Medyadaki gizli Ermeniler!

Bir mektupla başlayalım:
“Arslan bey, Fransızlar, Fransızlıklarını yaptılar ve beklenen kararı çıkardılar. şimdi tepki vermeye çalışıyoruz. Şunu sormamız lazım: Bizim Fransızlara kızma hakkımız var mı?
Bizim aydınlarımız ‘biz Ermeniyiz’ diye sokaklarda dolaşmadılar mı?
Bizim aydınlarımız Erivan’a gidip soykırım anıtı önünde resim çektirmediler mi?
Pek çok gazetede soykırım yaptığımızı yazanlar yok mu?
Daha, çok değil, üç gün önce bu tasarı gündemdeyken, Yaşar Kemal Fransa’dan nişan alırken, birçok Türk aydını Fransa’da değil miydi?
Cumhurbaşkanı Erivan’a gidip maç izlemedi mi?
Dışişleri Bakanı Ermenistan ile protokol imzalamadı mı? Bu uğurda Azerbaycan’ı küstürmedik mi? Azerbaycan bayraklarını milli maçta yasaklamadık mı?
Başbakan ‘Dersim’de katliam yaptık’ demedi mi?
Bu arada cumhurbaşkanı, Sarkozy’yi arıyor. O da telefona bile çıkmıyor. Bizim yandaş ve yalaka medya, haberi, ’Sarkozy Gül’den korktu’diye veriyor
Şimdi Fransa’nın yaptığı bize az bile.”
Coşkun Telciler

***


Tabii meseleyi incelerken, Hırant Dink’in gizli Ermenilerle ilgili araştırmasını da dikkate alarak Prof. Dr. Salim Çöhce’nin “Kripto (Gizli) Ermeniler”, Prof. Dr. Hasan Köni’nin “Convert (Dönmüş) Ermeniler” dediği kitlenin, Türkiye içinde nasıl bir lobi oluşturduğunu da görmek gerekir. Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun istihbarat dilinde “kuş yumurtası” veya “koza” olarak bilinen kişilerle ilgili tespitlerini de dikkate almak gerekir.
Halaçoğlu, “Çeşitli ülkeler ve kuruluşlar bazı kişileri alıp daha sonra kullanmak üzere yetiştirir, öyle bir hale getirir ki ihtiyaç duyulduğunda piyasaya çıkarır. Zamanı geldiğinde yumurta çatlar. Civciv çıkar. O kişiyi sürekli destekler, ün sahibi yapar. Ve ileride istediğini söyletir” diyordu..
Bence medyada bugünlerde işte o civcivler ön plana çıkarılıyor.
Medyadaki gizli Ermeni lobisi, yıllardan beri Türkiye-Ermenistan sınır kapılarının açılması için sinsi sinsi çalışmalar yaptı. Aynı zamanda, Azerbaycan ve diğer Türk cumhuriyetleri aleyhinde Türk kamuoyunu yönlendirmekle kendilerini görevli sayıyorlardı.
Yıllar önce Akşam gazetesindeyken, Ermenilerin Azerileri değil de Azerilerin Ermenileri katlettiğini anlatan Tikran İsmailyan’ın filmine Kültür Bakanlığı ödülü verilmesini eleştirdiğim için, dönemin Kültür Bakanı’nın girişimi sonucu yazılarıma son verilmişti!

***


Hırant Dink, bir Ermenistan gezisinde görüştüğü yetkililere “Siz 1.5 milyon Ermeni’nin öldürüldüğünden bahsediyorsunuz. Oysa tehcir döneminde yaklaşık 500 bin Ermeni, din değiştirip Türk oldu. Bunları neden dikkate almıyorsunuz?” diye sormuştu.. Yetkili de “Bu konunun gündeme gelmesi, davamıza zarar verir” cevabını vermişti.
Dink, bir yazısında Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in yetim Ermenilerden olduğunu ve bu konuda belgeler bulunduğunu yazdı ve kıyamet koptu. Dink, “Elimde belgeler var!” diyordu. Peki Dink’in elinde başka hangi bilgi ve belgeler vardı?
Cinayetten sonra, Hırant Dink’in bilgisayarının hard diski neden kaybolmuştur?
Demek ki Hırant Dink’i dönme Ermenilerle ilgili çalışmaları, ölüme götürmüştür. Hırant Dink, bildiklerinin tamamını açıklayabilseydi, Türk kimliği ile Türkiye için her türlü kötülüğü yapanlar ortaya çıkacaktı; bu yüzden susturuldu!
“Hepimiz Ermeniyiz” diyenlerin çoğunluğu, bu sözü sadece cinayeti kınamak amacıyla değil gerçeğin ifadesi olarak söylüyordu! Aralarında gaflet içinde olan Türkler de vardı elbette.. Fakat, Hırant Dink cinayetinin aydınlatılması için neden bu çevreler, ciddi bir çaba içinde değil?
Çünkü, cinayet aydınlatılırsa, Türkiye’ye son birkaç yıldır yaşatılan toplumsal şizofreni ortamı sona erecek de ondan!
İşte bugün siyasette ve medyada “Ermeni soykırımı yapılmıştır” yolunda konuşmalar yapanlar, kimliklerini sergilemektedir.
Tabii, Ermeni adı ve soyadı ile Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımıza en küçük bir sözümüz yok. Onlara saygımız vardır.

Yazarın Diğer Yazıları