Neler oluyor bize? (12 Eylül 2011)

Her sabah elektronik postalarıma baktığımda bana ilgi çekici gelen posta sayısındaki artış dikkatimi çekti. Bu mailler, sayıları son yıllarda hızla artan icra internet sitelerinden geliyor.
Hepsinin iddiası aynı.
İcra yoluyla 300 bin liralık evi 150 bin liraya, 45 bin liralık arabayı 25 bin liraya almak. Ve daha birçok yarı fiyatına ürünler.
Artık icradan mal almanın püf noktaları icat edildi.
İcrada satılan bir malı nasıl yarı fiyatına alabilirsiniz?
Veriyorsun 10-20 lira kapıyorsun 300 bin liralık evi 150 bin lira.
Sanki adamlar Marmara Denizi’nde lüfer avlamayı öğretiyorlar.
Bu sitelerin günlük trafiklerini biraz araştırınca korkutucu rakamlar ortaya çıkıyor. Bu sitelerin günlük sayfa gösterimleri 100 bini buluyor. Kaba bir ifade ile 100 bin kişi düşmüş, âciz ve zavallı insanların zorla satılan mallarını almak için bu siteler aracılığıyla fırsat kolluyor.
Türk insanına neler oluyor?
Bu, biz miyiz?..
Aç komşusuyla ekmeğini paylaşan o yüce insan nerede?
Türkiye son 20 yılda çok değişti. Aslında değişen ülke değil biz insanlar. Türkiye’deki en büyük değişim “Benim memurum işini bilir” ile başladı.
Türkiye için sosyal değişim Turgut Özal’ın o meşhur sözü ile başlamıştır.
O tarihten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Farklı bir Türk insanı profili çıktı. Ekmeğini komşusu ile paylaşan kişiyi bulmak her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Tam 25 yıl Anadolu’nun her köşesinde icra müdürlüklerinde çalışan ve emekli olan bir okuyucum bu değişimi kendi bakış açısıyla anlatıyor.
“İşi bozulan veya sıkıntıya düşüp icralık olan kişinin malını satın almak ayıp sayılırdı. ’Ağlayanın malı gülene fayda etmez’ sözü, Türk insanının merhamet duygusunu ifade ederdi. İcradan gerçek fiyatının üzerinden buzdolabını, televizyonu satın alıp komşusuna geri veren yüzlerce, hatta binlerce insan gördüm.”
Cok değil aradan geçen 20 yıl...
Yahut aradan geçen Turgut Özal, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Tayyip Erdoğan...
Günümüz Türkiye’si.
Komşusunun âciz halini fırsat bilip daha da düşmesi için bir tekme de kendi vuran Türk insanı.
Aslında bu tür insanlara Türk dememek gerekiyor. Türklük merhametin ve adaletin adıdır... O halde merhametini kaybeden dolayısıyla da insanlığını kaybeden bazı insanlara Türk demek doğru bir ifade şekli değildir.
Türkiye’de her ne kadar işi bozulup güç duruma düşen insanların kanından beslenen parazitlerin sayısı artsa da merhametiyle ve insanlığı ile ona elini uzatan kişi sayısı da artıyordur.
İşte bu sebeple 70 milyonluk Türkiye’de 5-6 milyon parazitin olması son derece doğaldır.
Önemli olan 70 milyonun merhamet duygusunu kaybetmemesidir.

Yazarın Diğer Yazıları