Komutanların hukuka saygısı!

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’in Cumhuriyet Bayramı mesajı, basında “hukuka saygı” kavramı ile yansıdı. Ancak Koşaner’in mesajını okuduğunuzda, bu yansıtmanın eksik olduğunu görüyorsunuz.
Koşaner şöyle dedi:
“Bütün değerleriyle, hukuk ve düşünce sistemiyle daima çağdaş bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuka saygılı olmaya devam edecektir.
Ancak hukuka saygının herkes tarafından dikkate alınması gereken bir zorunluluk olduğu ve gerçek anlamda hukuk devleti olgusuyla çağdaş ve saygın bir toplum olunabileceği aşikârdır.”
Basında yansıtılan birinci cümledir. İkinci cümleyi okuyunca eksikliği anlıyorsunuz.
Koşaner, TSK üzerindeki soruşturmalara saygılı olduklarını, ancak hukuku uygulayan yargının ve olayları kamuoyuna yansıtan basının da, hukuka saygılı olması gerektiğini hatırlatıyor!
Peki TSK, “hukuka saygı”lı olduğu için soruşturmalarla bağlantılı olarak medya üzerinden kendisi üzerinde sürdürülen psikolojik operasyonu seyretmeye devam mı edecek? Buna karşı Türk hukuk sisteminde bir tedbir yok mudur?
Bir mesaj ile herkesin hukuka saygılı olması mümkün müdür?
Taşların bağlanıp köpeklerin serbest bırakıldığı bir ülkede hukuk mu kalmıştır?
Hangi hukuka saygı gösterilecektir! Gladio hukukuna mı?
Adı üzerinde; TSK üzerinde asimetrik psikolojik operasyon uygulanıyor! Bunun için hukuk da bir araç olarak kullanılıyor!
TSK’yı temsil makamında olanlar, bugüne kadar, kendilerinin açıkladığı bu asimetrik psikolojik operasyona karşı ne yapmıştır?

* * *

Koşaner, kendisinden önceki Genelkurmay Başkanları’nın da yaptığı gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin “üniter devlet, ulus devlet ve laik devlet temellerine oturan Atatürk milliyetçiliğine bağlı laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” olduğunu hatırlatıyor ve “Türk milletinin bağrından çıkan, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş ifadesi olan Silahlı Kuvvetlerimiz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Cumhuriyetimizin temel değerlerinin, ulusal birliğimizin ve bölünmez bütünlüğümüzün güvencesi olmaya devam edecektir” diyor.
Koşaner, “Türk Silahlı Kuvvetlerimiz birlik ve bütünlüğümüze kastedecek her türlü tehdit karşısında daima göreve hazırdır ve milletinin emrindedir” diyor.
İyi ama, birlik ve bütünlüğe kastedenler, Türkiye’yi özerk cumhuriyetlerden oluşan bir federasyona doğru götürürken, TSK’yı temsil edenler, bu tehdit karşısında ne yapacaktır?
“Milletin emrinde” olmak güzel de Anayasa’ya göre TSK, hükümetin emrindedir! Gerçi hükümetin de millet iradesi sonucu oluştuğu varsayılırsa, dolaylı olarak yine milletin emrinde olunuyor ama, Cumhuriyetin temel değerlerini hükümet yıpratıyorsa bu durumda hukuka aykırı bu eylemlere boyun mu eğilecek?
İşte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Türkiye Cumhuriyeti’nin milli devlet niteliğinin ve üniter yapısının tartışmaya açılarak, dağılmış ve parçalanmış bir biçimde yeniden tanzim ve teşkil edilmek istendiği anlaşılmaktadır” diyor.
Koşaner, “Güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmak, varlığımızın, bekâmızın ve esenliğimizin yegâne teminatıdır” diyor ama, asıl teminat milletin kendisidir. TSK’yı milletin sırtında bir yük gibi gösterenler, halkın çoğunluğunu TSK aleyhine çevirmişlerse ne olacak?

* * *


Biliyorum, operasyonu sürdürenlerin uzantıları, hemen “Arslan Bulut, TSK’yı kışkırtıyor” diye bu yazıyı yorumlayabilir.
Ben TSK’yı kışkırtmıyorum. Darbeci de değilim. Sadece lafla bu geminin yürümeyeceğini, psikolojik operasyona aynı yöntemlerle karşı konulması gerektiğini hatırlatıyorum!

Yazarın Diğer Yazıları