Lut gölü İsveç'te miydi?

Tayyip Erdoğan, geçen ay, İsveç ve Finlandiya''nın NATO''ya üyeliğini kastederek, "Türkiye''ye yaptırım uygulayanların bu süreç içerisinde bir güvenlik örgütü olan NATO''ya girmelerine biz ''evet'' demeyiz" demişti.

Biz ise "Tespitler dört dörtlük de Erdoğan, bu tutumunda kararlı bir şekilde devam edecek mi, sorun burada... Nitekim ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştüğünü, görüş birliği sağlanacağı konusunda ''emin'' olduğunu bildiriyor. 19 Mayıs sorusudur: ABD, Türkiye''den neden bu kadar emin?" diye sormuştuk.

Sonra da konuyu "Nasıl emin olmasın ki? Erdoğan, Libya''ya NATO müdahalesi gündeme gelince ''NATO''nun ne işi var Libya''da?'' demiş, bir gün sonra ise ''NATO, Libya''nın Libyalılara ait olduğunu göstermek için müdahale etmelidir'' diye dönüş yapmıştı." diye bağlamıştık...

Görünen köy, kılavuz istemezdi...

***

Sedat Peker ise Nedim Şener''e hitaben yazdığı mesajda, "Ben senin dediğin gibi bir adam olsaydım Tayyip Bey''in kara kutusu Metin Külünk''ün ricası üzerine Biden görüşmesi öncesi videoları durdurmazdım. Bu ses kayıtları da delilimdir. (Tedavim devam edecek.)" dedi.

Ekteki kayıtta ise Külünk, Peker''e, Biden-Erdoğan görüşmesinin önemini anlatıyor. Peker ise Külünk''e, Berat Albayrak''ı nasıl koruduğunu, ona anlatmasını istiyor.

Peker''in yayınladığı videolar ile Biden-Erdoğan görüşmesinin nasıl etkileneceği konusu net değil... Ahlak ve fazilet dersleri veren bir televizyon kanalında yönetici olan bir kişinin sapık ilişkilerinin yayınlanması ile dış politika etkilenmeyeceğine göre Peker''in elinde daha önemli kayıtların bulunduğu biliniyor ki böyle bir ricada bulunulmuş...

***

Churchill''e bir vekil, "gey misiniz?" diye sorunca önce kıçını sonra başını tutarak, "Ben ülkeyi oramla değil, buramla yönetiyorum" demiş ama Türkiye''de böyle bir duruma tahammül edilemez...

Öyleyse bu video, daha önemli videolar için bir uyarı ateşi miydi?

Bu konuda bilgim olmadığı için daha fazla yorum yapamıyorum... Yalnız, bu tablo, siyasetin de içine düştüğü Lut Gölü çukurunu yansıtıyor... Bu sebeple gündemime aldım...

Bu arada Lut Gölü, İsveç''te veya Finlandiya''da değil, Ürdün ve İsrail arasında, Sodom ve Gomore''nun battığı yerdedir... Deniz seviyesinden 422 metre alçaktadır...

KATIRCIOĞLU''NUN BAŞINA GELENLER VE HUKUK DEVLETİ!

Masonlar hakkında suç duyuruları yapan Yüce Katırcıoğlu, hakkında açılan dava görülürken "akıl hastası" raporuyla Ankara''daki evinden gece yarısı alınıp Eskişehir''de yüksek güvenlikli bir psikiyatri kliniğine yatırılmıştı! Telefonu alınmadan önce hastaneden beni aramış ve kendisine zorla ilaç verileceğini söylemişti. Ben de Adalet Bakanlığı''nın ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''nun konuya el atması için anında mesajlar ve yazılar yazmış ayrıca Barolar Birliği nezdinde girişimde bulunarak Eskişehir Barosu Başkanı''nın konuyla ilgilenmesini talep etmiş, Baro Başkanı''na telefonla bilgi vermiştim.

Yenişafak gazetesi de konuyu takip ediyordu hatta Katırcıoğlu''nun son telefonuyla ilgili benden de bilgi almışlardı. Yenişafak''taki arkadaşların girişimleri sonuç verdi ve Katırcıoğlu taburcu edildi ama hakkındaki rapor kaldırılmadığı için hiçbir hukuki işlem yapamıyor!

Katırcıoğlu hakkında "akıl hastası" raporu verenlerden biri daha sonra FETÖ davasından, 14 yıl hapisle cezalandırıldı. Yargıda ve sağlık sisteminde kolları bulunan bir örgüt, ruh sağlığı normal olan bir kişiyi, "deli raporu" çıkararak uzun süre özgürlüğünden mahrum etti... Hasta olmadığı halde Katırcıoğlu''na zorla ilaç da verildi!

Sonra da hukuk devletinden bahsediyoruz!

Yazarın Diğer Yazıları