Masonlardan 'Ulusal Mutabakat Hükümeti'
Taraf gazetesinde yayınlanan darbe plânının, TSK’dan sızdırıldığı anlaşılıyor. Sızdırmayı kimin yaptığı şimdilik belli değil. Peki bu sızdırma hangi amaçla yapılıyor? O da belli değil! Darbeden sonra kurulacak “Ulusal Mutabakat Hükümeti”ne baktığımız zaman böyle bir ekibin Türkiye için AKP hükümetinden daha hayırlı olacağını söylemek mümkün değil. Çünkü listenin yarısı mason!
Bu listeyi Taraf muhabirinin yazmadığı belli. Böyle bir hükümet tasarlanmış, çok net görünüyor. Tabii listenin hükümete girecek olanlarla tek tek görüşülerek hazırlandığını söylemek de doğru değil ama herhalde bir kısmı ile görüşülmüştür.
* * *
3 Mart 2004 tarihinde Ankara’da Ticaret Odası’nda Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği Tevhidi Tedrisat’ın yıldönümü konulu olağanüstü toplantıya, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök hariç bütün kuvvet komutanları katılmıştı. Konuşmacı profesörlerin meseleyi ortaya koyuş üslûbu farklı da olsa dördünün temel tavrı aynıydı. Hepsi Atatürk’ün Cumhuriyeti kurarken ortaya koyduğu tam bağımsızlık çizgisinin yeniden, hatta 19 Mayıs 1919 şartlarından daha da belirgin bir tarzda yükseltilmesinin şart olduğunu vurgulamıştı.
Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı tarafından okunan “Ulusal uyanış ve birlikteliğe çağrı metni” ise Türk halkına bir çağrı idi.
Çağrıda “Ulusal Mutabakat”ın yeni bir dönemin başlangıcı olduğu vurgulanıyor, “Ulusal mutabakatın seçimi bağımsız Türk Devleti yönündedir, teslimiyetçiliği reddeder, milli egemenliği global yapılara terk edecek girişimlerin tamamen karşısındadır...” deniliyordu.
O toplantı hakkındaki fikirlerimin kendileri için önemli olduğunu soran bir yetkiliye, “Berbat buldum” demiştim; “Evet orada savunulan fikirler bizim de fikirlerimizdir ama savunanların bazıları Türk halkı ile ters düşmüş kişilerdir. Mesela, üniversite kapısında ikna odası kurmuş, böylece antipati toplamış bir kişi ile milli mesaj verirseniz, o milli mesajı zayıflatmış olursunuz.”
Soruyu soran kişi, “Hiç böyle düşünmemiştik, ama yukarıdan öyle isteniyor” cevabını vermişti.
Yukarısı kimdi o belli değildi.
Şimdi yukarısının kim olduğu anlaşılmış oldu.
* * *
O dönemde yükselen milliyetçi/ulusalcı dalganın, iç veya dış istihbarat servisleri tarafından kullanılmak istendiğini, bunu sağlamak için yüzlerce dernek kurdurduklarını, bu tür yapılanmalara itibar edilmemesi, derneklere üye olunmaması gerektiğini, bu sütundan en az 10 defa duyurdum. Fakat kimse dinlemedi, hatta bazı dostlar, beni fazla tedbirli davranmakla suçladı. Oysa, milliyetçileri veya ulusalcıları teröre bulaştırarak yurt çapında tasfiye etmek isteyen yapılardı bunlar. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık için iki masonun adı geçtiği zaman da solda ve sağdaki milliyetçileri yine bu sütunda uyardık ve bunlara destek vermemelerini, toplantılarına katılmamalarını istedik. Yine kimse dinlemedi. “Tasfiye plânı” var dedik, komplo teorisi zannettiler!
* * *
Provokatif yapıdan bahseden yazılarım yüzünden bir dergide aleyhimde iftira kampanyası başlatıldı. MİT Müsteşarına buradan açık mektup yazarak, iftiracıların hangi istihbarat servisinin adamı olduğunu sordum ve tahrikleri önlemesini istedim. Sonuçta neler olup bittiğini hep birlikte görüyoruz.
Sözde “Ulusal Mutabakat Hükümeti” listesinin açığa çıkması iyi oldu. Yoksa gerçekleri kimse anlamak istemiyor. Saf insanlarımız, vatan, millet diyen herkese destek oluyor!