İşte 'millî dış politika' budur... Hükûmetler sağlı sollu değişse de o politika değişmez... Yunanistan'ın ısrarla izlediği ve sonunda başarıya taşıdığı Makedonya konusu gibi...
Bizimkilerin kırmızı halılar sererek, selâmlar yollayarak, baş üstünde taşıyarak, "Yeniden imparatorluk oluyoruz, bölgemizde güneye doğru büyüyoruz" edebiyatı yaparak yol açtıkları Irak ve Suriye felâketleri ile Yunanistan'ın 27 yıldır sürdürdüğü Makedonya direnci arasındaki fark çok açık değil mi?
Türkiye Cumhuriyeti adına 'Kürdistan'a selâm yollayan Başbakan ortada yok... Şimdi tutuklansın diye uğraştıkları PYD liderini vaktiyle ağırlamak için sıraya girenler bu konuda ölü taklidi yapıyorlar... O küçük Yunanistan'ın Başbakanı Çipras ise bir millî dâvâyı başarıya taşımaktan ve Balkanların liderliğinde önemli bir aşama kaydettiklerinden söz ediyor...
***
Hatırlatalım: Bilindiği üzere Makedonya, Yugoslavya'nın dağılmasıyla birlikte 1991'de bağımsızlığına kavuştu... Yunanistan'ın itirazları sonucu bu cumhuriyet Birleşmiş Milletler'de anayasal ismiyle 'Makedonya Cumhuriyeti' olarak değil, 'Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya' olarak yerini alabildi... Ve Yunanistan'ın vetoları yüzünden NATO ve AB gibi birçok uluslararası kuruluşla masaya bile oturamadı...
Kriz uzun süre çözülemedi, çünkü Yunan hükûmetleri kendilerince 'millî' olan bu konuda çok direnç gösterdi... Yunanistan, yeni komşularının Makedonya ismini almasını kabullenemedi... Sebebi ise kendi toprakları içinde bir Makedon bölgesi vardı, ileride doğabilecek problemleri önceden görebiliyorlardı...
Üstelik Yunanlara göre Büyük İskender bir Helen'di ve dolayısıyla Makedonların kökeni Helenlere dayanıyordu... Oysa Makedonya devletini yönetenler ve Makedon halkı, Helenliği asla kabul etmiyor ve Slav ırkından geldiklerini ateşli biçimde savunuyordu... En büyük delilleri ise tarihte hiçbir zaman Yunanca konuşmamış olmalarıydı...
Yunanlar bu konuda öylesine ısrarlıydı ki, 1995'te konu Lahey'deki Adalet Divanı'na taşınmış ve 'Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya' ismiyle Makedonların uluslararası kuruluşlara üye olabileceğine dair karar çıkmasına rağmen Yunanistan'ın engellemeleri devam etmişti...
Burada ibret alınması gereken bir durum da, Yunan kamuoyunun iç politik mülâhazaların dışında bu konuda tam bir ağız birliğine sahip oluşuydu... Neredeyse tüm siyasî kanatlar ve Yunan vatandaşları konuya 'millî' gözle bakmakta ve devlet politikası lehine topyekûn hizalanmaktaydı...
***
27 yıl sonra Yunanistan, Makedonya'yı hizaya soktu ve yeni süreç başladı... Makedonya Cumhuriyeti ismini Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirecek... Yine Makedon anayasasından Yunanistan aleyhtarı ifadeler çıkarılacak... Buna karşılık Yunanistan da Makedonya'nın AB ve NATO üzerindeki vetolarını kaldıracak...
Referandum ve parlamentolarda onaylamalar gibi bir takvim işleyecek, bir yol kazası olmaması durumunda konu Yunanistan'ın istediği şekilde sonuçlanmış olacak...
***
Suriye'yi büyük bir başarıyla 'eyaletimiz' yapan, sonra sırayı 'Kürdistan'a getiren, Ermeni meselesinde 'konuyu tarihçilere bırakan' resmî devlet tezini yok sayıp, kendisini tarihçilerin yerine koyarak devleti bir anlamda mahkûm eden, 'Dersim'de katliam yapıldığını iddia edip özür dileyen, o uğursuz panayırdan 'Kürdistan'a selâm yollayan anlayış nerede şimdi?
Bir 'millî kavga'yı hükûmetler üstü sürdüren ve sonuca ulaşan Yunanistan ne büyük ibret değil mi?
***
Not: Attığı bir tweet dolayısıyla önce gözaltına alınan, sonra da tutuklanan Kerim Yılmaz Beyefendi'ye tahliyesi dolayısıyla geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum... Bu ülkede kimler elini kolunu sallayarak dolaşırken, devlet, millet ve vatan sevdalısı, gerçek bir hukuk adamı Kerim Bey'e yapılan haksızlığı kınıyor, bu sayfaların artık geride kalmasını diliyorum...
