Kıbrıs'ta son dönemde yaşanan ve Ada'mızı yaşanmaz bir ülkeye çeviren olaylara hiç şaşırmıyorum. Yıllardır alınmayan tedbirler yüzünden cennetten parça güzel memleketimiz maalesef bir 'suç cehennemine' dönüşmüştür. Gün geçmiyor ki bir cinayet, tecavüz, hırsızlık, gasp, kundaklama, kurşunlama, kavga, tehdit, esrar-eroin kaçakçılığı, aşırı dozdan ölen gençlerin haberini almayalım. Trafik kazalarında yitirdiklerimiz, kayıplarımız da oldukça fazladır. KKTC halkı bu durumdan bezmiştir ve huzursuzdur. Polis ve Emniyet güçlerimiz ellerindeki imkânlar, daha doğrusu eksiklikler çerçevesinde, yetersiz kalmakta, eli kolu bağlı olayları sadece izlemekle yetinmektedir.
Cezalar caydırıcı değil
Lefkoşa'daki Merkezi Hapishane ağzına kadar suçlu ve hükümlülerle doludur. Yeni suçlular için hapishanenin genişletilmesi çalışmaları çoktan başlatılmıştır. Nüfusumuza göre suç işleme oranında herhalde dünya sıralamasında en önlerdeyiz. KKTC adeta kanun tanımazların ve suç şebekelerinin rahatça istediklerini yapabildikleri ve ellerini kollarını sallayarak halkımızın arasında dolaştıkları çok garip ve tehlikeli bir ülke haline gelmiştir. Adalet sistemi de maalesef suçlarla ve suçlularla mücadele etmekte yetersiz kalmaktadır. Birçok suçun cezası kanunlarımızda belirtilmemiştir ya da suçun cezası hafiftir ve caydırıcı değildir. Yasama, yani halkın seçtiği milletin vekilleri, birbirleri ile didişmekten ve makam koltukları için mücadele vermekten asli işlerini yani kanun yapmayı ihmal etmektedirler. Yolsuzluk, usulsüzlük, yasa dışılık, rüşvet, görevi kötüye kullanma, devlet malını şahsi çıkarları için cebe indirme, partizanlık, eşi dostu kayırma, torpil yaşamın "doğal" bir parçası olmuştur ve maalesef artık yadırganmamakta, ayıplanmamaktadır.
KKTC'de paranız ve yetkili/etkili makamlarda yakınlarınız varsa neredeyse her istediğinizi yapabilirsiniz. Memleket maalesef 5-10 yolsuzun, arsızın ve kanun tanımayan kan emici vampirin kontrolüne girmiştir. Kartellerden oluşan ve süratle monopolleşen ekonomik yapıya hâkim olanlar ülke için tehlike arz etmektedir. Ülkedeki tefeci bankalar halkı soymakta, inim inim inletmektedir. Astronomik faiz oranları, borçluların geri ödeme yapabilmesini imkânsız hale getirmiştir. Gece kulüpleri, kumarhaneler, şans oyunu salonları yerel halkı sömüren ve yaşantısını alt üst eden unsurlardır.
Psikolojimiz bozuldu
Aile yapımız can çekişmektedir. Evlenenlerin yarısından fazlası daha bir yıl dolmadan mahkeme kapılarında boşanma yolunu seçmektedir. Sosyal sorunlar artmaktadır. İnsanların psikolojisi bozuktur ve toplumsal gerilim had safhadadır. Bir türlü çözümlenemeyen ekonomik sorunlar, işsizlik, geleceği kestirememe ve ileriye doğru plan yapamama, artan göçler, siyasi belirsizlikler toplumu çöküş noktasına getirmiştir.
Turizm ve eğlence merkezi cennet KKTC'nin şimdilerde ne tür haberlerle anıldığını üzülerek ve kahrolarak izlemekteyiz. Daha geçtiğimiz hafta KKTC ve Türkiye "kürtaj çetesi" ve birbiri ardına gelen "kundaklama" olayları ile sarsılmıştır.
KKTC polisi, mafya tarafından tehdit edildiğini savunurken, bazı kesimlerce de yıldırılmaya ve sindirilmeye çalışıldığını açıklamıştır. Saldırıya maruz kalan iş yeri sahiplerinin de olaylar hakkında sessiz kalmaları faillerin bulunmasını son derece güçleştirmektedir. Vatandaşlarımız bir yana, Emniyet güçlerinin de tehdit edilmeleri karşı karşıya olduğumuz tehlikenin boyutunu göstermektedir. Ülke yangın yerine dönmüştür. Ülkede kıyamet kopmuştur. KKTC'de yaşananlar ülkenin doğru dürüst yönetilemediğini göstermektedir. Siyasilerimizin önemli bir bölümü beceriksizdir ve oturdukları makamlara yakışmamaktadırlar. Kamu reformunun gerçekleşmesi ve ülkenin sil baştan yeniden yapılanması için güçlü bir elin KKTC'ye dokunması ve derman olması gerekmektedir.
