Mezopotamya ve Ermenistan...
Aydınlık gazetesinin haberine göre 2.Lig’de mücadele eden Diyarbekirspor’un isim değişikliğine giderek Mezopotamyaspor ismini alacağı iddia edildi. Ayrıca kulübün ambleminin de değiştirileceği iddia edildi.
Haberde, “Türkiye Futbol Federasyonu'nun resmi internet sitesinde de ‘Mezopotamya Spor Faaliyetleri ve Yatırımları A.Ş.’ adından bir spor kulübünün kurulduğunun tespit edilmesi, Diyarbekirspor'un adının Mezopotamya olarak değiştirileceğine yönelik iddiaları kuvvetlendirdi. Mezopotamyaspor'un ambleminin Ermenistan devlet arması ile benzerliği ise tepki çekti.” bilgisi de verildi.
Diyarbekirspor kulüp Başkanı Serkan Genç ise Sabah gazetesine yaptığı açıklamada basında yer alan haberler ve tartışmaların kulüp bilgisi dışında geliştiğini belirterek, “Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da gururla Diyarbekirspor ismini taşımaya devam edeceğiz” dedi.
***
Şurası kesin: Türkiye Futbol Federasyonu nezdinde tescil ettirilen Mezopotamyaspor diye bir kulüp var ve amblemi de Ermenistan devlet arması ile aynı!
Peki bu cüreti nereden buluyorlar?
Sadece HDP’den veya Yeşil Sol Parti’den değil, parlamentoda bulunan bütün siyasi partilerin açıkladığı politikalardan buluyorlar!
Konuyu 22 Nisan 2015’te “HDP, Ermenistan partisi midir?” başlığı altında şöyle incelemiştim:
“Tarihte ‘İnsanoğulları’, ‘İnsaniye’ veya ‘İnsanistan’ adıyla bir devlet kurulduğunu duydunuz mu?
Türkiye’de gerçek kimliğini gizleyenler, hep ‘insanı merkeze almak’tan söz ediyor.
AKP’nin bildirgesinde ‘insan onurunu merkeze almak’, CHP’nin seçim bildirgesinde ‘insan merkezli ekonomi politikaları’ deniliyor!
Bütün insanlığın meselelerini kendi meselesi olarak görmek, elbette yüksek bir duygudur. Fakat içinde yaşadığınız, bir parçası olduğunuz milletinizin kimliğini reddederek, insanı merkeze almış olmazsınız, aksine insanların bir kısmını, mesela Türkiye’de ‘Türküm’ diyen çoğunluğu dışlamış olursunuz.
Gerçekte etnik ırkçlık yapmış olursunuz!
HDP’nin ‘Büyük İnsanlık Çağrısı’ başlığını taşıyan seçim bildirgesi de samimi değildir. Çünkü ‘Hiçbir etnik kimliğin devlet yönetiminden dışlanmadığı, kendini yönetme hakkını da kapsayan demokratik yerinden yönetim modelleri kuracağız’ derseniz, Türkiye’yi etnik temelde kantonlara böleceğinizi açıklamış olursunuz. Bu da insanı değil, etnik kökeni esas almak demektir.
‘Türkiye’nin çok kimlikli kültürlü dilli yapısına uygun, insanlık esaslı yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız’ derseniz, ‘Türkiye’den Türklüğü tasfiye edeceğim’ demiş olursunuz ki Kürtlerin böyle bir hedefi olamaz. O halde siz kim adına böyle bir hedef belirliyorsunuz?
Yine, ‘Tarihte halklara yapılan soykırım ve katliamlar karşısında, halklardan devlet adına özür dilenecek. Devlet tarafından el konulmuş vakıf malları iade edilecek, devletin tasarrufundan doğan maddi zararlar tazmin edilecek’ derseniz, gerçekte Kürt etnisitesinin partisi olmadığınız ortaya çıkar!”
***
Yine 26 Nisan 2022 tarihinde “Aslına rücu edenler ve Ermeni talepleri!” başlığı altında şu uyarıları yaptım:
“Etnik kimlikle temsil, Irak gibi devletlerde olur...
Daha vahim olan şudur ki ‘Herkesin kendi kimliğiyle ve kendisi olarak eşit şekilde toplumsal, kamusal ve siyasal yaşama katıldığı bir sistemi hep birlikte inşa edeceğiz.’ ifadesi altı partinin mutabakat metninde de vardır!
İktidar partisinin fikri ise açılım sürecinde ortaya çıkmıştı. Sonradan bu politikadan vazgeçmiş görünmeleri, iktidarda kalabilmek içindir. Zaten daha AKP kurulmadan kendilerine ABD’den gönderilen ve parti programı yaptıkları gizli belgede, ‘Ankara, yerel yönetimlere otonomi vermek zorundadır.’ deniliyordu.
Yine 2013 yılında ‘Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar yüzünden ülkemizi terk etmiş Hristiyan ve Yahudiler var. Hepsine ‘ülkenize geri dönebilirsiniz' diyoruz.’ diyen de AKP’nin beyniydi.”
***
Peki bu tür çıkışların asıl sebebi nedir?
Hrant Dink, bir Ermenistan gezisinde oradaki muhataplarına "Siz 1.5 milyon Ermeni''nin katledildiğinden bahsediyorsunuz. Oysa aynı dönemde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk olmuştu. Bunları neden dikkate almıyorsunuz?" diye sormuş, muhatabı da "Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar verir" diye cevap vermişti ya işte etnik kimliklerin siyasette temsilini isteyenlerin asıl çıkış noktası budur!
Hrant Dink’in öldürülmesinin asıl sebebi de Türkiye’deki kripto Ermenileri araştırmasıydı! Bilgisayarındaki hard disk hâlâ kayıp!
Mezopotamya Projesi’nin asıl sahibi ise yine bu sütunda yıllar önce yazdığım gibi ABD’dir.