Kredi kartı sorunu
Ankara Ticaret Odası açıkladı. Vatandaşın bankalara olan borcu adeta bir çığ gibi arttı.
Neredeyse her iki vatandaştan birinin bankaya borcu var.
“Borç yiyen kesesinden yer” atasözünün sıkça söylendiği Türkiye’deki borçlanma araçlarının en önemlisini ise kredi kartları oluşturuyor.
Türkiye’de toplam 26 milyon 949 kişinin cebinde, 56 milyon 284 bin adet kredi kartı bulunuyor.
Diğer ülkelerde ödeme aracı olarak kullanılan kredi kartı, Türkiye’de tam bir borçlanma aracına dönüşmüş durumda.
Türkiye’deki kredi kartı müşterilerinin yaklaşık 12 milyonunun, kredi kartı borcunu son ödeme tarihinde tümüyle ödemeyip, borç bıraktıkları belirtiliyor.
Vatandaşların, kredi kartı harcamaları nedeniyle yüklendiği borç miktarı ise 26,9 milyar YTL. Bunun 10,9 milyar YTL’sini taksitli alışverişlerden kaynaklanan borçlar meydana getiriyor.
Son bir aydır Almanya’dayım.
Almanya’nın en önemli şehirlerinden Bremen ve Hannover’de bir ay boyunca dikkatimi çeken en önemli şey, cebimdeki kredi kartını kullanacak bir alışveriş merkezi bulamamam.
Hannover, Almanya’nın fuar merkezi. Dünyanın her yerinden bu şehre insanlar fuara geliyor. Dev alışveriş merkezleri var ama, kredi kartı geçmiyor. Sadece banka kartı veya nakit.
Banka kartı kullanımı çok yaygın.
Banka kartında ise paran varsa kullanıyorsun.
Kredi kartı sadece büyük otellerde geçerli.
Bir çok Alman, kredi kartına çok yabancı.
Bizde ise her vatandaşın cebinde kredi kartı var. Hem de bir kaç tane.
1 ay boyunca televizyonda hiç kredi kartı reklamı görmedim.
Bizde ise TV reklamlarının neredeyse büyük bir bölümü kredi kartına ait.
Yok bonus, yok plus yok 12 taksit..
Hepsi vatandaşın biraz daha borç batağına saplanması için.
Tüm bunlar vatandaşın hızla tüketici toplum olması için. Bir malı 15 ay taksitle vermenin başka ne anlamı olabilir ki.
Bu aslında, AKP’nın genel bir politikası.
Tıpkı bir dönemin Galata bankerleri gibi.
Bu Yahudi bankerler, tefeci olarak sadece vatandaşı değil ülkeyi sömürdüler.
Şimdi ise, yabancıların kontrolündeki bankaları...
Önce sistem çökertildi. Türk bankaları kağıttan kule gibi yıkıldı.
Sonra, kalanlar ise bir bir yabancılara satıldı.
Bu borçlandırma politikası ile vatandaş bankaların kucağına itilmiştir.
ATO’nun rakamları ürkütücü.
Vatandaşın çaresizliğini çok iyi anlatıyor.
Bu yıl yerel seçimler var.
Bu seçim öncesi AKP iki şeye daha fazla önem verecektir.
Birincisi sadaka dağıtımına, ikincisi ise bol keseden kredi vermeye.
Sadaka ve borç arttıkça vatandaş çaresiz mühürü ampule basıyor.
Son seçimden bu yana vatandaşın borçu arttı. Bu da demek oluyor ki AKP’nin de oyları artacaktır.