Ne mücadele!..
Şu an korona ile mücadele konseptimizin durumu:
Aşı yok önleyemiyorum,
İlaç yok tedavi edemiyorum.
Sadece ateşin varsa evinde karantinaya geç,
Sadece kuru öksürük varsa evinde karantinaya geç,
Sadece burun akıntısı varsa evinde karantinaya geç,
Sadece eklem ağrısı varsa evinde karantinaya geç,
Sadece koku, tat alma duyusunda azalma varsa evinde karantinaya geç,
Gözlerinde yanma varsa evinde karantinaya geç,
Bunların bir kaçı veya hepsi bir arada varsa evinde karantiya geç,
Nefes darlığı varsa akciğer tomografisine göre zatürre akciğeri tahrip etmeye başlamış, kritik eşik aşılmışsa hastanede yat, dua et ve ölümü bekle... şansın varsa kurtulursun.
Şu cümleyi bence akıl, vicdan ve Allah korkusu olan hiç kimse kurmamalı:
"Bu virüs çok hızlı bulaşıp yayılıyor, dünyada bunu kaldıracak yoğun bakım yatak kapasitesi, hastane, sağlık çalışanı ve ekipmanına sahip hiç bir ülke yok"
Nükleer silahlar, füzeler, uçaklar kısacası insanlığı ve onun yaratmış olduğu uygarlığı yok edecek savaşlar için sınırsız kaynakları seferber ederken,
Ulaşılması mümkün olmayan yolcu sayısı garantisi verip kaynakları çar-çur ederken,
Ulaşılması mümkün olmayan hasta sayısı garantisi verip kıt kaynakları çar-çur ederken,
Bir kez de insanlığın, doğanın geleceği için ulaşılması imkansız rakamlar, hayaller kurup kaynak ayırmayı akıl edemez miydiniz,
Bir kez olsun inadınızdan vazgeçip şu kıyamet günlerinde çılgın projelerinizden vaz geçemezmisiniz.
83 milyonluk ülkeye acil destek kaynağı ayıramayıp, bağış kampanyası başlatanlar, yani milleti milletin sadakasına mahrum edenler bu krizi yönetebilir mi?
Evde kal diyorsunuz, doğalgaz zam güncellemesi için adamlar dolaşıyor,
Evde kal diyorsun, elektrik, suyun fiyatından indirim yapmıyorsun, KDV'den vazgeçmiyorsun,
Evde kal diyorsun gıda maddelerinin %18 KDV'den vazgeçmiyorsun,
Evde kal diyorsun temizlik malzemelerinin %18 KDV'ni aynen muhafaza ediyorsun,
Evde kal diyorsun sadece 65 yaş üstüne eve kadar hizmet götürüyorsun,
Evde kal diyorsun, acil kalp, şeker, tansiyon, damar, kanser hastalıkları için steril hastane planlamıyorsun,
Evde kal diyorsun araç muayenelerini ileri bir tarihe erteleyemiyorsun,
Evde kal diyorsun dezenfektan, maske, eldiveni hiç değilse karaborsa veya fırsatçı fiyatın altında her aileye ulaştıramıyorsun,
Nasıl evde kalacaklar, dua ile mi?
Salgın hastalık tüm milleti ve devleti tehdit ediyor. O halde mücadelede topyekün, milli güç unsurları seferber edilerek top yekün ortak akıl ile olmalı. Bilim kurulu, toplumun tüm katmanlarını temsil edecek tıp bilim adamları ve sivil toplum temsilcilerinin katılımı ile oluşturulmalı. Yerel ve dünya ölçeğindeki bilimsel veriler ve gelişmeler takip edilerek, bilim, sağduyu, rasyonel akılla devletin ve milletin top yekün imkanları ile mücadele edilmeli, kriz yönetilmelidir.
Milli kriz yönetim merkezi oluşturulmalı, içerisinde sanayicisi, esnafı, köylüsü, işçisi, memuru, teknokratı, bürokratı, askeri, akademisyeni, siyasetçisi olmak üzere ölümün ortak olduğu her kesimi kapsamalı. Tedbirler, siyasi ve hukuki, hatta vicdani ve ahlaki sorumluluğu olmayan kurullar tarafından değil millete karşı sorumluluğu olan, rasyonaliteye, sağduyuya, hukuki sorumluluğu olan kişiler tarafından, Bilimsel Öngörü ile olayların öncesinden gidecek kadrolarla oluşturulmalı.
***
Değerli dostum İsrafil Çelik gece yarısı fikir uçuşmaları yaparken beni de ihmal etmez. Yukarıdaki gözlemlerini yazıp yollamış. Her birinde haklı.
En kötü senaryoya göre, planlama yapılmalı, görevlendirmeler yapılmalı, ev ev, apartman, blok, site, mahalle mahalle bazında mutlaka organizasyonlar görevliler belirlenmeli, sefer görev emirleri tebliğ edilmeli.
Lütfen, ama lütfen sadece ve sadece gerçekleri halka söyleyelim. Durum ne kadar ciddi olursa olsun, Merkel'in, Macron'un ciddiyeti ve sorumluluğu ile doğruları söyleyelim...
İhtiyacımız olan tek şey, bilim, akıl, sağduyu, vicdan, ahlak, sabır ve dayanışma.
"Hayatta en hakiki mürşit ilim"
Şu an yeryüzündeki 8 milyar insan dini, mezhebi, kişisel tercihleri, ideolojisi, ırkı, cinsiyeti, felsefi düşüncesi, her ne olursa olsun hep birlikte umutla ellerini Tanrı'ya açarak 24 saat dua etmekte; "aşı bir an önce bulunsun" diye.
Murat'a mektup yazın
Değerli okuyucularımız, Yeniçağ Gazetesinde yazdığı ilk günden itibaren tiryakilik yaratan Murat Ağırel kardeşimin Silivri Cezaevi adresi şöyle: Silivri 9 nolu cezaevi C/3 nu 18. Silivri-İstanbul
Murat'a yazacağınız her mektup onu ısıtıp güçlendirecektir. Hatta Murat o mektuplardan bir de kitap yazabilir. Sevgi ile kalın. Murat Ağırel, Barışlar ve Hülya'yı yürekten selamlıyorum.