Mevlana'nın Türk açılımı!
Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal, Konya’da Mevlana’nın 736’ncı ölüm yıl dönümü törenlerinde Mevlana felsefesi üzerinden mesajlar verdi.
Erdoğan, “Türk milleti hiç kimsenin hukukunu çiğnememiştir, bundan sonra da çiğnemeyecektir, ama kimse de bizim hukukumuzu çiğnemesin, buna da müsaade edemeyiz” dedi.
Burada Erdoğan’a “Eğer öyleyse, niçin Kürt açılımı, Alevi açılımı, Ermeni açılımı yapıyorsunuz?” diye sorulabilir. Konuşma metnini hazırlayan kişi, bu sorunun akla gelebileceğini de düşünmüş ki hemen ardından “Mevlana Celaleddin-i Rumi, ruhunu Allah’a teslim ettiğinde, vuslata erdiğinde, cenaze merasiminde on binlerce Müslüman’ın yanı sıra on binlerce de gayrımüslim gözyaşlarıyla katıldı. Çünkü o, büyük aşk adamıydı, çünkü o büyük aşkıyla gönüller fethetmişti ve herkes için kapılar açmış, tarihin en büyük açılımını yapmıştı” ifadelerini kullanmış..
Bir Müslüman için ölçü, Mevlana’nın cenazesi değil, Hz. Peygamber’in cenazesidir. O cenazede on binlerce gayrımüslim olmadığını biliyoruz! Dolayısıyla Mevlana’nın açılımına, Hz. Peygamber’in de üzerinde bir değer vermek, İslam’ın ana mesajlarını görmemek olur.
Bir de Erdoğan, Mevlana ve Yunus’un “Dervişlik olaydı tac ile hırka, biz dahi alırdık otuza kırka” dediklerini hatırlattı. Erdoğan bir derviş olmadığına göre, bu cümlede “dervişlik” yerine “devlet adamlığı”, “tac ile hırka” yerine de “makam ile mevki” diyelim!
* * *
Deniz Baykal ise Mevlana’nın “Türk açılımı” nı da gündeme getirdi. Bilindiği gibi Mevlana için sağlığında “Moğol ajanı” da denilmiştir.
Baykal, Mevlana’nın işte bu iddialara cevabını gündeme getirdi:
“Bakınız, Mevlana ne diyor;
‘Düşman gibi görünüyorsam da düşman değilim
Farsça söylüyorum ama aslım Türk’tür.’
Daha önce bu topraklarda yaşayan Mevlana 8 asır önce asıl Türk olduğunu söylemiş ise biz de bugün Türk milleti kimliğimize sahip çıkacağız. Hacı Bektaşi Veli 72 millet birdir derken biz nasıl olur da bir olan milletimizin parçalanmasına göz yumabiliriz.”
Baykal buna dayanarak dedi ki “Bu bölgede barışı ve huzuru koruyabilmenin 2 anlamı vardır. Biri sevgi ve hoşgörü temelinde birleşmektir, bir diğeri siyasi anlayışımızın Türk Devleti anlayışı içinde olmasıdır. Milli kimliği etnik kimliğe indirgeyip milleti yok saymaktan vazgeçmeliyiz. Atatürk’ün işaret ettiği gibi Diyarbakırlısı, Adanalısı, Trabzonlusu, Trakyalısı aynı cevherin damarlarıyız diyerek ‘Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denilir’ diyebilmeliyiz. Etnik kimliği ne olursa olsun her kişinin Kürt, Arap, Çerkez ayırmadan Türk milletinin birer eşit parçası olduğunu söyleyebilmeliyiz. Milleti yok sayarak Türk milletinin içinden yeni bir millet çıkarılmasını teşvik etmemeliyiz.”
* * *
Görüldüğü gibi Baykal’a göre Türkiye açısından 20’nci yüzyılın en büyük açılımı da Atatürk’ün Türk açılımıdır.
Bu açılım sayesinde, Genelkurmay Başkanı, Başbakan, Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanı olabilen kişilere düşen görev, Türklüğün kıymetini bilmektir.
Birilerinin kendi etnik amaçlarını gerçekleştirmek için Türk kimliğine saldırmasına bakarak aldanmamak gerekir.
Milli devlet ve milli kimlik sadece çağın değil, tarihin en büyük realitelerinden biridir.
Hz. Peygamber’in kurduğu devlet de kısa sürede bir Arap devletine dönüşmüştür.