​​​​​​​Milletin bağışıklık sistemi nasıl korunur?

Koronavirüs salgını, insanları zorunlu olarak eve kapatınca, büyük şehirlerde milyonlarca genç insan, işsiz kaldı ve düzenli gelirleri anında kesildi. Dolayısıyla bu insanlar, doğrudan açlıkla karşı karşıya kalmış sayılabilir. Bir müddet idare edebilseler bile beslenme yetersizliği yaşayacakları kesin. Bu da bağışıklık sistemlerini çökertecektir! Kırsal kesimde de benzer sorunlar var.

Koronavirüsle birlikte kazancı sıfırlanan vatandaşların beslenme yetersizliği, kısa vadede herkes için büyük bir tehdit haline gelecektir. Dolayısıyla milletin bağışıklık sistemi de zaafa uğrayacaktır!

***

Nitekim CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, yaşanan salgının sadece sağlığı değil, insanların işini ve aşını da tehdit ettiğini söyledi ve açıklanan önlemlerin vatandaşa dokunmadığını belirtti.

Akın, "Her şeyden önce, elektrik, doğalgaz faturalarının ertelenmesini önerdik. Bu dönemde ihtiyacı olanların faturalarını devlet ödemeli. Evine aş götüremeyenler var ve bu faturaları nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünüyorlar. Esnaf dükkânını kapattı. Ama vergisi, sigorta primi, dükkân kirası, kredi borcunun vadesi hepsi tek tek gelmeye devam ediyor. Vergi sigorta prim borçları ile çiftçi borçları faizsiz olarak yeniden yapılandırılmalıdır. Birçok işyeri geçici olarak kapandı. Salgın hastalık nedeniyle işletmeler kapanıyor ise çalışanlara ödenemeyen ücretler, işsizlik fonundan ödenmeli. Ücretli öğretmenlerin ücretleri ödenmeli. Bu pakette işçi yok, öğretmen yok, çiftçi yok. En önemlisi bugün bu salgında en ön saflarda mücadele veren sağlık çalışanları yok." dedi.

***

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise "Cumhurbaşkanı tarafından, açıklanan 100 milyar TL tutarındaki 19 maddelik 'Ekonomik İstikrar Kalkanı' adlı tedbirler paketinde tarım sektörüne yer verilmemesi çok önemli bir eksikliktir. Tarım sektörü stratejik bir sektördür. Gıda ve su, insanlar için en önemli ihtiyaç maddeleridir." dedi ve önerilerde bulundu.

Suiçmez'in önerilerinden bazıları şöyle:

*Bitkisel ve hayvansal ürünleri destekleme kapsamı genişletilmelidir.

*Esnaf ve sanatkârlara sağlanan kredi borcu ödeme kolaylığı, çiftçilerimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatifine olan borçlarını da kapsayacak şekilde genişletilmelidir.

*İcralık çiftçiye, serbest çalışan icralık ziraat mühendisine borç yapılandırması getirilmeli; üretimde bulunan çiftçiye ve serbest çalışan ziraat mühendisine düşük faizli kredi tahsis edilmelidir.

*Tarım arazilerimizi koruyacak şekilde ülke düzeyinde arazi kullanım planlaması yapılmalı; tarımsal ürün dışalımı kısıtlanmalı; girdi maliyetleri düşürülerek ürün desteklerinin artırılmasına yönelik çalışmalara derhal başlanmalıdır.

*Mevsimlik tarım işçilerin karşılaşacağı sorunlara yönelik kalıcı çözüm önerileri geliştirilmelidir."

Suiçmez, "Kanal İstanbul, Akkuyu Nükleer Santrali, Salda Gölü Millet Bahçesi gibi sermaye kesimlerine rant aktarmayı amaçlayan projeler derhal durdurulmalı, kamu kaynakları, üretimi artırmaya ve toplum yararına kullanılmalıdır. Unutulmamalı ki ülkemizin en büyük gücü, her türlü olumsuzluğa karşın, hâlâ, tarımsal üretim potansiyelimizdir." dedi.

***

Aslında, devletin bütün ekonomik ve sosyal yapılanmayı gözden geçirmesi, kimsesizlerin kimsesi olması, bunun için de özellikle tarım ve hayvancılığı, halkın genel çıkarlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlemesi gerekiyor.

Bugüne kadar uygulanan ve şehir hastaneleri gibi hastayı müşteri kabul eden rant politikaları tamamen terk edilmeli, yeniden milli ekonomi modeli uygulanmalıdır. Mevcut iktidarın, girdiği ilişkiler sebebiyle bunu yapabilmesi artık mümkün değildir. Bu sebeple değişim şarttır ama iktidar adaylarının, milli politika hedefleri ve buna uygun kadroları olmalı ki değişimin bir anlamı olsun!

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları