Naci Görür’ün siyanür raporu!

Prof. Dr. Naci Görür, son olarak 7’den büyük bir deprem olması halinde İzmir Körfezi’nde tek bir binanın kalmayacağını söyledi. Görür daha önce de Malatya Ovacık Fay Zonu’nda 7’yi geçebilecek büyük bir deprem beklediğini açıklamıştı. Yalnız Ovacık Fayının 8 milyon yıllık yaşlı bir fay olduğunu, dolayısıyla 7 şiddetinde bir deprem üretmeyeceğine dair raporlar da var.

Görür, İstanbul ile ilgili olarak da Sözcü gazetesinden İpek Özbey’e “Avrupa yakasında daha fazla risk olduğunu söyleyebilirim. Marmara Denizi’nden kıyıdan başlayarak ilk 10 kilometrelik bir şerit düşün. Orada çok daha fazla sıkıntı olacak. Çünkü depremin şiddeti genellikle Haliç’ten Silivri’ye kadar 9 şiddetini bulacak. 9 şiddetinde bir depremin etkisi altında kalmak şu demek: Çok iyi yapılmış binalar bile ciddi hasarlar alabilir. Silivri 8 şiddetinde etkilenecek depremden.” diye konuşmuştu...

Son iki bin yıl içinde İstanbul’da 9 şiddetinde deprem olmadı. Daha öncesi de zaten bilinmiyor. İstanbul’da bu şiddette bir deprem olsaydı, dörder taşın üzerinde duran iki dikilitaş ve Ayasofya, Süleymaniye ve Sultanahmet camileri dâhil bütün tarihî binalar yerle bir olurdu.

***

halktv.com.tr yazarı Serpil Yılmaz ise, “Türkiye’nin ilk altın madenine 'uygun' raporu veren heyetin başındaki sürpriz isim” başlıklı bir yazı yazdı ve “Deprem uzmanı olarak her kelimesine kulak kesildiğimiz, Türkiye Bilim Akademisi kurucusu, Yüksek Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Naci Görür’ün ‘TÜBİTAK Proje Yürütücüsü’ olarak altında imzası olan ve 1999 yılında 8 ayda hazırlanan Ovacık Projesi Çevre Faaliyetleri İncelemesi ve Strateji Raporu var...” dedi.

Yılmaz, “Bu raporla Eurogold’un Ovacık’ta altın aramakta kullanacağı üretim modeli ‘Mümkün olan en iyi teknoloji’ olarak tanımlanmış ve Türkiye’de ‘sömürge madenciliği’ bu tezlerin üzerine inşa edilmişti. Oysa resmî veriler altın madenlerinin yol açtığı felaketlerin başında siyanür sızıntısının geldiğini gösteriyordu. 1971-2015 yılları arasında dünyada kayıtlara geçen 11 altın madeni kaynaklı felaketin 7'si siyanürlü liç ile bağlantılıydı.” diye yazdı.

Serpil Yılmaz, Naci Görür’e önemli bir soru sordu:

-Erzincan İliç maden sahasının deprem fay hattı üzerinde olduğu ileri sürülüyor. Konunun uzmanı olarak buna ilişkin bir uyarınız olacak mı? İliç’te bekleniyorsunuz...

Naci Görür’ün altında imzası bulunan "Ovacık Projesi Çevre Faaliyetleri İncelemesi ve Strateji Raporu”nun sonuç bölümünde “İnceleme konusu tesiste, gelişmiş ülkelerde hâlen çalışmakta olan benzeri altın madeni işletmelerinde olduğu gibi, siyanür kullanımının bir çevre sorunu yaratmadığı, siyanürün toprağa, suya ve havaya karışması olasılığının ihmal edilir düzeyde olduğu ve bu olasılıkta her türlü canlıyı etkileme riskinin kabul edilebilir düzeyin çok altında olduğu” gibi ifadeler kullanılmış.

***

Prof. Dr. Naci Görür başkanlığında oluşturulan komisyonun imzaladığı TÜBİTAK raporunun bilimsel olmadığına dair raporlar da var. Hatta Türk Tabipleri Birliği sayfasında yayınlanan karşı raporda, “TÜBİTAK raporunun pek çok bölümü Eurogold firmasının raporunun kimi yerde bire bir alıntılanarak onaylanmasından oluşmaktadır.” deniliyor.

TÜBİTAK raporunda, Eurogold raporundan yapılan alıntılarda şöyle deniliyor:

-Tesiste alınan çevre önlemleri sayesinde maden işletmesinin insan sağlığı, tarım ürünleri, bitki ve hayvanlar ile hava ve su kalitesine hiçbir şekilde olumsuz etkisi olmayacaktır.

-Çevre güvenliği bakımından dünyadaki en emniyetli madenlerden birisidir

Karşı raporda ise şöyle deniliyor:

“TÜBİTAK raporunda siyanürün savunulmaya çalışıldığı gözlenmektedir. Siyanürün vücutta birikim göstermediği ve kanserojen olmadığı vurgulanmakta, yüksek dozda alınması durumunda yaratacağı toksik etkilerden bahsedilmekte, ancak uzun süre düşük doza maruz kalmakla yol açabileceği çok sayıda sağlık sorunundan raporun hiçbir yerinde söz edilmemektedir. TÜBİTAK raporunu hazırlayan heyette ise tek bir tıp insanı yoktur!”

Yazarın Diğer Yazıları