Madenler gitti, sıra tarlaları satmaya geldi
Cihan Ajansı’nın haberine göre Planet Food World adlı özel şirket, Körfez bölgesine, Rusya ve Avrupa’ya ihraç amaçlı gıda ürünleri üretmek için beş yıl içinde Türkiye’de 20 bin endüstriyel tarla kuracak.
Şirketin Türkiye temsilciliği müdürü Mete Mutluoğlu, her bir tarlanın 10 bin metre kare büyüklüğünde olacağını ve tarlalarda sebze ve meyvenin yanında balık, koyun ve büyükbaş hayvan da yetiştirileceğini söyledi. Şirketin Türkiye’de kullanacağı toplam arazinin 200 kilometre kareyi bulması planlanıyor.
Beş yıl boyunca devam edecek faaliyetlerden elde edilen cironun 20 milyar doları bulmasını beklediklerini söyleyen Mutluoğlu, ek tesisler hizmete girdikçe bu rakamın daha da artabileceğini vurguladı.
Şirket, önümüzdeki 4-5 ay içerisinde tarla kiralama ve satın alma işlemlerine başlayacak. Tarlaların devlet kurumları, kooperatif ve özel vakıflardan satın alınmasının hedeflendiği bildirildi.
Şirket yetkilisi, çiftçinin isterse tarlasını kendilerine kiraya verebileceğini ve buna karşılık maaş alabileceğini kaydetti. İsteyen çiftçiler PFWC adına da çalışabilecek ve kendilerine ücretsiz ev, maaş ve sigorta sağlanacak.
Abu Dabi Yatırım Fonu, Gulf Finance House ve Ismar Bank’ın ortaklaşa kurdukları fon, Türkiye’de tarım sektörüne yatırım amacıyla geçen Ekim ayında 6 milyar dolarlık ön anlaşma imzalamıştı.
* * *
57, 58 ve 59’uncu hükümetlerin çıkardığı yasalar ile Tarım toprakları bu şekilde Türk çiftçisinin elinden alınacak. Madencilik imtiyazları ise en az tarım arazilerinin satışı veya kiralanması kadar vahim.
2003 yılındaki tespitlerimize göre Rio Tinto’nun Türkiye’de kurduğu AMDL adlı şirketin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da elde ettiği maden arama imtiyazı, bugün Kürt sitelerinin “Kürdistan’ın doğal sınırları” olarak gösterdiği toprakların sınırları ile birebir örtüşüyor. Mersin’den Ağrı’ya kadar olan bölgenin sınırları, AMDL şirketinin maden arama haritası ile birebir aynı. Yine Doğu Karadeniz’de aynı şirkete verilen imtiyaz hakkı da hayali Rum Pontus devletinin sınırları ile birebir aynı!
Anatolia Minerals Development Ltd. Şirketi 1996 yılında kuruldu ve bir yıl sonra bir tanıtım broşürü yayınladı. Broşürün başlığı, “Türkiye Federal Devleti” şeklindeydi ve Türkiye’nin 7 ayrı bölgesinde, 2 milyon hektarlık alanda maden arama imtiyazı elde ettiği bildiriliyordu. Bu bölgeler, “Yenipazar, Armutbeli, Saimbeyli, Keban, Baskil, Karadeniz Bölgesi ve Tunceli” olarak bildiriliyordu. Şirket, Türkiye’de arama ruhsatı elde ettiği bölgeleri göstererek, 22 milyon 140 bin 800 hisseyi dünya borsalarına kote ettirmişti.
AMDL Şirketi, Türkiye’de “Yeni Anadolu Mineral Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi-YAMAŞ” adıyla yeniden örgütlendi ve 1 milyon 255 bin hektar veya 4 bin 800 kilometre karelik bir alanda maden aradığını duyurdu. Daha sonra YAMAŞ, dünyanın maden devi Rio Tinto şirketi ile Türkiye toprakları üzerinde “stratejik ortaklık” kurduğunu ilan etti!
AMDL şirketine maden arama imtiyazının, Anayol hükümeti döneminde Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı, Cumhur Ersümer’in Enerji Bakanlığı döneminde verildiği, imtiyazlarla ilgili sözleşmelerin Madencilik İşleri Genel Müdürlüğü kasasında gizli olduğu öğrenildi.
AMDL’nin bir raporunda da Türkiye’nin Suriye Irak sınırı bölgesinde keşfedilmemiş maden potansiyeli bulunduğu, burada önemli petrol rezervleri bulunduğu belirtiliyordu. Bu bölge Mardin topraklarını kapsıyor.
Bu imtiyazlar, Lozan’dan önce gizli bir anlaşma ile Amerika’ya tanınan fakat Meclis’te reddedilen Chester imtiyazının diriltilmesi anlamına geliyor. O anlaşmada da Tunceli ve Karadeniz bölgesinin maden imtiyazları verilmişti.