Kuvvet birdir ve o ulusundur
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin V. Dönem 3. Yasama yılını açış konuşmasında diyor ki;
“Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır.
Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir.
Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır.
Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz. (Alkışlar.)
Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt; bağrından çıktığımız Türk ulusu ve bir de uluslar tarihinin bin bir acıklı olay ve sıkıntı ile dolu yapraklarından çıkardığımız sonuçlardır.
Elimizdeki programın ruhu, bizi sadece bir kısım vatandaşlarla ilgilenmekten engeller, biz bütün Türk ulusuna hizmet ederiz.
Geçen yıl içinde, parti ile hükümet kuruluşunu birleştirmekle vatandaşlar arasında ayrılık tanımadığımızı fiilen göstermiş olduk. (Var ol sesleri.)
Bu olayın bizim, devlet yönetiminde kabul ettiğimiz, ‘Kuvvet birdir ve o ulusundur’ gerçeğine uygun olduğu ortadadır. (Alkışlar.)
Gücün tek kaynağı olan Türk Milletinin seçkin vekillerini, büyük mutlulukla, eğilerek selamlarım. (Bravo, yaşa sesleri, şiddetli ve sürekli alkışlar.)
Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.
Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.
Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Her millet icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır.
Herhalde devletin siyasi ve fikri hususlarda olduğu gibi, bazı iktisadi işlerde de nâzımlığını prensip olarak kabul etmek caiz görülmelidir.
Bu takdirde karşı karşıya kalınacak mesele şudur:
Devlet ile ferdin karşılıklı sahalarını ayırmak,
Devletin bu husustaki faaliyet hududunu çizmek ve bu hususta istinat edeceği kaideleri tespit etmek,
Diğer taraftan vatandaşın ferdi teşebbüs ve faaliyet hürriyetini tahdit etmemiş olmak,
Devleti idareye selahiyattar kılınanların düşünüp tayin etmesi lazım gelen meselelerdir.
İçinizde memleketi ve milleti en çok seven, aklına, anlayışına, vicdanına en çok güvendiğiniz insanları seçiniz.
Ancak bu sayede Meclis sizin arzularınızı yapmaya, lâyık olduğunuz refahı temin gücüne sahip olacaktır.”
Millet Meclisi Tutanak Dergisi D. V, C. 20, Sa. 3
Değerli okurlarım,
Bugün ülkemizin en önemli sorunlarının başında hukuk sisteminin çöküşü de yer almaktadır.
Atatürk şu ilkeyi vurgular:
-“Milletlerin yargı hakkı bağımsızlıklarının birinci şartıdır. Adalet kuvveti bağımsız olmayan bir milletin devlet olarak varlığı kabul olunamaz.
Hukuk devriminin bir başka yönü de Hukuk Devletine geçiştir.
Teokratik devletten farklı olarak hukuk devletinde, devlet de vatandaş kadar hukuka saygılı ve hukukla bağlıdır.
Devlet yönetiminde keyfilik değil, hukuka uygunluk vardır.
İdarenin faaliyetlerinin kanuna uygunluğu denetlenir ve vatandaşların idare karşısındaki hakları korunur.
Vatandaşın bu konudaki güvencesi de yeni hukuk düzenimizdir.”
İşte 19 Mayıs 1919’da Samsun’da kurtuluş ve kuruluşun ilk adımını atarak bu Cennet toprakları bize vatan olarak emanet bırakan Mustafa Kemal Atatürk budur, ilkeleri de bunlardır.
Değerli gençler;
Bugün, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlarken unutmayın ki laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti Atatürk’ümüzün sizlere emanetidir.