Kızılırmak suyu ve su pazarında dönen katrilyonlar!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 28 Mayıs 2008’de yaptığı açıklamada “Kızılırmak suyunun Ankara’ya verildiği gün ajitasyon yapılacağını söyledim. 21 günden beri Ankaralılar Kızılırmak suyunu içiyor. Kimse bunun farkına varmadı. İshal vakaları artmadı” dedi.
Su meselesi, hem artan nüfus hem de son yıllardaki kuraklık sebebiyle, ön plana çıktı.
Bir belediye başkanı için de şehre su temin etmek birinci görevdir. Fakat, Kızılırmak suyu ishale sebep olmadı diye içme suyu olarak kullanılabilir mi?

* * *

Konuyla ilgili bir inceleme yapan Tıp Kurumu Başkanı Dr. Mehmet Altınok ve Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer özetle şu bilgileri veriyor:
* Kullananlarda ishal vakası görülmemesi içme suyunun sağlık yönünden sorunsuz olduğunu göstermez. İçme suyu kalitesinde insan sağlığı için esas önemli olan parametre basit arıtma işlemleri ile kolaylıkla bertaraf edilemeyen toksik etkili kimyasal kirliliklerdir. Bu kimyasal kirliliklerin etkisi, yıllarca sonra başta kanser olmak üzere çeşitli kronik hastalıkların artmasıyla ortaya çıkar.

* Dünyada başta kanserojen etkisi olmak üzere insan sağlığına zararlı etkileri nedeniyle içme suyunda en fazla sorun oluşturan toksik maddelerin başında Arsenik gelmektedir. İçme suyunda yüksek oranlarda Arsenik, mesane, akciğer, cilt, böbrek ve karaciğer kanserine yol açabilir. Ayrıca merkezi ve periferik sinir sisteminde kalpte, damarlarda ve ciltte ciddi boyutlarda hasara neden olabilir.

* Gerek Dünya Sağlık Örgütü gerek Türk Standartları Enstitüsü gerekse Sağlık Bakanlığı Yönetmeliğine göre 1 litre içme suyunda izin verilen maksimum Arsenik değeri 10 mikrogramdır. 13 Mayıs tarihli ASKİ Kızılırmak suyu analizinde 1 Nolu Arıtılmamış Ham Su örneğindeki Arsenik miktarı 12.1 mikrogram litre; İvedik Çıkışındaki Arıtılmış Suda Arsenik değeri 1 mikrogramın altında raporlanmıştır. Melih Gökçek 1 Haziran gecesi, SES TV’deki canlı yayın programında 27 Mayıs’ta yapılan analizde Ham Su örneğindeki Arsenik oranını 13.7 mikrogram olarak açıklamıştır. Geleneksel arıtma yöntemleriyle Arsenik miktarının bu kadar düşük düzeylere nasıl çekildiğinin açıklanması gerekmektedir.

* Kızılırmak suyunun toksikolojik değerlendirmesinde önem taşıyan diğer bir ağır metal Kadmiyumdur. Ancak ASKİ Kızılırmak Suyu Analizinde Kadmiyum ölçümüne ait değerler yoktur. Neden Kadmiyum analizi yapılmamıştır?

* 1150 kilometrelik güzergahı boyunca Kızılırmak’a tarımsal ilaçlar da karışmaktadır. Tarımsal ilaç kökenli toksinlere ait bir analiz neden yapılmamıştır?

* Kızılırmak sularında gerek Devlet Su İşleri’nin gerekse Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin yaptığı analizlerde Sülfat, azami değerlerin üzerinde bulunmuştur. ASKİ’nin 13 Mayıs tarihli su analizinde Sülfat miktarı düşük çıkmıştır. Kızılırmak suyunun diğer sularla harmanlanması ve mevsimsel koşullar bu büyük farkı açıklayıcı nitelikte olabilir mi?

* Kızılırmak güzergahındaki Kayseri dışındaki illerde atık su arıtma tesisleri yoktur. Kanalizasyon suları da Kızılırmak’a karışmaktadır. Kırıkkale’de Kızılırmak suyu kuyu sularıyla harmanlanarak içme suyu olarak kente verilmektedir. Ancak sular kalitesiz olduğundan halk tarafından kabul görmemektedir. Bu yüzden Ankara’da hızla damacana ve diğer formlardaki su tüketiminde patlamaya yol açılacak ve su pazarında yıllık 1 katrilyon lirayı aşan dikkat çekici bir büyüme gerçekleşecektir.

* Su pazarımızın da diğer sektörlerde olduğu gibi hızla ulus ötesi şirketlerin hakimiyeti altına girdiği böylesi bir iklimde bu şirketlerin yerli işbirlikçileri de rant dağıtımından paylarına düşeni alacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları