Mahir Kaynak'ın MHP ile ilgili operasyon iddiası!

İki konuda MHP yetkilileri açıklama yapar diye bekledim.
Açıklama yapılmayınca yazmaya karar verdim. Birincisi 2 Nisan’da Muharrem Sarıkaya’nın Sabah’ta yazdığı yazının “MHP’nin kurtarma formülü” ara başlıklı bölümüdür.
Sarıkaya şöyle diyordu:
“MHP lideri Devlet Bahçeli’nin her ne kadar söylemi sert olsa da dünkü sözlerinin satır araları iyi okunmalı.
Bahçeli, kendi milletvekillerinin dahi dikkatinden kaçan bir öneriyi şöyle dile getirdi:
’Önerimiz, açılmış olan bir davada, parti kapatılması yerine ara yaptırımlar uygulanabilmesi için bireysel sorumluluğu belirlemede Mahkeme’ye yeni değerlendirme kriteri vermek, yeni bir yorum alanı ve imkânı sağlamaktır.’
MHP lideri açıkça ’yargılama sürecinde Erdoğan’ı da siyasi yasaklı hale gelmekten kurtaracak düzenlemeye de açığız’mesajını verdi.
Hatta ’iyi niyetli bir yaklaşımla, yapıcı bir öneride bulunduklarını’ söyledi.”

* * *

İkincisi ise 3 Nisan gecesi, Mehmet Ali Birand’ın 32’nci Gün programında, MİT’te önemli görevler üstlenmiş Prof. Dr. Mahir Kaynak’ın MHP hakkındaki sözleriydi.
Kaynak, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmeden önce küresel sermaye ile yakın ilişki içinde olduğunu söyledi ve hafızama kaydettiğim kadarı ile şöyle dedi:
“Milliyetçi bir parti olan MHP, küresel sermaye ile işbirliği içinde olan bir kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesinin önündeki engeli kaldırıyor. Bu durum, eşyanın tabiatına aykırıdır. Peki bu nasıl oldu? MHP tabanını ayrı tutarak söylüyorum. Bu bir operasyondur. MHP yönetimindeki birkaç kişinin küresel sermaye adına giriştiği bir operasyondur.”
Erol Mütercimler de bu görüşe katıldı. Hatta 57’nci hükümet dönemindeki ekonomik, siyasi uygulamaların, IMF’ye teslimiyetin milliyetçilikle bir ilgisi bulunmadığını söylediler.

* * *


MHP ile ilgili bu iddiaları biz öne sürsek, objektif bir şekilde değerlendirilmezdi. Çünkü bizim tespitlerimiz, MHP içindeki siyasi hesaplarla karıştırılıyor. Biz, yazı yazarken hiçbir parti, şahıs veya ekip adına hareket etmesek de hiçbir siyasi hesap yapmasak da bize yönelik şabloncu bakış açısını değiştiremiyoruz. Fakat benzer tespitleri yıllardır yaptığımızı bu sütunun okuyucuları iyi bilir. Akıl için yol birdir derler.

* * *


MHP adına, fakat milliyetçilikle bağdaşmayacak şekilde garip bir operasyon uygulandığını gösteren somut delillerden biri 2002 seçim bildirgesiydi. Bildirgede, “Türkiye, Ürdün, İsrail, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Lübnan ve Filistin’in yer alacağı, ’Doğu Akdeniz Birliği’nin oluşturulması için girişimde bulunulacaktır” deniliyordu.
Bugün Akdeniz Birliği, Yahudi asıllı Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin önerisi ile hayata geçirilmektedir.
Yine aynı bildirgede, “Genişletilmiş ’Avrasya Birliği’projesinin hayata geçirilmesi sağlanacaktır” deniliyordu.
“Genişletilmiş Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika” projesi, ABD Başkanı Bush tarafından 2004 yılında Türkiye Cumhuriyet Başbakanı Tayyip Erdoğan’a tebliğ edildi. Ve Erdoğan, 11 defa bu projenin eş başkanı olduğunu açıkladı!

* * *


MHP yönetiminin neden böyle davrandığı konusunda, parti içinden sadece bir tespit yapıldı. Tespiti yapan, Türkeş dönemindeki genel sekreter yardımcılarından Naci Memiş idi.
Memiş, 25 Temmuz 2003 tarihli Yenişafak gazetesinde Abdullah Muradoğlu imzasıyla yayınlanan açıklamasında
“MHP, meçhul emirlerle yönetilmemelidir. MHP’yi görevliler değil, MHP’liler idare etmelidir” demişti!
MHP’nin görevliler tarafından yönetildiği iddiasına cevap verilmedi. Şimdi de MHP yönetiminin küresel sermayenin operasyonunda kullanıldığı iddiası var. Bu iddia, bir istihbaratçı tarafından öne sürülüyor! Yine cevap verilmiyor! Neden acaba?

Yazarın Diğer Yazıları