Minareler süngümüz; Cami avluları podyumumuz!
Tayyip Erdoğan, Anayasa değişiklikleri halk oylamasında kabul edildikten hemen sonra yeni bir Anayasa için herkesin çalışmalara başlamasını istedi hatta ABD’deki başkanlık sistemini savunmasıyla bilinen Burhan Kuzu’ya alenen talimat bile verdi.
Erdoğan, ısrarla Yeni Anayasa’yı genel seçimlerden sonra oluşacak parlamentonun yapabileceğini söylerken, Kemal Kılıçdaroğlu, “Elimizi tutan mı var, hemen yapalım” diye cevap verdi ve dokunulmazlıkların yeniden düzenlenmesi ve seçim barajının düşürülmesi ile ilgili Anayasa maddelerinin hemen değiştirilebileceğini söyledi. Bu iki konudan rahatsız olan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu samimiyetsiz bulduğunu ifade edince, o da “Gerekçen nedir?” diye sordu.
Erdoğan ve Kılıçdaroğlu TESK Genel Kurulu’nda aynı odada buluştu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Başörtü meselesini devamlı dillendirdiniz, söylediniz. Bugünden tezi yok hemen adımı atalım. Hemen ekipleri kuralım, çalışmaya başlayalım” dediğini açıkladı.
* * *
Yani her iki lider de siyasi poker oynuyor. Birinin kozu dokunulmazlıklar ve seçim barajı, diğerinin kozu başörtüsü!
Peki asıl Anayasa değişikliğini talep eden kim?
Kim olacak PKK ve onun arkasındaki Batılı güçler!
“Türk Milleti”, “Türk Devleti” gibi ifadelerin anayasadan çıkarılmasını, demokratik özerklik modelinin anayasal hale getirilmesini istiyorlar.
Geçmişte bu modeli Erbakan ve Erdoğan da savunmuştu. Turgut Özal’ın tartışalım dediği federasyon modeli de buydu..
* * *
Daha sonra Kılıçdaroğlu, KESK Genel Kurulu’nda, “Siyasi iktidar esnaf ve sanatkar için olumlu hangi yasayı getiriyorsa, bu Genel Kurul’da size söz veriyorum onu destekleyeceğiz” dedi.
Erdoğan da esnafa,borçlarıyla ilgili bir söz verdiğini, bu çalışmanın Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan nezaretinde başladığını bildirdi.
Kılıçdaroğlu yeni bir sayfa açtıklarını söylerken AKP sözcüleri de beyaz sayfadan dem vuruyor.
BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ise bu gelişmeler karşısında “Bir tatlı huzur almaya geldim, Kalamış’tan, ah Kalamış’tan..” der gibi “Bu noktaya gelmiş olmaları milletimiz adına bizi ziyadesiyle mutlu etti” ifadesini kullandı.
* * *
Tabii bu gelişmeler, Devlet Bahçeli’nin “AKP-CHP ittifakı kurulacak” değerlendirmesini hatırlatıyor ama henüz erken..
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener ise Cemil İpekçi’nin “Bir Doğu Masalı Dört Mevsim” defilesinin, Mardin’de içinde cami bulunan Kasımiye Medresesi’nde düzenlenmesine tepki göstererek “AKP lideri, referandumda aldığı tepki oylarının büyüklüğü karşısında paniğe kapılmış, kendisini şiddetle eleştiren bazı çevreleri memnun etmek için manevi değerlere büyük önem veren Mardin’de bir mabedin defile podyumu olarak kullanılmasına göz yummuş ise durum daha da vahimdir. AKP hükümetini halkın maneviyatına, dini mekanlara daha saygılı olmaya davet ediyoruz” dedi.
Öyle ya Tayyip Erdoğan, “Minareler süngümüz kubbeler miğferimiz” derken ve bu şiir için hapis yatarken, şimdi “Cami avluları podyumumuz” noktasına geldi.
“Bu işin AKP ile ne ilgisi var?” diyecek mezhebi genişlere hatırlatırım ki defilenin güvenliğini polis sağlamıştır.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik de Türk Dili, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük gibi derslerin üniversite öğrencilerine külfet getirdiğini iddia ederek, bu derslerin okutulmasının zorunlu olmasını sağlayan Anayasa maddesinin değiştirilmesini istediğine göre tablo tamam oluyor!