Dünya Kupası Katar'a sarayda nasıl satıldı
SEDAT KAYA / Yeniçağ
FİFA Başkan Yardımcısı Michel Platini, 2010 yılının soğuk bir Kasım gününde Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy''in öğle yemeğine davetliydi. Elysee Sarayı''nda gösterişli salona adım attığında Sarkozy''in henüz gelmediğini farketti.
Salonun bir kenarında sohbet eden başka insanlar vardı. Bunlar Katar başbakanı Şeyh Hamad bin Jassim al-Thani ve birkaç yıl içinde babasının yerini alacak olan Şeyh Tamim bin Hamad al-Thani ile danışmanlarıydı.
Yemeğin onur konuğuydular.
Katarlılar, dünya futbolunu temelden sarsacak fantastik bir planı tartışmak için Paris''e gelmişlerdi. Dünya Kupası''na ev sahipliği yapmak istiyorlardı.
Platini, Katarlılarla sohbet ederken bu fikre hiç de sıcak bakmamıştı.
Zaten bir yıl önce de bu proje kulağına gelmiş, çevresine "futbol geleneği olmayan, stadyumlar gibi temel altyapıdan yoksun bir ülke olan Katar''ın dünyanın en büyük spor etkinliğini düzenlemesine izin verilmesinin FIFA için felaket olacağı" söylemişti.
Ancak, Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy gelip, yemeğe oturulunca işler değişti.
Sarkozy ve iki Katarlı Platini''yi ikna etti.
Bu yemekten bir hafta sonra Zürih''teki FİFA merkezinin o görkemli konferans salonunda, Katar''ın 2022 Dünya Kupası''na ev sahipliği yapacağı onaylandı.
Karar henüz FİFA tarafından açıklanmadan, El Cezire kanalının haberi her yere servis etmesi, içerden birilerinin dışarıya bilgi verdiğini belgeliyordu.
Kısa bir süre sonra yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ayyuka çıktı.
Amerika Federal Soruşturma Bürosu FBI olaya el attı. Soruşturmada çok sayıda FIFA yönetim kurulu üyesinin oylamayı Katar''a çevirmek için rüşvet aldığı ortaya çıktı. Çok kişi tutuklandı.
Ama atı alan Üsküdar''ı geçmişti.
Katar, eleştirileri ve tepkileri susturmak için Elysee Sarayı''ndaki öğle yemeğinden kısa bir süre sonra Fransız takımı Paris St.-Germain''i satın aldı ve bir çok ligin yayın haklarını satın alarak Avrupa futboluna para akıtmaya başladı.
Zaman zaman da bu nakit akışını kesme tehditlerinde bulunarak, çatlak sesleri susturdu.
Sonuç, para sporun temel ilkelerini satın alarak, yerle bir etti.
Yarın dünyanın en iyi yüzlerce futbolcusu ve bir milyondan fazla taraftar Basra Körfezi''nde buluşacak.
Milyarlarca insan televizyon ekranlarına kitlenecek.
Yüzlerce işçinin kanıyla yapılan stadlarda, yolsuzluklarla, rüşvetlerle satın alınan Dünya Kupası maçları izlemek için.
Simon Cuper''in sözü geliyor insanın aklına.
"Futbol Asla Sadece Futbol Değildir."