Kur krizi, nas NASA ve DART!

Türkiye, iktidarın, "biz bilerek yaptık" dediği kur kriziyle boğuşuyor. Zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor. Buna rağmen iktidarı içinden bazıları, kur krizinin dışarıdan yönlendirildiğini iddia ediyor. Bu iddiada bulunanlar, aslında "iktidarın düğmesine dışarıdan basıldı" demiş oluyor ama ne dediklerini kendileri de bilmiyor!

Biz başından beri, alınan kararların arkasında siyasi bir proje bulunduğunu, yaratılan kaos ile bir taraftan Kanal İstanbul''a zemin hazırlanırken diğer taraftan ülkenin rejiminin Anayasal olarak da değiştirilmesinin hedeflendiğini söyledik.

Kur krizinin kime, hangi projelere yarayacağına bakılmalıdır. "Dış güç" aranacaksa, bu projelerin arkasında aranmalıdır.

Halk bu kadar savunmasız ve çaresiz bırakıldığına göre...

***

Bugünlerde ABD''de benzer bir tartışma yaşanıyor.

Yükselen benzin fiyatlarına kızan tüketiciler, benzin pompalarındaki fiyat göstergesinin yanına bir çıkartma yapıştırıyor. Çıkartmada, Biden''ın resmi ve altında "Bunu ben yaptım!" yazısı bulunuyor. Bununla da yetinilmiyor, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi''nin resmi ve "Yardım ettim" yazısı bulunan çıkartmaları da Biden''ın "Bunu ben yaptım!" çıkartmasının hemen yanına yerleştiriliyor.

Türkiye''de buna gerek kalmadı. Erdoğan zaten "ben yaptım" diyor, Devlet Bahçeli de "tam destek" veriyor. Öyleyse, tartışmanın buradan başlatılması gerekmez mi? Mesela, konuyu, "Erdoğan bunu neden yaptı? Bahçeli neden destek veriyor?" diye ele almak gerekmez mi?

Tabii Erdoğan, ekonomik kararlarının ardında yatan sebep olarak "nas"ları gösterince, konu değişiyor; "Enflasyon oranında faiz vermek riba değildir" diye karşı çıkanlar oluyor.

***

Erdoğan, devleti Anayasa''ya göre değil din kurallarına göre yönettiğini söylemeyi göze alıyor, çünkü siyasi hedeflerine ulaşabilmesi için toplumu bir süre daha ikna etmesi gerekiyor. Bu hesaba göre hedeflerine ulaştığında nasılsa kimse kendisinden hesap soramayacak...

Durum böyleyse, yapılan tartışmaların zerre kadar bir kıymeti var mı? Bütün tartışmalar, halkı oyalamaya yarıyor... Kimileri bu tartışmaları bilinçli olarak başlatıyor, çoğunluk da onların peşinden gidiyor.

Taşı kuyuya atan "akıl"lı ise ki öyledir; sadece kur krizi taşını konuşturanlar, aslında gerçekleri bildikleri halde çarpıtmayı görev edinenlerdir. Çünkü çıkarları buna bağlıdır! Tabii, gerçekleri açık açık söylemek de pek akıllı işi sayılmaz! Bu sebeple rahmetli babamın sık kullandığı "lafın tamamını deliye söylerler" deyimini zaman zaman hatırlatırım. Bir ara herkesin diline pelesenk olmuştu! Nedense yazı yazarken bu gerçeği unutuyorum...

***

Yazıya başlarken, kısa bir girişten sonra NASA ve Elon Musk''ın Space X şirketinin "Dünyayı potansiyel asteroit veya kuyruklu yıldız tehlikelerine karşı savunmak için Çift Asteroid Yönlendirme Testi olan DART''ın Çarşamba günü Kaliforniya''daki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü''nden fırlatılan roketle başlatılması" üzerinde durmayı planlıyordum. Söz uzadı, buraya kadar geldi...

Projenin amacı, "Asteroitin hareketini, yer tabanlı teleskoplar kullanılarak doğru bir şekilde ölçülebilecek şekilde hafifçe değiştirmek" olarak açıklanıyor! Yani gök taşının yörüngesini değiştirme denemesi...

Bilinen tarihte dünyaya gök taşı düşmesinden ölen insan yok ama açıklama böyle!

Tıpkı kur krizi gibi değil mi? Erdoğan, "nas" dedi ya!

***

ABD, gök taşlarının yörüngesini değiştirme yetkisini, süper güç olmaktan alıyor ama doğal olarak buna hakkı yok! Zira sonuçlarının ne olacağını kimse bilmiyor.

İktidarlara da milli paranın değerini bilerek ve isteyerek düşürme yetkisi verilmemiştir ama kimseyi dinlemiyorlar! Sorumlu da "nas" oluyor nedense...

Yazarın Diğer Yazıları