktur ama araya Çankaya Köşkü, dolayısıyla Şanghay Beşlisi ve beyzbol sopası girmiştir.. Erdoğan, “Benim tanıdığım Obama, arkadaşım olan Obama, saygılıdır ve saygıya değerdir” dese de açıklamayı yapanın unvanından anlaşılan odur ki o fotoğrafı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi yayınlamıştır!
Rahmetli babam, “Lafın tamamını deliye söylerler” derdi.. Yani fotoğrafın tamamını mı göstersinler? Veya daha ne göstersinler?