Koray Aydın'ın sonuca giden tutumu ve seçimler

Koray Aydın Ankara’da verdiği iftarda beş önemli nokta üzerinde durdu: Birincisi sevgisizlik, ikincisi cemaatlerin yapılanması, üçüncüsü yeniden inşa hareketi, dördüncüsü AKP’nin yolsuzlukları, beşincisi yerel seçimlerde alternatif oluşturmak.

* * *

Koray Aydın, “Bugün Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu en önemli şey sevgidir. Çünkü bir hareketi, bir toplumu, bir düşünceyi yok eden tek şey sevgisizliktir. Sevginin olduğu yerde kardeşlik ve dayanışma gelişir, hayat anlam kazanır, gelecek şekillenir” diye başladı ama böyle bir ortamın oluşturulması için önce durum tespiti yaptı.
Türkiye’nin son on beş yıldır, tarikatların ve cemaatlerin yapılanmalarıyla şekillenen yeni bir kadro hareketiyle yönetildiğine, ülkücü hareketin buna verdiği cevabın yetersiz olduğuna, işte bu sebeple yeniden yapılanmak gerektiğine işaret etti:
“Dünyayı kavrayan, dünyanın gidişatına uygun pozisyon alan, söylemlerini belirlemiş, karnından değil direkt konuşan insanlara ihtiyaç var. Şayet bu gerçekleşmezse, akıp giden zaman pek çok şeyi de beraberinde götürür. Belki önümüzdeki dönemde, bugünkünden çok daha vahim olayları konuşmak zorunda bırakır bizleri. Bu sebeple, büyük bir yeniden inşa hareketine ihtiyaç vardır. Bu hareket için aklı ve yüreği olan insanlara ihtiyaç vardır. Bilgi birikimini, donanımını, engin siyasi tecrübesini süzgeçten geçirerek hedefe yönlendirecek, toplumda ruh ve heyecan dalgalanmasını yaratabilecek bir kadroya ihtiyaç vardır. Bu toplum, bu dalgalanmaya hazır. Bunun için kararlılığın ortaya çıkması gerekiyor.”

* * *


Biz de ne zamandır bunu söylüyoruz ama bugüne kadar ortaya bir kadro ve kararlılık çıkmadı. Kişisel iktidar mücadeleleri ise başarısızlıkla sonuçlandı. Herkes kendi kişisel konumunu ön plana alarak hareket etti!
Aydın’a göre “Türkiye bugünkü yönetimi hak etmiyor” ve “Başbakan’ın sergilediği aile fotoğrafı”ndan kurtulmak şart ise, “Türk milliyetçilerinin derlenme ve toparlanma zamanı” gelmiştir!
Koray Aydın “Başbakan Erdoğan kalkmış basın toplantısında, ‘bu meseleler benim ülkemin meselesi değil’ diyor. Bunlar Habeşistan’ın meselesi mi? Bu insanlar senin yol arkadaşların değil mi? Hedef saptırarak neyi değiştirebileceğini sanıyorsun? Neye güveniyorsun? Türkiye’de muhalefet olmamasına mı güveniyorsun? Gün gelir, devran döner, sana da haddini bildiren çıkar elbette” diyebilecek cesareti kendisinde görüyor.
Üstelik dokunulmazlığı da yok!
Üstelik, Türk milliyetçilerinin, meydanı bu kadrolara bıraktığı için kendilerini sorgulamaları gerektiğini de söylüyor.
Üstelik siyaseten ne yapılması gerektiğini de biliyor; “Onları laiklik eksenine sıkıştırarak topluma hoş görünmelerine izin vermeyin. Bunların maskesini düşürmek şart. Bunları ilgilendiren milletin başörtüsü, inançları değil, OFER ihaleleri, belediyelerde yaptıkları yağmalardır. Bunlar varken ne diye milletin inançlarıyla meşgul olsunlar? Gerçek budur.”

* * *


Koray Aydın, doğrudan sonuca giden adamdır. Bir konu hakkında fikir geliştirecekse de sonuca gider, depremzedelere konut yapacaksa da “Türk mucizesi” denilen sonuca gider. 1999 seçimlerinden önce yaptığımız bir sohbette, çıtayı yüksek tuttuğunu anlamıştım. Şimdi görüyorum ki yine pratik düşünüyor ve “Bir partinin yüzde 47 oyu varsa, geri kalan yüzde 50’lik oyu iki parti aralarında taksim edecek demektir. Çünkü ortada başka parti kalmamıştır. Bu paylaşım ise MHP için çıtanın en az yüzde 25 olması anlamına gelir. MHP buna göre iddiasını şekillendirecektir. Bu oyu alacak ve sonraki genel seçimler için iktidar basamağı haline getirecektir. Bu olabilir, bunun gereği yapılırsa, komplekslerden arınılırsa, işin üzerine gidilirse olabilir” diyor.
İşte “sonuca gidiyor”dan kastım bu tutumdur. Kaynağı meçhul kararlarla yönetilen bir parti ile hiçbir yere varılamaz.

Yazarın Diğer Yazıları