MHP'nin tek yapması gereken...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, olağanüstü kurultay taleplerinin demokratik hak olduğunu belirttikten sonra, adayları kastederek "Bunlardan bir tanesinin zaten aday olma imkânı yoktur. Çünkü ihraç edilmiştir. Davası Yargıtay'dadır. Yargıtay sonuçlanıncaya kadar üyelik özelliği taşımamaktadır. Bazıları ise MHP'yi CHP'lileştirme gibi bir kötü alışkanlığı partimize de yaşatmak istemektedir. Bunların içerisinde birisi vardır ki gelecekte hep beraber göreceksiniz. Fethullah Gülen hareketinin siyasi figürü olarak MHP'de görevlendirilme meselesidir. Bu da ne ona ne de bir başkasına fayda getirir. Herkes aklını başına alsın" dedi.

***

Böyle iddialar genel başkan düzeyinde seslendirilince, Türkiye'nin de gündemi arasına giriyor ve bütün basında yer buluyor.

Bahçeli'nin "CHP'lileştirme"den kastının sık sık kurultay toplanması olduğu diğer sözlerinden anlaşılıyor.

Bence CHP'yi diğer partilerden ayıran en iyi özellik, sık sık kurultay toplayıp, bütün partiyi temsil eden delegelerin oyuna başvurabilmesidir.

Bahçeli'nin bu açıklamayı yaptığı saatlerde, Yeniçağ'ı ziyaret etmekte olan MHP genel başkan adaylarından Meral Akşener'in de hatırlattığı gibi siyasi partilerde en üst makam kurultaydır. Genel başkanı da diğer genel yönetim kadrosunu da kurultay seçer. Kurultaylar keşke her ay toplanabilse ve partileri denetleyebilse..

Akşener, ülkücülerin hür fikirle yetiştiğini, bu sebeple bir cemaate bağlanamayacağını, kendisinin de hayatının hiçbir döneminde herhangi bir tarikat veya cemaatin müridi veya mensubu olmadığını söyledi.

Sinan Oğan gibi herhangi bir hatası olmadığı halde ihraç edilmek istenen yetkin ve dinamik bir kişinin adaylığını engellemeye çalışmak da en başta partiye zarar verir. Bir siyasi parti, genel başkan adayı kapasitesi taşıyan kendi kadrolarını tasfiye ederek veya karalayarak iktidar adayı olabilir mi? Aksine, bir siyasi partinin başarısı, lider özelliği taşıyan insanları bir arada tutabilmesine bağlıdır.

Tâbi olanı, muti olanı herkes yönetir. Değerli olan ve başarıya götüren; lider kişilikleri de yönetebilmektir.

***

Benim gördüğüm şudur: Halk, AKP karşısında iktidar alternatifi olabilecek güçlü bir siyasi yapı özlemi içindedir. MHP'nin ise mevcut haliyle, tek başına iktidar olmak şöyle dursun, artık barajı aşması bile şüpheli hale gelmiştir.

MHP'de Bahçeli'nin de önderlik edeceği bir değişim süreci, aynı zamanda bir iktidar alternatifi oluşturmaya başlamak demektir. Tabii yeni kadronun, geniş halk kitleleri nezdinde güven tesis edebilmesi için çok çaba sarf etmesi, bilimsel yöntemlerle çalışması gerekir. Gerek genel başkanın, gerekse adayların birbirini yıpratması, böyle bir ümidi daha doğmadan ortadan kaldırmaya yarar.

78 milyon vatandaşı kucaklayan, tecrübeye önem vermekle birlikte iyi yetişmiş gençlerini ve kadınlarını da ön plana çıkarabilen, ülke için millet için doğru çözümler üretebilen ve hem ekonomik hem siyasi gelecek açısından seçmene ümit aşılayabilen, kısacası iktidara hazır bir kadro oluşturmak... Asıl mesele budur.

***

Bir siyasi partide, gizli gündemi olan, yerli veya yabancı güç odaklarının emir veya talimatlarıyla iş gören kişiler varsa buna herkesin karşı çıkması gerekir. Fakat böyle iddialar, dayanaktan yoksun olursa, o zaman bumerang gibi fırlatana dönebilir.

Zor bir süreç ama bu sürecin olgunlukla aşılması halinde başarı kesindir. Çünkü MHP, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi üzerinde politika yapan bir kurumdur ve aslında kendisinden beklenen, belki de tek yapması gereken, söylemine uygun eylem içinde olmasıdır.

Yazarın Diğer Yazıları