Libya'da ateşkes zor
Türkiye'nin, Libya meşru yönetimiyle Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakatından sonra yaptığı "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Anlaşması" dengeleri değiştirmiştir. Türkiye, UMH askeri güçlerini organize ederek güçlendirip teşkilatlandırmış, askeri malzeme ve teknik yardımlarda bulunmuş, bir kısım teknik ekipleri, İHA ve SİHA'ları bölgede görevlendirmiştir. Libya açıklarında düzenlediği tatbikatla da kararlılığını göstermiştir.
Türkiye'nin bu desteğiyle Trablus merkezli meşru UMH, Tobruk merkezli isyancı Hafter yönetimine üstünlük sağlamıştır. Kaybettiği yerleri geri alan UMH güçleri, stratejik bölge Sirte'ye dayanmıştır. Bölgeye harekât için yığınağını arttırmaktadır. İsyancı Hafter yönetimini Rusya, Mısır, S.Arabistan, BAE ve Fransa desteklemektedir.
Mısır'ın Libya'ya asker gönderme yetkisi meclisten geçti
Sıkışan isyancı Hafter, Tobruk'taki gayrimeşru meclis aracılığıyla Mısır askerini Libya'ya çağırmıştır. Sisi, çağrı üzerine Libya'nın doğusundaki kabilelerle görüşerek askerlerinin Libya'ya gidebileceği mesajını vermiş, kabile liderleri de Mısır ordusuna "Libya'nın egemenliğini koruma" gerekçesiyle izin verdiklerini açıklamışlardır.
Sisi, daha önce UMH'nın durum üstünlüğünü ele geçirmesi üzerine, Libya'da Türkiye'ye karşı askeri müdahale tehdidinde bulunmuştu. Şimdi de Mısır Meclisi yaptığı kapalı oturumda, Libya'ya asker gönderme teskeresini kabul etmiştir. Teskere, Sarrac güçlerinin Sirte'ye harekât başlatması halinde Mısır ordusunun müdahalesini öngörmektedir.
Durum gerginleşiyor
Bir tarafta Türkiye'nin desteklediği UMH'nın stratejik bölge Sirte'yi ele geçirme kararlılığı, diğer tarafta Mısır'ın kırmızı çizgi olarak nitelendirdiği bu bölgenin korunması için gayrimeşru Hafter güçlerinin yanında yer alacağını açık bir şekilde ortaya koyması, gerginliği daha da arttırmıştır.
Türkiye'nin desteğiyle ele geçirilen stratejik hava üssü Vatyye'ye yapılan meçhul hava saldırısında, Türkiye'nin konuşlandırdığı hava savunma sisteminin ve malzemenin hasar gördüğü malumdur. Saldırının Türkiye'ye de zarar vermek amacıyla gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Saldırının BAE uçakları tarafından yapıldığı, BAE Prens Danışmanının Twitter hesabından, "Bütün Arap halklarının onuru adına Erdoğan'a Libya'da gerekli dersi verdik." paylaşımıyla teyit edilmiş durumdadır.
Böyle bir saldırının Rusya'nın onayı olmadan yapılamayacağı bir gerçektir. Türk SİHA'larının paralı asker Rus Wagner güçlerine karşı gerçekleştirdiği ve önemli zayiat verdirdiği taarruz bir misilleme olarak düşünülebilir. Ancak bunun yeterli olmadığı, uygun bir zamanda ve yerde asıl cevabın verileceği düşünülmelidir. Bu da gerginliği arttıracak bir gelişme olacaktır.
Cephe genişletme hamlesi Azerbaycan-Ermenistan çatışması
Daha önceki yazılarımda Türkiye'nin Libya'dan Irak'a kadar geniş bir cephede mücadele içinde olduğunu, yapılacak diplomatik temaslarla siyasi açıdan cephenin daraltılması gerektiği üzerinde durmuştum.
Hal böyleyken Ermenistan'ın aniden Azerbaycan'a saldırısı düşündürücü ve özellikle Türkiye'nin Azerbaycan'ı yalnız bırakmayacağı bilindiğinden manidardır. Ermenistan'ın Rusya'nın onayını almadan böyle bir adım atması düşünülemez. Bunu, Türkiye'nin, zaten mesafe sorunu olan Libya'daki etkisini azaltmak için bir dikkat dağıtma, cephe genişleterek zayıflatma hamlesi olarak mütalaa etmekte yarar vardır.
ABD'nin ateşkes girişimi, Türkiye-Rusya görüşmesi
Üst düzey bir ABD heyetinin, Hafter'le gizli bir görüşme yaparak yeni bir ateşkes teklifinde bulunduğu, petrol hilali bölgesinden askeri güçlerini çekmesini ve BM gözetiminde Avrupalı bir barış gücünün bulunmasını önerdiği söylenmektedir.
ABD'nin meşru hükümetten yana tavır aldığı, ancak Libya konusuna fazla angaje olmadığı gözlemlenmektedir. Trump, Mısır meclisinden Libya'ya asker gönderme yetkisi çıkmasından sonra Sisi'yle görüşmüş ve ateşkesin devam etmesi konusunda mutabık kalmışlardır.
Türkiye'yle Rusya arasında yapılan görüşmede de, Libya'da kalıcı ateşkes şartlarının oluşturulması hususunda tarafların teşvik edilmesi için anlaştıkları açıklanmıştır.
Libya'da durumu sakinleştirmek için adımlar atılmakta, siyasi çözüm yolları aranmaktadır. Ancak masada güçlü olmak için sahada üstünlük sağlanması önemlidir. Önümüzdeki günlerde gerginliğin tırmanması kaçınılmazdır. Gerekli siyasi, diplomatik ve askeri planlamaların süratle geliştirilmesinde yarar görüldüğü değerlendirilmektedir.