Kişiliğini parti başkanlarına ciro eden milletvekilleri!

İngiltere için “futbolun beşiği” denildiği gibi “demokrasinin beşiği” ifadesi de kullanılır. Futbol, polo gibi oyunların Orta Asya kökenli olduğu bilinir, fakat İngilizler geliştirmiş ve dünyaya yaymıştır. Demokrasi kelimesi ise eski Yunancadır ve bir sistem olarak Atina’da kullanılmıştır. Ancak, demokrasi Atina vatandaşı olan 2500 kişi için geçerliydi. Bunun dışında kalan 20-25 bin kişinin hiçbir hak ve hukuku yoktu.
Gerçi bugün uygulanan demokrasinin de Atina’dakinden pek farkı yoktur. Türkiye’de de birkaç yüz bin kişi arasında demokrasi uygulanır, milyonlarca insan, kendisine dayatılmış adayları oylamakla demokrasinin gerçekleştiğini zanneder.

* * *

İngiltere’de demokrasinin nasıl uygulandığına dair çok önemli bir açıklama yapıldı.
İngiltere’de eski Uluslararası Kalkınma Bakanı Clare Short, Irak savaşı öncesinde kabinede neler konuşulduğuna dair başvuruyu “devlet sırlarının korunması” gerekçesiyle reddeden hükümetin başka seçeneği bulunmadığını, çünkü kabinede konunun hiç tartışılmadığını açıkladı.
Anadolu Ajansı’nın haberine göre Bakanlar Kurulu’nun savaştan önce 17 Mart 2003 tarihli son toplantısının, Kraliyet Başsavcısı Lord Goldsmith’in Irak savaşına ilişkin hukuki mütalaasını vermesi için düzenlendiğini anlatan Short, “O gün toplantıya gittiğimizde önümüzde birer parça kâğıt bulduk. Lord Goldsmith tarafından kaleme alınmış bir-iki paragraftan oluşan ve savaşın legal olduğunu anlatan bir metindi. Burada bir sorun bulunmadığını söylüyordu. Lord Goldsmith bunu yüksek sesle okumaya başladı. Biz de ‘Gerek yok, biz okuyabiliriz’ dedik. Bunun üzerine Tony(Blair) de ‘Hepsi bu kadar, durum budur’ gibi bir laf etti ve toplantı bitti” diye konuştu.Kendisi itiraz ederken bütün kabine üyelerinin “Clare sessiz ol, dur” dediklerini belirten Short, kendisinin dışında kimsenin konu üzerinde değerlendirme yapmak istemediğini ifade etti.

* * *


Türkiye’de ise TBMM, 1 Mart tezkeresini oyladı ve reddetti. Sonradan tezkereye aykırı olarak Amerikan uçakları Türk hava sahasını ve İncirlik Üssü’nü kullandı!
Birinci Körfez Savaşı sırasında ise Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay’ı, Irak’a kuzeyden girmeye ikna edemedi. Çünkü ortada bir Meclis kararı veya hükûmetin yazılı bir emri yoktu.
Fakat Türkiye’de siyasi partiler ve seçim yasaları antidemokratiktir. Siyasi partiler diktatörlükle yönetilir. Hepimiz biliyoruz ki, genel başkanın kararına aykırı oy kullanan veya farklı bir görüş beyan eden milletvekili partiden ihraç edilir! Genel Başkan, konuyla ilgili kararını kime danışarak vermiştir, orası meçhuldür!
Bazı partiler devlet partisidir! Bazıları ise küresel sermayenin sözcüsü olan CFR gibi örgütlerin desteğiyle kurulmuştur. Dolayısıyla erken seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi, ülkenin stratejik kuruluşlarının küresel sermayeye devredilmesi gibi kararları, kendilerini kuran iradenin emri olmadan alamazlar!
Kaynağı meçhul bir telefon emri, halkın seçtiği söylenen milletvekillerinin veya parti yetkili kurallarının iradesinden üstün gelir.

* * *


Türkiye’de uluslararası tahkim, IMF’nin dayattığı “15 gün içinde 15 yasa”, petrol yasası, maden yasası, ikiz yasalar gibi sömürge yasaları TBMM’den geçerken, iktidar partileri içinden itiraz eden, aleyhte oy kullanan tek bir milletvekili çıkmadı.
Milletvekilleri, oylarını küresel sermaye için kullandı. Emir dışarıdan geliyor, devlet kanallarıyla genel başkanlara tebliğ ediliyor, grup kararları alınıyor ve TBMM’de oylanıyor. Buna da demokrasi deniyor.
Bugün Türkiye her alanda iflasa sürüklendiyse, sebebi bir koltuk uğruna kişiliğini parti başkanına ciro eden, sözde milletvekilleridir!

Yazarın Diğer Yazıları