Kral da herkesin içtiği sudan içti!

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyesi, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, "Bugünkü bilgilerle baktığımızda şunu görüyoruz; bizim hemen hemen '7 ila 8 ayda bir' ya da 'yılda bir defa' aşılanmamız gerekebilir, Eğer virüs böyle kalırsa…" dedi.
Prof. Dr. Kara, bazı hastalıklarda bağışıklık sistemindeki hafıza hücresi ya da hücresel cevabın istenilen düzeyde olmadığını belirterek, "Böyle durumlarda aralıklı olarak o aşıyı bizim tekrar olmamız gerekiyor. Bunun en güzel örneği tetanoz, difteridir. 10 yılda bir tetanoz aşısını tekrar yapılması gerektiğini söylüyoruz, tekrar vücuda hatırlatılması gerekiyor" diye konuştu.
Biz de bundan söz ediyorduk ve "Bütün insanları aşı bağımlısı haline getirecekler. Aşı manyağı yapacaklar" diyorduk zaten…
***

Bill Gates ise sürecin başında, 19 Mart 2020'de, "Etkili bir tedavi ne zaman mümkün olabilir?" sorusuna cevap verirken, "Vakıf, endüstrinin tüm yeteneklerini devreye sokarak bir terapötik hızlandırıcı düzenledi. Buradan bir şey çıkacağını umuyorum. Karantinanın ekonomik etkisi büyük olacaktır, ancak bahsettiğim 'test parçacığı' iyi geliştirilirse sonunda tekrar açılabiliriz. Bence bu salgın kontrol altına alındıktan sonra hükümetler ve diğerleri bir sonrakine hazır olmak için büyük yatırım yapacaktır. Tüm dünyada terapötikleri test etme ihtiyacı var. Virüs ulusal sınırları tanımıyor." demişti.
Ateş Kara da ABD'de üretilmiş ve hiçbir kitlesel denemeden geçmemiş test parçacıklarını parmak ucunda göstererek tanıtımını yapmıştı. Bu parçacığın deri altına yerleştirileceğini söylemiş, gazetelerde bu haber resimli olarak yayınlanmıştı. "Deri altı parçacık" bütün dünyada "İnsanlara çip mi takacaklar?" sorusuna yol açmış, fakat bu konu bir daha gündeme getirilmemişti! Bunun yerine "çip takacaklar" diyenler komplo teorisyeni diye suçlanmaya başlandı. Bu yöntem, şu anda bütün dünyada sokak hayvanlarına uygulanıyor.
Diğer taraftan Almanya'daki Robert Koch Enstitüsü'ne göre, aşılanan kişilerin korona virüsü başkalarına bulaştırıp bulaştırmayacağı ve ne ölçüde bulaştırabileceği henüz netlik kazanmadı, bu sebeple aşılanan kişilerin maske mesafe ve temizlik önlemlerine devam etmesi gerektiği bildirildi.
***
Başından beri, İtalyan doktorların, "Çok hızlı mutasyon geçirdiği için korona virüse karşı aşı geliştirilemez. Grip aşıları dahil bu türdeki aşı çalışmaları küresel bir sahtekârlıktır" tespitinden bahsediyorum. Bu konuda aşı şirketlerinden veya bilim dünyasından en küçük bir açıklama bile yapılamadı. Bunun yerine, dünya çapında bir yaygara yapılıyor ve soru soranlar, "aşı karşıtı" diye suçlanıyor. Oysa bu açıklamayı yapan bilim adamları, aşı çalışmalarına katkıda bulunmuş insanlar. Hiçbiri aşı karşıtı değil! Sadece grip ailesindeki virüslere karşı aşının hiçbir işe yaramayacağını ve çözümün bağışıklık sistemini geliştirmekte aranması gerektiğini söylüyorlar.
***
Bu konuda sadece Türkiye değil, neredeyse bütün dünya zokayı yutmuş durumda, artık hangi uyarıda bulunursak bulunalım fazla bir anlamı yok. Bu sebeple Ömer Seyfettin'in "Herkesin içtiği su" hikâyesini bir defa daha hatırlatıyorum!
Hikâye şöyle bitiyordu:

"Memlekette çıldırmayan kimse kalmayınca uğursuz yağmurun suyundan içmeyip akıllı kalan bir avuç kişi, milyonlarca delinin maskarası oldu.
Fakat Ling-Yu bir sabah çılgın halkın tecavüzünden, eğlencesinden ürkmüş yakınlarına, 'Herkesin içtiği sudan hemen içiniz' emrini verdi. Önce kendisi içti, soylular, hekimler, filozoflar, hâkimler de içti ve sarayı çeviren surların dışındaki curcunaya katıldılar.
Gel zaman-git zaman bu umumi curcunanın adı 'sosyal düzen' oldu. (Yeni normal gibi…) Halk içinde tekrar akıllananlar, 'delidir' diye tımarhaneye tıkıldı."

Yazarın Diğer Yazıları