Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

​​​​​​​KKTC'nin tanınması adım adım yaklaşıyor

KKTC'nin 36. kuruluş yıldönümünü 15 Kasım'da büyük bir coşku ile kutladık. Her yıl olduğu gibi KKTC'nin kuruluşunu hazmedemeyen Rumlar, Güney'de çeşitli gösterilerde bulundular. Faşist ELAM Partisi'nin etkinliğinde alçaklar KKTC bayrağını yaktı. Rum militanlara ve bu çirkin olaya şu ana kadar kayıtsız kalan Rum yönetimine tepkiler yağmakta. Rumların kin, nefret ve düşmanlıkları doruk yapmıştır. Bunlarla hiçbir şekilde ve şartta ortak devlet kurulamayacağı her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır.

Rum-Yunan ikilisinin düşmanlıklarını duymak, bilmek istemeyen KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 25 Kasım'da Berlin'de BM Genel Sekreteri ve Anastasiadis ile 3'lü görüşme yapmaya hazırlanmakta. Akıncı, 2017'de Crans Montana'da çöken müzakerelerin yeniden başlamasını istemekte. Bu amaçla defalarca Anastasiadis'le görüşmüş ve her başarısız toplantıdan sonra 'Rumların niyetinde bir değişiklik olmadığını', 'ortak bir vizyonun' henüz oluşmadığını ' söylemesine rağmen federasyon için çaba göstermekten vazgeçmemiştir. Akıncı, yenilgiye doymayan güreşçi gibidir. Sonuç alınması mümkün olmayan bir hedefe kilitlenmiştir, 'Federasyon', Akıncı'da saplantı halindedir. Allah'tan görev süresinin sonuna gelmiştir ve Kıbrıs Türküne daha fazla zarar veremeyecektir. 25 Kasım görüşmesi, bana göre Akıncı'nın ve federasyon hedefinin tamamen tükeneceği bir toplantı olacaktır. Rum basınına yansıyan haberlerde iddia edildiği üzere, BM Genel Sekreteri Guterres, 25 Kasım'da Berlin'de gerçekleşecek 3'lü görüşmede "Ya referans şartlarında anlaşma ilan edecek ve beşli konferans çağıracak ya da bu çabasının da kesin bittiğini Kıbrıs Özel Temsilcisi Lute'u çektiğini ilan edecek, ardından BM Güvenlik Konseyi'ne, bu yeni çöküşten kimin ne kadar sorumlu olduğu bilgisini verecek." Diğer bir deyişle, Berlin'de dananın kuyruğu kopacak. Berlin görüşmesi Akıncı'nın sonu olacaktır. Akıncı'nın Berlin sonrası cumhurbaşkanlığı yarışından çekilme ihtimali dahi vardır. Akıncı'nın, Berlin'de herhangi bir emrivaki ve oldubittisine karşı, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Guterres uyarılmıştır. 25 Kasım öncesinde Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun Guterres ile telefon görüşmesi yapması beklenmektedir. Müzakereleri yeniden başlatma gayretleri sonuçsuz kalmaya mahkumdur. Anastasiadis'in 2. Cumhurbaşkanı Talat'a söylediği gibi Berlin görüşmesi boşunadır ve boşuna masraf yapılacaktır. Akıncı, Berlin'de dünya gerçeklerini/dengelerini görecek ve Türkiye'nin gücünü sınamanın bir bedeli olduğunu anlayacaktır.

Tanınma mümkün

Bundan sonra ne olacağı hergeçen gün berraklaşmaktadır. Rum ile anlaşma uzlaşma mümkün değildir. Rum tarafı eşit siyasi ortaklığa dayalı bir modelde anlaşmaya yanaşmamakta. BM'nin yapması gereken, tarafların anlaşma konusunda sonuç alamadıklarını, yani malumu,ilan etmektir. 50 yılı aşan müzakerelerde sonuç almanın mümkün olamadığını dünyaya duyurmaktır. Akıncı'nın görevinden ayrılması sonrasında KKTC'nin tanınması için seferberlik ilan edilmelidir. Gerekli strateji ve plan çerçevesinde KKTC'nin tanınması kampanyası başlatılmalıdır.

Akıncı ve onun gibi emperyalizmin yolunda giden Rum işbirlikçilerinin, KKTC'nin tanınmasının mümkün olmadığı söylemleri saçmalıktır. Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş'ın beni özel Büyükelçisi olarak görevlendirdiği dönemde yaptığım birçok temasta, tanınma talebimiz olması halinde, KKTC'nin tanınmasının mümkün olduğunu bizzat yetkili birçok yabancı devlet adamından duydum. Daha önce bu köşemde de yazdığım üzere özellikle kardeş İran İslam Cumhuriyeti ve Rusya nezdinde yaptığımız girişim ve temaslarda bunu gördük. KKTC'den 'bizi tanıyın' talebi olması halinde birçok ülke devletimizi tanıyacaktır. Birkaç gün önce KKTC'de düzenlenen önemli bir konferansa katılan eski dost Rusya Devlet Başkanı Putin'in danışmanlarından Prof. Aleksandr Dugin'in söyledikleri önemlidir. Dugin şunları söylemiştir; "Türkiye, Suriye ile diplomatik ilişki başlarsa, hızlıca Kuzey Kıbrıs'ın bağımsızlığının kabul olmasıyla çok daha büyük problemler çözülür. Dün, Rus-Türk ilişkileri sorunluydu, halloldu. Biz 15 yıl önce Rauf Denktaş'la görüştüğümüzde böyleydi, ama Denktaş bu durumun düzeleceğini görüyordu. Şimdi sırada Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmesi vardır, o da hallolduğunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmasına sıra gelecektir"…

KKTC'nin tanınmasını talep etmekten çekinmemeliyiz. Önemli olan bu kararı cesaret göstererek, emperyalizmden çekinmeyerek alabilmektir.

Yazarın Diğer Yazıları