Kürecik’ten İsrail’i korumak ve cibilliyet!

Türkiye “kim cibilliyetsiz?” diye tartışıyor! Peki asıl konu neydi? Konu, iktidarın kamuoyuna karşı “Hamas yanlısı ve İsrail karşıtı” gibi görünürken, Kürecik’teki füze kalkanıyla İsrail’i, İran saldırısına karşı korumaya devam etmesidir! Radarın komuta merkezi de Diyarbakır’daki hava üssündedir. Erken uyarı radarı ABD Ordusu'na aittir ve ABD Avrupa Ordusu tarafından işletilmektedir.

The Wall Street Journal gazetesi, İsrail’in kurduğu Demir Kubbe’nin İran’ın balistik füzelerini ve İHA’larını durduracak güçte olmadığını, Hizbullah’ın da on binlerce füzeye sahip olduğunu hatırlattı. The Wall Street Journal, bu sebeple, ABD’nin katılımıyla İsrail ve diğer ülkelerin hava kuvvetlerinin yanı sıra komşu ülkelerdeki radar sistemlerini de içeren daha büyük bir hava savunma sisteminin kurulduğunu bildirdi. Gazete, sistemin ABD Merkez Komutanlığı tarafından koordine edildiğini yazdı. İsrail’in, diplomatik ilişkileri olmasa da bazı Arap ülkeleriyle de iş birliği yaptığı belirtildi.

Gazetenin bahsettiği, “Komşu ülkelerdeki radar sistemleri”nden biri, Kürecik Üssü değil mi? Sosyal medyada neredeyse “Hamas’ını bilmeyen atasını ne bilir?” diyenler, İsrail’in Kürecik’ten korunduğunu bilmiyor mu? Biliyor elbette! Öyleyse bu ikiyüzlülüğe ne demeli?

***

Bölgede Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir olay daha var. Arap aşiretleriyle terör örgütü PKK/YPG arasında Suriye'nin doğusundaki Deyrizor ilinde çatışmalar var. ABD Hava Kuvvetleri, PKK’nın imdadına koştu ve Arap aşiretlerine hava saldırısı düzenledi. Açıklamalarda ise “İran destekli gruplara hava saldırısı”ndan bahsedildi!

Hani Türkiye, burada ABD’nin kurmaya çalıştığı devlete engel olacaktı?

***

ABD zaten İsrail’i korumak için silah ve mühimmat vermekle kalmadı, kendi askerî personeliyle İsrail’in Gazze’de giriştiği soykırıma da katıldı...

Beyaz Saray Sözcüsü Jean-Pierre, günlük basın brifinginde, "İsrail'i savunacağız fakat (İran'la) çatışmanın büyümesini veya yayılmasını istemiyoruz" dedi.

Berlin'de bir mahkeme ise Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği sürpriz saldırıdan sonra 11 Ekim'de Berlin'deki bir gösteri sırasında "Nehirden denize, Filistin özgür olacak" sloganı atan 22 yaşındaki bir kadını 600 Euro para cezasına çarptırdı.

Yargıç, 7 Ekim saldırılarından kısa bir süre sonra bu sloganın kullanılmasının, kanlı eyleme destek ve İsrail'in var olma hakkının inkârı anlamına geldiğini belirtti.

“İsrail’in var olma hakkını korumak” Almanya’nın da meselesi! Peki Filistin’in var olma hakkını kim koruyacak? İsrail ile iş birliği yapan Arap ülkeleri mi yoksa Türkiye topraklarından İsrail’in korunmasına hizmet eden siyasi iktidar mı?

***

Amerikalı bir yetkili, bir gazetecinin, “İsrail’in kendini koruma hakkından söz ediyorsunuz. Filistin’in kendini koruma hakkı yok mu?” sorusuna cevap veremedi?

Türkiye’deki siyasi iktidara da ben soruyorum:

-Siz, Kürecik füze kalkanı ile kimi koruyorsunuz? İsrail’i mi, Filistin’i mi? Gerçekte İsrail’i koruyorsanız, söylemde Hamasçılık yaparak kimi kandırıyorsunuz?

Yazarın Diğer Yazıları