Kimse Türkler adına pazarlık yapmasın!
NATO, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Peşmerge Bakanlığı’nı ki bu Savunma Bakanlığı demek oluyor; ilk defa NATO tarafından düzenlenen uluslararası bir konferansa davet etti! Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü Cebar Yaver, Belçika’nın başkenti Brüksel’de başlayan ve iki gün sürecek konferansta Kürt bölgesinin askeri gücünü temsil edecek. Peşmerge Bakanlığı’nın resmi internet sitesinden yapılan açıklamaya göre konferansta, “NATO ile Federal Irak’ın ilişkileri” de ele alınacak.
Esasen Irak’ı üçe bölen NATO ülkelerinin ordularıdır. NATO’nun asıl sahibi olan ABD, Irak’taki Şiilere ve Sünni Araplara dayanamayacağını bildiği için ve zaten kendi planı gereği, Kuzey Irak’taki Kürt yönetimini güçlendirmeye ve ona bağımsız devlet statüsü kazandırmaya çalışıyor.
***
NATO’yu veya ABD’yi siyasi kıble olarak belirlemiş Türkiye’deki iktidar da eş zamanlı olarak “Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Cumhurbaşkanı” sıfatıyla Mesud Barzani’yi Diyarbakır’da ağırlayacak.
Türkiye’yi stratejik bir sefalete sürükleyen Ahmet Davutoğlu, “Başbakanımızın Barzani’yi daveti özgüvenin yansımasıdır” diyordu.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise “Geldiğimiz nokta hiç de iç açıcı değil” görüşünde...
Erbil’deki Selahaddin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Barzani, Anadolu Ajansı muhabiri Salih Bilici’ye yaptığı açıklamada “Ziyaret tarihidir. Çünkü Diyarbakır, Kürtler için sembol bir kenttir. Türkiye, Irak, Suriye ve İran Kürtleri aynı millettir. Barzani’nin ziyareti, bütün Kürt halklarına bir katkıdır. Barzani, eğer yerel Kürt elbiseleriyle Diyarbakır’a giderse bu, çok önemli bir mesaj olur” dedi!
Demek ki neymiş! Ziyaretin hedefi, Türkiye, Irak, Suriye ve İran Kürtlerini bir çatı altında birleştirmekmiş...
Peki Türkiye’nin stratejisi bu mudur?
Kürtlerin birleşip tek devlet olmasına dönük eleştirilere bazıları “Siz bütün Türklerin birleşmesini savunurken Kürtlere niçin bu hakkı tanımıyorsunuz?” diyorlar. Soru mantıklı gibi görünüyor ama değil... 1993’te önerdiğim gibi Türk Cumhuriyetleri’nin, Türk Birleşik Devletleri olarak birleşmesi halinde elbette böyle bir birliği, “Nükleer silahlardan da tehlikeli” gören NATO, yani ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya korkuya kapılabilir ama böyle birlik kimseden toprak talep etmiyor. Büyük Kürdistan hedefine yönelenler ise Türkiye’den toprak talep ediyor!
Bu bir savaş sebebi değil midir?
***
Aslında Türkiye Türkleri, Kürtleri bugüne kadar kendisinden ayrı saymamıştır. Bu çerçevede, eski Osmanlı vatandaşı olan Irak, Suriye veya İran Kürtlerini de oradaki Türkmenlerle birlikte görürdü... Fakat bugünkü siyasi gelişmelerin Türkiye’den toprak koparmaya dönük olduğunu da herkes biliyor. Tayyip Erdoğan, özerklik taleplerine daha partisini kurmadan evet demişse de Türk Milleti’ne kimse toprak kaybını kabul ettiremez. Bugüne kadar 40 bin kişi kaybettik! Allah korusun; 4 milyon kişi de kaybedebiliriz! Sonuçta, hepimiz kaybederiz!
Peki çözüm nedir? Çözüm; Türkiye’den toprak koparmak değil, Misak-ı Milli sınırlarını esas alarak Türkiye’de birleşmektir. Irak’taki veya Suriye’deki Kürt yönetimi, Türkiye’deki BOP’çu siyasi iktidarla işbirliği veya pazarlık halinde sonuç alamaz. Türk Milleti’ni ikna etmek istiyorlarsa, önce Kerkük ve Musul’da, Telafer’de, Erbil’deki Türkmenlerin hakkını teslim etmek zorundadırlar. Yoksa Irak’taki Türkmenlerin katledilmesine karar vermiş insanları, Kürtlerin temsilcisi sayıp Diyarbakır’da ağırlamak, kendisini “milleti İbrahim” deniz diye saklayıp Türklüğe dair ne varsa ortadan kaldırmaya çalışanların işidir. Onlar artık Türklerin temsilcisi sayılmıyor. Siyaseten de böyle olacaktır!