NATO'yu dünya ordusu yapmak mı?

Prof. Dr. Anıl Çeçen, "Devlet ordularından dünya ordularına" başlıklı son makalesinde, küresel şirketlerin devlet gücünü ele geçirmesine karşı, "İki yüzden fazla devletin bir araya gelmesi ve Birleşmiş Milletler''in bu hedef çizgisinde yeni bir dünya devletine dönüşerek NATO''yu kendisine bağlı bir dünya ordusu yapması artık kaçınılmaz olmuştur." dedi!

Peki ama ABD komutasındaki NATO, zaten küresel şirketlerin ordusu değil mi? ABD, küresel şirketlerin devleti değil mi?

***

Çeçen, özetle şu görüşleri savundu:

"Devlet gücü ya da ülke iktidarı bürokrasinin elinden çıkarak sermayedarların eline geçmesiyle birlikte devlet mührü de el değiştirerek yüksek bürokrasiden büyük şirket patronlarının eline geçmiştir.

Bu yeni dönemde dünya devletlerinde ordular ulus devletlerle beraber giderek küçüldükçe, her şeyi satın alarak sonsuza kadar büyük ekonominin yönetimini ellerine alan patronlar devletin yerine şirketleri koyarken, orduları da devletin elinden alma doğrultusunda özel askeri birlik ve sermaye mücadelesi veren yeni askerî yapılanmalar kurmaya başlamışlardır.

Bu gibi girişimlerin sonucunda güvenlik alanı bir ticaret sahasına dönüştürülmüş ve normal askerî birlikler küçültülerek ortadan kaldırılırken, bunların yerine güvenlik ve koruma şirketleri adı altında yeni yapılanmalar örgütlenerek devreye sokulmaktadır.

Bugün gelinen yeni aşamada artık insanlık bir büyük dünya güç merkezinin öncülüğünde bir araya gelerek dünya barışı için yepyeni bir dünya ordusu kurmalıdır. Bu doğrultuda Atlantik emperyalizminin maşası olarak kullanılan NATO''nun öncelikle Birleşmiş Milletler''e bağlanarak bir dünya ordusuna dönüştürülmesi zorunlu olarak gündeme gelmektedir."

***

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise tam da bu konuda, kısa bir süre önce, Petersburg''ta yaptığı konuşmada, "Bizim için önemli olan sadece siyasi egemenliğimizi ve millî kimliğimizi savunmak değil, aynı zamanda ülkemizin ekonomik, mali, mesleki ve teknolojik bağımsızlığını belirleyen her şeyi güçlendirmektir. Ulusal para birimlerinde uygun ve bağımsız bir ödeme altyapısının geliştirilmesinin, uluslararası iş birliğini derinleştirmek için sağlam ve öngörülebilir bir temel olduğuna inanıyoruz. Yeni dünya düzeninde sadece güçlü ve egemen devletler söz sahibi olabilir. Aksi takdirde, bütün haklardan yoksun koloniler olmaya mahkûmdurlar." demişti.

Rusya''da da oligarklar, devleti ele geçirdiklerini sandılar ama Putin''in uygulamaları onlara devlet gücünü hatırlattı.

Ayrıca, bugün, Ukrayna üzerinden ABD-Rusya mücadelesi ve Tayvan üzerinden ABD-Çin gerginliği de gösteriyor ki, NATO gibi bir gücün, Birleşmiş Milletler''in ordusu haline gelmesi mümkün değildir. Rusya ve Çin orduları NATO''nun parçası mı olacak? Kısa ve orta vadede böyle bir durum mümkün değildir.

***

Putin, "Soğuk Savaş''ta zaferi ilan ettikten sonra, Amerika Birleşik Devletleri, kendisini ''Tanrı''nın Dünya üzerindeki elçisi'' ilan etti. Geçtiğimiz on yıllarda yeni, güçlü ve giderek daha iddialı merkezlerin oluştuğu gerçeğini görmezden geliyorlar. Her biri kendi ekonomik büyüme modeline göre kendi siyasi sistemini ve kamu kurumlarını geliştirmektedir ve doğal olarak onları korumak ve ulusal egemenliği güvence altına almak hakkına sahiptir. Çok kutupluluk kaçınılmazdır." görüşündedir.

Bence de doğru olan budur.

BM Genel Sekreteri Guterres "Nükleer yok oluş tek bir hataya bakar" diyor. Böyle bir savaşta bir taraf diğerine boyun eğdirmeden "tek dünya devleti" ve "tek dünya ordusu" kurulamaz. Kuruldu diyelim, ABD veya Çin, dünya jandarması değil, dünya zebanisi haline gelir... İnsanlık ABD veya Çin üzerinden küresel şirketlerin kölesi durumuna düşer. Uluslararası iş birliği savunulabilir ama kölelikle sonuçlanacak öneriler yerine ulusal egemenliği korumaya odaklanmak gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları