Muktedirlerin seçim hilesi!

Ne kanuna, ne geleneğe uydukları var. Bu seçimi kazanmak zorunda olduklarını biliyorlar. Devletin bütün imkânlarını AKP’nin seçimleri için kullanıyor, camilerin elektriğine bile tenezzül ediyorlar. Evet, kazanmak zorundalar. Aksi halde hırsızlıkların, yolsuzlukların hesabı sorulacak ve onlar da bu hesabın altından kalkamayacaklar. Meydanlarda sütten çıkmış ak kaşık gibi şakıyorlar amma bu millet Sarraf’ın altına yatmaya amade bakanları, bir apartman dairesi fiyatına denk kol saati hediye alanları, çikolata paketlerini, ayakkabı kutularını unutmadı.

Madem suçsuzlardı, niye partiden uzaklaştırıldılar, bunun izahı yapılamadı. O tapelerde ismi geçen dört devlet görevlisinin üçü suçlu, biri temiz; bunu vicdanlar kabul etti mi? Bağımsız bir mahkemede yargılandılar da mı temize çıktılar? Bu süreçte işini düzgün yapmaya çalışan kaç savcı, kaç polis açığa alındı? “Paralelci” de, çık işin içinden. Ne kolay! Millete doğru konuşmuyorlar. “MİT TIR’ları” meselesinde de “Paralelci” diye askerler açığa alındı. Diyorlardı ki, “MİT, Türkmenlere silah taşıyordu!” AKP milletvekili adayı, Erdoğan’ın da danışmanlarından olan Yasin Aktay, “O TIR’lar Özgür Suriye Ordusu’na silah taşıyordu” itirafında bulundu. Hani, Türkmenlere gidiyordu?

Deniz Feneri davasının Almanya ve Türkiye ayaklarının seyrini bilmeyen var mı? Tuz böylesine kokmuşken sen elde Kur’an, meydan meydan dolaş, “Bizim Kâbe’miz de belli, kıblemiz de” diyerek milletin aklını çelmeye çalış. Bir seçime gidiliyor ve fakat iktidar partisi millete “Paralel yapı ile mücadeleden” başka hiçbir vaatte bulunamıyor. Aksine, muhalefetin işçiye, emekliye, taşerona vaat ettiği haklar için öfkeden kıpkırmızı oluyor, “Kimin parasını kime veriyorsun” diye köpürüyor.

Sen...

Milletin anasına küfrederek “Havuz oluşturan” müteahite ait şirketin 424 milyon TL’lik vergi borcunu silerken, sen, yandaş bir gazetenin sahibinin 56 milyonluk vergi borcu 1.2 milyona düşürülürken, yandaş bir TV kanalının vergi borcunu 135.6 milyondan 5.8 milyon TL’ye düşürürken sormalı değil miydin, “Kimin parasını kime veriyorsun” diye... Daha neler, neler... Devlete üçe mal olması gereken mal ve hizmet alımlarının 13’lere mal edilmesi, Obama ile yarışan lüks uçakların alınmasını, kaçak sarayların altın bardaklarını, altın kubbeli hamamlarını yaparken, “Bunlar yetimin hakkı” denildi mi, “Bunlar kimin parası” denildi mi?

Denilmedi...

Bülent Arınç’ın ifadeleri ile “İsraf olmasaydı vergi bile toplamamıza gerek yoktu” denilen bu hallerle vicdan azabı duyulacak yerde, övünüldü...

Millete düşünecek fırsat bırakmamak için “Paralel yapı” hem Cumhurbaşkanı, hem Başbakan tarafından sürekli hedef gösteriliyor. Onların ifadeleri ile “Yahu”, bu “Paralel yapı” ne yaptı ise, sizle birlikte yapmadı mı? Ürettiği kasetten de, tükettiği itibardan da haberdar değil miydiniz? “Ne istediler de vermedik” diyenlere, “Bu konularda teknik destek de verdiniz mi” diye sorsak, suç mu işlemiş oluruz? Cümle âlem görmedi mi beyefendinin üretilen bir kaseti seyrederken çekilmiş resmini. Hadi ona da montaj diyelim, peki Baykal için üretilen kaseti meydan meydan diline dolayıp, “Ne özel hayatı, ne özel hayatı” diye oy toplayan kimdi? Akşener’e atılan iftiranın sahiplerinin yayın yaptığı kanal “paralel yapının” kanalı mı, AKP’li iş adamlarının kanalı mı?

Velhasıl AKP, kendi kazdığı ve kazılmasına ortak olduğu çukurları tehlike olarak gösterip, “içine düşme” diyerek seçmenden oy istiyor. CHP’nin 1930 ve 40’lardaki halini diline doluyor, MHP’yi 1960 darbesi ile vurmaya çalışıyor ve fakat kendi iktidar döneminin hesabını vermiyor, veremiyor. Akla kol saatleri, bakanların evlerinde bulunan kasalar dolusu paralar, çikolata ve ayakkabı kutuları ile, “Ne istediler de vermedik” halleri, kasetler ve devlet harcamalarının Sayıştay raporlarından kaçırılmaları geliyor... Bunların cümlesi 13 yıllık AKP iktidarı döneminde oldu. Bir de “koalisyon”u tehlike olarak gösteriyorlar. Saadet Partisi lideri Kamalak, AKP’ye bu konuda çok güzel bir cevap verdi. Koalisyon dönemini kastederek, “Biz Kıbrıs’ı aldık, sizin döneminizde askerin başına çuval geçirildi...” Kamalak eksik bırakmış, Ege’deki 16 ada ile birlikte toplam 152 kayalık Yunanlılar tarafından işgal ve ilhak edildi, AKP’den çıt çıkmadı...

Öyle olmadı mı?

Yazarın Diğer Yazıları