Kızım sana söylüyorum... (19 Mayıs 2015)
Bu kadar yıllık yurt dışında gazetecilik yapmak, dış politikada ve uluslararası ilişkilerde, tesadüfler olamayacağına inanmayı bana öğretti. Genelde, olayların çakışmasının, iyi düşülmüş bir planın, hamleleri ve önceden planlanmış bir satrancın gelişmeleri olduğunu gördüm. Neden balıklama böyle bir konuya girdin, sorusu aklınıza gelebilir. Sebep, geçen haftaki gelişmeler. Bir cinayet masası dedektifinin cinayeti çözüşü metoduyla, zanlıları ve olasılıkları, alt alta yazınca, bu kanaate vardım. Sizlerin de, seçim heyecanı ve içeride demokrasicilik oyunu ile bağlantılı, kayıkçı kavgaları nedeniyle bunlara dikkat ettiğinizi sanmam.
Geçen haftanın, görünen en önemli gelişmesi, NATO Dışişleri Bakanları’nın Antalya’da yaptıkları toplantıydı. Sağ olsun, bizim boyalı basın, bu konuya, gereken önem ve dikkati göstermedi. Dışişlerinin resmi açıklamalarıyla yetinmeyi, yeterli gördü.
Ne oldu, bu toplantı ardından?
- ABD Dışişleri Bakanı ve NATO Genel Sekreteri, toplantının ana konusunun, IŞİD, olduğunu açıkladı
- IŞİD’e silah götürdüğü ileri sürülen bir Türk gemisine, Batı’nın tanıdığı Libya hükümeti, kara ve hava saldırısı yaptı.
- ABD Başkanı Obama’nın Özel Temsilcisi General Allen ve Özel Temsilci Yardımcısı McGurk Türkiye’ye geldi.
- ABD özel kuvvetleri, bir operasyonla, IŞİD’ten en tepelerdeki Ebu Seyyaf’ı öldürdü.
- Koalisyon uçakları, Ramadi’de, IŞİD tarafından ele geçirilen hükümet binalarını bombaladı.
- Suriye’nin, sınırı kontrol için yolladığı insansız hava aracını, kahraman hava kuvvetlerimiz, büyük başarı ile düşürdü. (Askerlik konusunda yeterli bilgisi olmadığı anlaşılan Savunma Bakanı ve Başbakan, bu aracı helikopter yaptı.)
Demek ki, NATO ile başlayan, IŞİD karşıtı bir operasyon var ve bu da gerçekleşiyor. Bu arada, bizimkilerin Suriye sınırı içine, silah sevkiyatı konusu, artık günlük konulardan biri.
Bunun dışında, bazı başka siyasi gelişmeler de var, “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” hesabından. Mısır’da, bizimkilerin kankası Mursi’nin, idama mahkûm edilişinden söz ediyorum. Yanlış anlamayın, bırakın, basmakalıp demokrasi sloganlarını, en azından idam cezasına karşıyım. Ama gerçek şu ki, Mursi’ye bu cezanın verileceğini, bizde seçimler için siyasi seçim propagandası yapanlar biliyordu. Yoksa birden, nereden Menderes ve 27 Mayıs söylemleri için içleri kabardı. Yok, öyle bir şey. Bence, onlar da bu sonucu bekliyorlardı.
Gelelim Mursi konusuna. Mursi’yi, aynı bizde olduğu gibi, birileri, Mısır’da pompaladı. Diyeceksiniz, yüzde 51 oy aldı. Nerede bu adam tutuklanırken, o yüzde ellibir? Laf aramızda Almanya’da Adolf Hitler de yüzde 51 oyla iktidara gelip diktatör olmuştu. Demek ki, yüzde 51, diktatörlük için yeterli sayı. Mübarek’i iş başına getirenler, çizmeyi aşınca, onu Mursi ile götürdüler. Mursi’nin atadığı Genelkurmay Başkanı Sisi de onu devirdi ve yargılatıp idama mahkûm etti.
Mursi konusunda, Washington’dan, tüm öteki Batı başkentlerinde, bu idam kararına karşı, tepkiler de geliyor. Ama ben, Batı başkentlerinde atılan, demokrasi ve insanlık sloganlarına inanmayı, 30 yıl önce bıraktım. Devletlerin çıkarları her şeyden önemli. Diktatörleri de demokrasi düşmanlarını da desteklerler. Ama baktılar ki getirdikleri adam başlarına bela olacak, bizde olduğu gibi, getirdikleri gibi de götürürler. Bu konuyu eleştiren Erdoğan’a ise, Irak, Suriye ve Bahreyn’de meydana gelen katliamlarda, neden sessiz kaldığı ve şimdi sorguladığı, Batıyla birlikte neden hareket ettiği sorgulanıyor, çifte standardı gündeme getiriliyor. Bizim Kaç-Ak Saray mukimi konuyu çarpıtıp seçim malzemesi yaparken, aslında verilen mesajı anladığını ima eden sözler sarf ediyor. Kayseri mitinginde Mursi’nin başına gelen benim de başıma gelebilir sözlerini başka şekilde değerlendirmek mümkün mü? Hani kefenini giydiğini öne süren bu kişi, nedense binlerce koruma ordusu olmadan halkın önüne çıkamıyor ne hikmetse.
Ben, Mursi’nin idam edileceğine ise inanmıyorum veya daha doğrusu, inanmak istemiyorum. Ama Mursi kararının, belirli liderlere, bir uyarı mesajı olabileceğini sanıyorum. Başta da söylediğim gibi, “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” hesabı.