Müslüman Tayyip’in yaptığına bak!
Geçtiğimiz cumartesi günü özel bir televizyon kanalı normal program akışını sürdürürken “son dakika” diye alt yazı girince “Eyvah yine kötü bir şey oldu” diyerek dikkat kesildik.
Özel kanal “son dakika”sının açılımını
yaptı:
“Başbakan Diyarbakır Belediyesine doğru yola çıktı!”
Ne diyelim, bizi bu hallere düşürenlere yazıklar olsun. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı kendi ülkesinin şehirlerinden birine gidiyor, belediyeye uğrayacak, televizyonlar “Son dakika! Başbakan Diyarbakır Belediyesine doğru yola çıktı” diye alt yazılar geçecek. Sanki ABD ziyaretinde de Beyaz Saray’a doğu yola çıkmış. Evet, korktuğumuz başımıza gelmişti. Gerçekten böyle bir alt yazı ile karşılaşmak sade bir vatandaş için “çok kötü bir şey”di. Sadece Başbakan ve AKP’nin değil vatandaşın önemli bir kesiminin zihninde de Diyarbakır’ın gözden çıkartılmasının başarıldığının bir göstergesiydi.
Kendi bölgesi için “Güney Kürdistan” diyerek, “Benim bir de Kürdistan olarak Kuzeyim var” demek isteyen ve geçmişte hem kendinin hem neslinin biti kanlandıkça bu topraklar için, “Hedefimiz Türkiye” diye açıkça meydan okuyan Barzani, Ankara’ya değil, Diyarbakır’a geldi. Gelmekle kalmadı 37 yıldır Türkiye dışında yaşayan ve her ağzını açışta Türk milletine hakaretler eden Şivan Perver’i de davet etti. Barzani’nin Şivan Perver’i davet etmesi, “Bu organizasyonun sahibi benim” demenin diplomatikçesi idi. Herhangi bir şekilde biri davet edilecekse o daveti o ülkenin yöneticisi yapar, Diyarbakır’da olduğu gibi Barzani değil.
Zaten Erdoğan da bölge için “Kürdistan” Diyarbakır için de “Amed” diyerek, bu topraklarda Türkiye’nin iddiasının kalmadığını, Barzani’nin haklı olduğunu gözümüzün içine baka baka ilan etti. Millet kolay yesin yutsun diye araya bir düğün illüzyonu sıkıştırdılar. Güldüler, oynadılar. Gözyaşı döktüler. Elinizi vicdanınıza koyun ve Diyarbakır’da olup bitenlerden “düğün” hadisesini çekip çıkarın ve ondan sonra Barzani’ye, “Kürdistan’a hoş geldin, Amed’e hoş geldin” diyen bir Erdoğan’ı gözünüzün önüne getirin. Siniriniz tavan yapmaz, “bu kadar da olmaz ki” diye sarsılmaz mıydınız?
İşte onlar sizi bu sarsıntıdan kendilerini de vereceğiniz tepkiden kurtarmak için bu “düğün illüzyonunu” sahnelediler ve ey milletim sen de bir güzel hazmettin. Bu konuda çok ustalar. Hazmetmedim deme, hazmettiğin sessizliğinden belli.
Diyarbakır’a “Amed” demek, PKK’nın talebi idi. Bu talebi yerine getirdiler. Lâkin bu talebi yerine getirirken Diyarbakır’daki Kürt’ün de Türk’ün de dini olan İslam’a en ağır darbeyi indirdiler. Çünkü bu şehre “Amed” diyen Asurlardı, Romalılardı, Bizanslılardı. “Amed” Müslümanlarla karşılaşınca halk İslâm’ı seçti, “Amed” , “Diyar-i Bekr” oldu. 1937’de de söylemesi kolay olsun diye Diyarbakır’laştı.
Diyarbakır’ı “Amed” ederek Asurlaştıran ve Hıristiyanlaştıran da sizin Müslüman diye oy verdiğiniz Recep Tayyip Erdoğan ve bakanları oldu, AKP iktidarı oldu.
Bu günahtan hissene ne düşer, artık sen hesap et...