Mesajı aldık mı?
Birkaç yıl önce müthiş bir 'evet' kampanyamız vardı… Rıdvan sesleniyordu:
"Güçlü bir Türkiye istiyorum… Güçlü bir Türkiye için evet ben de varım… Sevgili Arda sen de var mısın?"
Topu önünde bulan Arda, devam ediyordu: "Rıdvan Hocam çağrını aldım… Güçlü bir Türkiye için ben de varım… Burak Yılmaz sen de var mısın kardeşim?"
Burak Yılmaz, Murat Boz derken, Konya Altınekin gençliği 'büyük oyun'u görmenin gururuyla, sosyal medyada birbirleriyle final yapıyordu, 'mesajını aldım' diyerekten…
**
Dolar'daki yükselişten sonra çok ciddi kampanyalarımız olmuştu!.. "Dolar yakalım" diyenler bile çıkmıştı!.. Az mürekkep yalayanların içinde "Amerikan parasından bize ne?" diyerek öldürücü darbeyi vuranlar dahi olmuştu!.. "Ya kardeşim bunun altı üstü kâğıt değil mi? Basalım bizim darphanede olsun bitsin" diyecek olanları bekledi gözümüz ama o olmadı!..
O günleri bir hatırlayalım: Kolay bir travma değildi elbette… 'IMF'ye borç verdik, veriyoruz, vermek üzereyiz' imajı çizilirken bir anda 'komplo'ya kurban gidiyor olmamızı sindiremezdik… Havuzumuzun değerli gazetelerinden birisindeki şu spot beni de, ne kadar ihraç fazlası dövizim varsa koştura koştura dövizciye götürmüştü:
"Dolar oyununa halk tokadı: Türkiye'nin 2023 hedeflerine ilerleyişini yargı kumpaslarıyla, sokak kalkışmalarıyla, son olarak ise darbe girişimiyle durduramayan karanlık odaklar, ekonomiyi zayıflatmak için harekete geçti. Ancak bu kirli oyunu da boşa çıkaran vatandaş, tercihini Türk Lirası'ndan yana kullandı. Gazetemizin, 'Boz doları' çağrısı, Türkiye'nin dört bir yanından karşılık buldu. Vatandaşlar döviz bürolarına akın etti…"
O gün bu gündür rahatız çok şükür!.. Dolar'ın artışı bizi hiç ilgilendirmiyor!.. Onun tafralarına 'havan kime güzelim' diye bakıyoruz!.. Arabanın deposuna hep 50 liralık benzin koymanın huzuru içindeyiz!.. Bir de kimi gurbetçilerimizin "Yahu siz cennette yaşıyorsunuz, Avrupa görseniz, rezil rezil, nankörlük etmeyin" ikazlarıyla irkilip kendimize geliyoruz!..
**
Şimdi yeni büyük oyunları gördüğümüzü göstermek ve o üst aklı çıktığı yere göndermek için yeni kampanyalar başlatalım…
"Rıdvan kardeşim, Osman Gazi Köprüsü için hazine garantili Dolarları ödüyoruz… Ben "Pahalı bulan körfezi dolaşsın" diyorum… Sen de diyor musun?"
"Mesajını aldım ve ben de diyorum Yıldırım abi… Daha önce 'Doları boz, makbuzu getir, dürümü götür' kampanyası yapan Gaziantepli lokantacı kardeşim, sen de var mısın?"
"Varım Rıdvan Hocam… 300 Dolar bozdurana kahve fincanı hediye eden Afyonlu züccaciyeci kardeşim, yeni mesajı aldın mı?"
"Aldım kardeşim… Bozulmuş 250 Dolar karşılığında bedava tıraş eden Iğdırlı kuaför kardeşim, tıraşa devam mı?"
"Mesajını aldım kardeşim… 5000 Dolar bozduran çiftlerin düğünlerinde bedava sahne alan ilahi grubu, sizler de var mısınız?"
**
Teklifimi daha doğrusu merakımı yeniliyorum: İktidara mensup veya destekçi bir kişi çıkıp köprü, havaalanı, hastane gibi garanti verilmiş yerler için "Bu sözleşmeleri ve garantilerdeki para cinsini değiştirelim, Türk Lirası'na çevirelim" diyemedi… Niye onlardan bir 'Diriliş' hamlesi gelmiyor? Para cinsini Osmanlı paralarına, akçeye, sultaniye, cihadiyeye, kaimeye, mangıra çevirmesini beklemiyoruz tabii… Madem mevzu millî paranın güçlenmesiydi, müteahhitlere verilen garantiler millî paraya çevrilebilirdi… Ama teklif dahi etmek bir yana akıldan bile geçirilmedi… Muhtemelen akıl edecek yanlar fena ağrıyordu!..